23.Bölüm

3.8K 185 81
                                    

"Belkide söylemen gerek hislerini,Kim bilir?"

-♡-

YAZARIN ANLATIMIYLA;

Sessiz sokaklar içindeki lambaları ortaya saçarken bazı insanlar uyurken,bazıları ise işinin başındaydı.Çiseleyen yağmur artık yavaş yavaş dururken elindeki zarfı kendi adıymış gibi saklayan bu adam,ya görevini zorla yerine getirecek yada ölecekti.
Her bastığı kaldırım taşı yerinden oynarken zihninin köşesinde olan korku hissini ise hırs kaplıyordu.Eğer bu işi başaramazsa patronun gözünden düşecek,ebedi bir cehenneme yollanacaktı.Elbet ölmek onu korkutmazdı lakin evinde bekleyen o minik kızınada asla kıyamazdı.

Ceketinin iç cebine koyduğu bu zarf emanetti,kırışmasına bile müsade etmeyen bu adamın terk derdi bir an önce işini bitirip kızını görmekti.Oysa kızından başkada kimsesi yoktu...
Vücudunu sıkan gömleğin ilk iki düğmesini açıp derin bir nefes aldı.Ortak olduğu günahlar artık bu adamı boğuyor,derine batırıyordu.

Büyük malikanenin önüne vardığında cebinden telefonunu çıkarıp birkaç tuşa bastı,telefon kulağına koyup sadece bekledi.İki çalıştan sonra açılan telefon ile kendini düzeltti.Sanki patronu karşısında duruyor,özen gösteriyordu.Emaneti getirecek olan adam konuştu ilk önce "Patron,dediğiniz malikanenin önündeyim.Planı başlatıyordum.İstediğiniz birşey var mı?" Elinde tuttuğu telefonu sıkıca kavrarken,Bir başka ülkede olan patronu ise sessizce güldü.Bundan haz alıyor,işlerini bitireceğini düşünüyordu.Gülüşü yavaş yavaş solan Patronu konuştu "Zarfı aynen dediğim yere koy,koy ve sözümü dinleki kimseye birşey olmasın değil mi?"

Yardımcının gözünden düşen tek yaş,belkide herşeyin açıklanmasına neden oluyordu."Tamamdır Patron,halledince sizi arayacağım" yardımcı son sözünü söyleyip telefonun kapanmasını bekledi.Telefon kapanınca ceketinin diğer iç cebine koyup Malikanenin arka kapısına doğru yol aldı.
Saat;12.03

Hayatında sadece ölmemek için savaşan bu yardımcı şimdi öleceğini hissediyordu.Her attığı adım sanki istemsizce atılan bir adımdı.Gizlice ulaştığı arka kapıdan dikkatlice girdiğinde korumaların aralarında konuştuğunu duydu "Özgür Bey bu hafta yada haftaya Mardin'e gidecekler.Hiçbir aksaklık çıkmaması lazım.Akif'e güvendiğim söylenmez,o yüzden sana söylüyorum" Yardımcı,korumalara gözükmeyerek girdiği kapıdan işini titizlikle yapıyordu.Artık kafasında öldürmek yoktu,bitirmek vardı.
Ay,ışığını gösterirken yardımcının yüzüne değiyor fakat bu ışık onu yüzünün ne kadar karardığını gösteriyordu.

Aklına ne zaman o günahsız kadın gelse kendinden utanıyor,yaptıklarından pişman duyuyordu.

İşte şimdi o pişmanlığı yok etmek için buradaydı yardımcı.Patronun kendi yazdığı mektubu ceketinin içinde,kalbinin tam hizasındaydı.
Aklına kazındığı pencerenin önünde durduğunda kaşlarını çattı.Pencerenin açık olması yardımcısı şaşırtırken pek sorgulamadı.

Çünkü yardımcının tek işi Doğa'yı öldürmek ve o mektubu kanlar içinde yatan kızın tam kalbinin üstüne koymaktı.Yapmak kolay olmayacak lakin annesinden koparılan bir kıza acımak onun yeriydi.

Güçlü vücudu ile sessizce tırmanmaya başladı.Tutuna tutuna gelerek aralıklı pencerenin kulpunu kavrayıp ses çıkarmamaya özen göstererek itti.Hızlıca girdiği pencereden gördüğü manzara ile elleri kan tuttu.Kız yoktu...
Arka cebine sıkıştırdığı silahı çıkarıp elinde tuttu.Kapıya doğru adımlayıp kolu sessizce açmaya çalışsada açılmadığını fark edip kilide doğru baktı.Eli kilide doğru gittiğinde sessiz olamaya özen göstererek anahtarı çevirdi.Yardımcının hergün zehir gibi çalıştığı kafası şimdi bir uçurumdan farksızdı.Kapıyı açıp gelen giden var mı diye bakındıktan sonra kimseyi görmedi.Hoş,bir gelen giden olursa kafasına sıkardı,bu da bir tercihci.Kapıyı kapatıp yatağa baktı,neredeydi bu kız? Meryem bile kızı hakkında tek bir haber beklerken,ölüm haberini verecekti oysa yardımcı.Patronun amacı Meryem'i git gide öldürmekti,bu eline geçmiş bir fırsattı.

KİM BİLİR? || Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin