-3-

6 1 0
                                    

Eylül 2022

"Evet Dreamer, artık yavaş yavaş konserimizin sonuna geliyoruz, ayrıca dünya turumuzu da böylelikle bitirmiş oluyoruz. Bizimle bu yolda beraber olduğunuz için her birinize çok teşekkür ederiz. Bizde bu zamana kadar sizinle olduğumuz için oldukça mutluyuz. Dünya turumuz bitiyor evet ama son konserimiz elbette ki bu olmayacak. Hepimizde daha uzun yıllar boyunca sizinle olmak istiyoruz. Şimdi sizlerinde eşliği ile birlikte konserimizin son şarkısını söyleyeceğiz."

Karina'nın konuşması bitince hep birlikte son şarkılarını söylemeye başladılar. Hayranların da eşliği ile birlikte şarkı çok daha duygusal olmuştu.

Şarkının son saniyelerine geldiklerinde gökyüzünü birbirinden farklı havai fişekler aydınlatmaya başlamıştı. Şarkı bittiğinde bütün üyeler tekrardan kısa bir veda edip ardından asansöre binerek sahneden indi.

Hayranlar tamamen gözden kaybolduğunda ise hepsi de kendini yorgunlukla oldukları yere bıraktılar. O kadar yorgunluğa rağmen her birinin yüzünde bir tebessüm vardı. Bunun sebebi ise kazasız belasız bir dünya turunu daha tamamlamalarıydı. Ayrıca hayranlarıyla beraber çok güzel anıları olmuştu ki bu her şeyden güzeldi zaten onlar için.

Giselle yüzündeki gülümseme ile birlikte konuştu. "Birisi bana önceden iki defa dünya turu yapacaksınız ve her bir konsere binlerce kişi gelecek deseydi hayatta inanmaz kahkahalarla gülerdim"

"Doğru söylüyorsun, bende öyle" diyerek de Minho onaylamıştı onu.

En sonunda yerlerinden kalkmak için kendilerinde enerji bulduklarında oradan ayrıldılar ve üstlerini değişip konser alanını terk ettiler.

Otele vardıklarında herkes ilk olarak kendi odalarında duş aldı. Ardından hepsi üzerini giyinip Minho'nun odasında buluştular. Sipariş ettikleri yemekler de gelince hep beraber güzel bir ziyafet çektiler.

Yemeklerini bitirince hepsi bir yere kendini atıp düşüncelere daldı. En sonunda ise kendini ilk toparlayan Giselle oldu. Yerinden kalkıp çantasının yanına gitti ve içinden bir şişeyi alarak tekrar yerine döndü.

"Bugünü kutlamak adına yanımda bunu getirmiştim, hem ben daha önce hiç içmemiştim. Ne dersiniz içer miyiz?"

Diğerleri de yerlerinde toparlanırken Giselle'in çocuksu heyecanına karşı çıkamayıp onu onayladılar. Minho'da kalkıp dolabın üstünde duran bardakları aldı ve Giselle'e verdi.

Giselle ilkini hızla tepesine dikince Han ve Karina hemen onu uyardı. "Viski öyle içilmez! Çabuk çarpar bak insanı dikkatli iç"

İlk bardaklar bitince herkes ikinci bardağa geçti ve bu sefer Giselle de onların uyarısını dikkate alıp yavaş yudumlarla içmeye başladı.

Çok geçmeden Giselle'in yanakları kızardı ve kafası da çoktan iyi olmuştu, Karina'nın ise midesi bulanmaya başladı.

Han kızların durumunu fark edince hemen içmeyi bırakıp Karina'yla ilgilenmeye başladı. Giselle'in kendisine bile hayrı olmadığını düşünerek Karina'yı yavaşça yerinden kaldırdı ve diğerlerine dönüp konuştu.

"Biz gidelim artık, Karina da iyi değil zaten onu odasına bırakır bende kendiminkine geçerim. Size iyi geceler."

Giselle cevap veremeyip gülerek karşılık verirken Minho'da onu kafasıyla onaylamıştı sadece.

Karina sendeleyerek yürüdüğünden Han ona destek oluyordu. Kapının önüne geldiklerinde Karina kapıyı açtı ve açtığı gibi de lavaboya koştu.

Han, Karina için endişelendiğinden onu öylece bırakıp gidemedi ve yatağa geçip Karina'yı beklemeye başladı. Bu bekleyiş uzayınca Han daha fazla duramadı ve banyonun kapısını tıklattı. Ses gelmeyince ise daha fazla duramayıp kapıyı açtı.

Karina'nın olduğu yerde sızıp kaldığını görünce kaşları çatıldı ve hemen onu yerinden kaldırmak üzere harekete geçti.

Bir yandan seslenirken bir yandan da onu tutup kaldırmaya çalışıyordu. En sonunda başarılı oldu ve Karina da az da olsa kendine geldi.

Han soğuk suyu açtı ve Karina da yüzüne birkaç defa o suyu çarptı. Karina'dan sonra Han da aynısını tekrarladı ve sonrasında beraber banyodan çıkıp odaya geçtiler.

Karina biraz daha kendine gelip ayılmak istedi o an. "Biraz dışarı çıkalım mı beraber? Temiz havayı hissetmek ikimize de iyi gelir bence"

Han ise bunun iyi bir fikir olduğunu düşündüğü için hemen kabul etti.

Beraber aşağı indiklerinde Han Karina'yı yönlendirerek göz önünde olmayan bir banka götürdü. Karina otururken Han kısaca çevresine bakındı ve otelin karşında gördüğü marketle beraber yüzü güldü.

"Sen burada otur ben şu marketten hemen akşamdan kalma halimiz için ilaç alıp geliyorum."

Karina'nın da onayını alınca koşar adımlarla harekete geçti hemen. Markete girip istediği ilacı bulunca ise herkes için birer tane alıp geri çıktı. Ve vakit kaybetmeden tekrar Karina'nın yanına gitti.

Karina'nın gökyüzünü izlediğini gördüğünde sessizce yanına geçip oturdu ve o da ona eşlik etti.

Aralarındaki sessizliği bozan ise sonunda Karina oldu. "Zaman sence de çok hızlı akıp gitmiyor mu, yani daha dün çıkış yapmış gibiyiz. Ne ara bu kadar büyüdük aklım almıyor..."

Han da gözlerini Karina'ya çevirdi. "Öyle gerçekten." O sırada Karina iki elini de kendi yüzüne götürüp yanaklarına dokunmuştu. Han bu hareketini görünce hafiften gülerek konuşmaya başladı. "İlk tanıdığım andan beri hiç değişmedin gerçekten, üşüyünce hep yanaklarını sıkıyorsun"

Karina bunu duyunca şaşırdı. "Nasıl fark ettin sen bunu"

"Ben seninle ilgili her şeyi başından beri fark ediyorum" Karina'ın soğuktan kızaran yanaklarına birde şimdi utangaçlığının kızarıklığı eklenmişti.

Bir şey diyemeden sadece gülümsedi ve gözlerini kaçırıp tekrar gökyüzüne bakmaya başladı. Kısa bir süre sonra aralarında tekrar garip bir ortam oluşmasın diye Karina kıkırdayarak konuşmaya başladı. "İlk hallerimiz çok komik değil miydi? Böyle ne yapacağımızı bilmiyoruz, kafalarımız karışık, kendimizden başka kimseyi tanımıyoruz falan..."

"Orası öyle. Ama biliyor musun seni ilk gördüğümde başaracağına inanmıştım ben, çok kendinden emin görünüyordun. O dediğin şeyleri hiç dışarı yansıtmıyordun mesela. Ve öyle olman açıkçası çok hoşuma gidiyordu."

Bu sefer Karina utanmayı bir kenara bırakıp açıkça konuşmak istedi. "Sadece o duruşum mu hoşuna gidiyordu?" Han buna karşılık güldü. "O duruşu senin sergiliyor olman da hoşuma gidiyordu. Ne düşünürsün bilmiyorum ama bir zamanlar sana çıkma teklifi etmeyi bile düşünmüştüm."

"Geçmiş zamanla konuştuğuna göre artık bunları düşünmüyorsun öyle mi" Han gözlerini kaçırdı, bir an için ne diyeceğini şaşırdı ve düşündü. Konuşma buralara kadar gelmişken her şeyi söylemeli miydi yoksa hislerini içinde tutmaya devam mı etmeliydi?..

"Öyle olmasını mı isterdin?" Karina bu kaçamak cevap karşısında güldü ve soruya soruyla karşılık verdi. "Bilmem, sence neyi istiyorum?"

Han bununla birlikte artık kendini geri çekmenin bir anlamının kalmadığını anlamıştı. Karina'dan hislerine karşılık alabilmenin rahatlığıyla derin bir nefes alıp verdi ve ardından gözlerini Karina'ya kenetledi. Onun da yüzünde havanın aksine oldukça sıcak bir gülümseme vardı. 

Han uzun zamandır istediği şeyi yapmak üzere harekete geçti. Karina'nın yüzüne yaklaşırken hala ona bakıyordu. En ufak bir geri çekilme hareketi görse uzaklaşacaktı. Ama öyle bir şey olmadı. Karina gözlerini kapatırken Han'da en sonunda dudaklarını onunkilerle birleştirdi...



Jamais Vu | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin