24.Bölüm

3.7K 180 57
                                    

>AFİŞ<

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

>AFİŞ<

Yazarın
Anlatımıyla;

Çokça yaşanmış hayat vardı.Tanır,sever ve biterdi.Başka türlüsü artık gökte yaşar,bunlar büyük aşklardı.Özgür ve Meryem gibiydi...

~

Mardin

Agah Kurtuluş,her zamanki gibi terasında oturmuş kahvesini içiyordu.Tek değildi düşünceleri de onunla birlikteydi.Merak ediyordu,şimdi oğlu nasıl? Yeni bildiği Torunu Doğa nasıldı? Hüzün ile göğe bakıyor,sadece ailesinin gelmesini bekliyordu.Bu sert adam,söz konusu ailesi olunca her şeyi bırakırdı.
Derin bir nefes alıp kahvesinden bir yudum daha aldı.Bu acı kahve Agah Kurtuluş'u ayıltırken duyduğu adım sesleri ile kaşlarını çattı.
Sadece Özgür ve torunları ile ilgili haber istiyordu.Başkasına lüzum yoktu Agah Kurtuluş'a göre.

"Agah?"

Duyduğu ses ile tebessüm etti,elbet herkesin bir sevdiği vardı.Filiz'in sesi ile sevdiğine döndü,yüzündeki endişeyi gülümseme yer alınca Agah konuştu "Gel otur Filiz'im,kalma orada öyle yanıma gel" Filiz duydukları ile tebessüm ederek yavaşça Agah Kurtuluş'un yanına oturdu.Filiz'de merak ediyordu Doğa'yı,Dilara'dan çok daha farklı olduğunu biliyordu.Ailesini dağıtan,herşeyi mahveden bir kızdan başka birşey değildi Dilara.Filiz üzülüyordu,en çok ise her sevgi verişinde boşa çıktığına üzülüyordu.
Dolmuş gözlerini konağın boşluğuna çevirdi,konuştu "Gelecekler değil mi?" Filiz'in sorusu ile başını olumlu salladı Agah.Zaten üç oğlu vardı.Özgür,Cihan ve Melih.Birde torunları vardı.Başka kimi vardı?

Bir taraftan ise korumalar etrafı gözetliyor,denetliyordu.
Hiçbir aksilik çıkmaması lazımdı,aksi halde gerisi çok kötü olurdu.Korumaların başı olan adam,ailenin bir ferdi gibiydi.Bir zamanlar bu adamın babasıda çokça fedakarlıklar yapmıştı,oğluda ondan farksızdı.Dikkatlice etrafı gözetleyip derin bir nefes aldı,onu sıkan ceketinin düğmesini açıp başını göğe kaldırdı.Başını yana kaydırdığında Agah Kurtuluş'u görmesi ile kendine çeki düzen verip baktı.Hala genç ve sert görünen bir adamdı.Tebessüm ile baktı baş yardımcı Akad.
Yüzüne vuran gün ışığı gözünü acıtsada çekmedi gözlerini.
Agah ise kahvesinin son yudumunu alıp önündeki mermere bıraktı.Filiz'in ayaklanması ile bakışlarını Filiz'e çevirdi.
"Ben gideyim,mutfakta neler olmuş bitmiş bir bakayım.Bir isteğin var mıdır?" Filiz'in sorusu ile başını olumsuz salladı.Filiz,boş fincanında eline alıp son kez Agah'a bakıp aşağı indi.Agah'da ayağa kalkıp şirkete geçecekken çalan telefonu ile durdu,kaşlarını çattı.
Masanın üstünde duran telefonunu eline alındığında Özgür'ün aradığını görmesi ile tebessüm etti,telefonu açtı

"Baba,Baba yardım et.Ben öğrendim yaşıyor, yaşıyor baba.Yardım et bana" Hızlıca ve sertçe konuşan oğlu ile kaşlarını çattı.Ne olmuştu? Agah ise zaman kaybetmeden cevap verdi
"Noluyor oğlum,iyi misiniz? Kim yaşıyor,neler oluyor?Hadi anlat babana" Merak tüm yüreğini sarmış,oğlunun ağzından çıkacak tek sözü bekliyordu."Baba Meryem... Meryem yaşıyor.Eminim yaşıyor,Doğa'nın yatağının üstüne mektup bırakmışlar.Emin olmak için gittim mezarını açtırdım,Yok... yok orada"
Agah duyduklarına inanamıyor gibiydi.Kendi elleriyle gömdükleri Meryem yaşıyor muydu?
"Tamam oğlum,biz İstanbul'a geliyoruz.Sakın bizden habersiz iş yapma,sakın Özgür.Planlı yaptıkları belli,tuzak olarak herşeyi düşünmüştürler.Bizi bekle Özgür,sözümü dinle" Telefonu kapatıp hızla aşağı indi Agah.Anlamıyor gibiydi,hergün çalışan aklı şimdi sus pus olmuştu.

KİM BİLİR? || Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin