Kanunsuzluk
« Dünya, bölünecek her hangi bir şey olmadığı
sürece, bölünemez. Dünyanın var oluşu,
onun için savaşmaya sebep olabilir mi?...»
Yararlı kaynakları ile, verimli toprakları, şifa eden suları ile bol olan ve Mirrou yıldızının yumuşak ışığı ile aydınlatılan Feo Dünyası – cennet vadisi olan Edem'e, hangisinde kötülük planlarına, savaşa ve gaddarlığa yer yoktur, benziyordu. Olağanüstü güçlerin hayalleri gerçekleşmedi, denge kurallarını çiğneyip dünyayı yarattılar, başarısızlığa uğradılar. Kantar ağırlıklarını denkelştirmek için aşkın karşısına – nefret konuldu, iyiliğinkarşısına – kötülük, barışın kaşısına – savaş.
Elt vadisi Yaratıcıların başarısızlığa uğradıklarının en iyi kanıtıdır.
Çalışkan Bodurlar ve bilime eğilimli olan Cüceler aynı alanda rahatlıkla yaşıyorlardı ve güzel anlaşıyorlardı. Bir birine sevgi duymayabilirlerdi ama kavga etmeye niyetleri de yoktu. Herkes kendiişleriyle uğraşıyorlardı, onlara Dünya ile verilen aynı kaynakları kullanıyorlardı, inşa ediyorlardı, elde ediyorlardı, inceleyip öğreniyorlardı ve hayatın tadını çıkartıyorlardı. Bu şekilde uzun süre yaşadılar daha ki...
Günlerin birinde, Mirrou yıldızın ışınları Feo dünyası dağların tepelerini aydınlattığı zaman, Elt vadisi yaşayanları korkunç bir haber ile karşılaştılar: tüm sızıntıların şifalı suları zehirlenmiştir. Kutsal sayılan nehrin sularını kim zehirledi, kimin kalbi bunu yapabilecek kadar gaddar oldu? Bilinmiyor! Ne yazık ki bu haber Bodurların ve Cücelerin bir birilerinden şüphelenmeleri için yeterliydi. Her ırk karşı ırkı suçluyordu, bu olay güvensizliğin, uzaklaşmanın ve ayrılığın başlangıcıydı.
O zamana kadar Feo dünyası havasına savaş ruhu artık girmişti. Hayat tarzları ile memnun olmayan ve diğer ırklara karşı kıskançlık hisleri olan Orklar - saldırılara geçtiler. Orklar - tarihin başlangıcından itibaren, kaynakları az ve kısıtlı olan bölgeye yerleştiler, hatalı bir şekilde kullanılan doğa kaynakları kısa bir süre içinde bittiler ve kendi hayatların düzenini az olsun güzelleştirmek için Orklar büyük çabaları sarf ediyorlardı. Bu olayı haksızlık olarak kabul ederek ve diğerlerinden daha fazla çalşımak istemedikleri için ve kendi doğal saldırganlık içgüdüleri ile yönetilen Orklar, onların düşüncelerine göre, en mantıklı yolu seçtiler – diğer ırkların topraklarına sldırıyorlardı, yaşayanları korkutuyorlardı, zorla topraklarını ellerinden alıyorlardı. Bu tür saldırılar ırklar arasında nefret ve kin yaratıyordu. Havada nefret hissi koyulaşmaya başladı.
Elt vadisi Orklar için en fazla istenilen ve elde edilmesi mümkün olmayan bir bölgedir. Bodurlar ve Cüceler birlikte oldukları sürece onlar yenilemezlerdi. Bu yüzden Orklar sinsilik ile vadiyi ele geçirmeye karar verdiler. Gece karanlığından faydalanarak, uyku Tanrısı, vadi yaşayanların zihinlerini uyuttuğu sıra, Orkların ispioncuları sızıntılara yaklaştılar ve var olan tüm sızıntıları zehirlediler. Orkların planları son aşamasına kadar hesaplanmıştır: hedef – Bodurlar ve Cüceler ırkları arasında güvensizliğin ve nefretin yaratılması. Orklar yapmak istediklerini yaptılar. Bu andan itibaren Bodurlar ve Cüceler arasında kavgalar, tartışmalar daha sık ortaya çıkmaya başladılar, bölge bölümü sorusu daha sık gündeme geliyordu, Orklar, zayıflayan ırklara daha sık saldırmaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsane: Ejderhalar Mirası
Fantasíaİki en büyük Ejderha: beyaz Elduin ve siyah Syntralor, dövüşte karşılaştıkları anda, Evren - insanoğlu vücudu gibi ürperti vermekteydi. Dwar Oyun Dünyasından Alıntıdır.