"Sanırım ilk öğle yemeğini birlikte yiyemeyeceğiz" diyerek bakışlarını camın ardından izlediği bedenden çekmiş olan Jimin kollarını göğsüne doğru bağlamış ve kalçasını pencerenin denizliğine doğru yaslamıştı. Yoongi onun masasında oturmuş son birkaç haftanın hastalarını sisteme işlemeye devam ederken duyduğu sesle başını kaldırdığında ise istemsizce başını sallamadan edememişti.
Bu saate kadar Chanyeol'un söyleyeceği şeyi düşünüp durduğu için yakın zamanda burada olmasını bekliyor olduğu adam yüzünden heyecanlanıyordu çünkü olan bitenin ne olduğunu çok ama çok fazla merak ediyordu. Şu an aklına tek bir şey bile gelmiyor olması ise sadece kafasını karıştırıyordu o kadar.
"Yarın birlikte yiyebiliriz" diyordu son kişinin de bilgilerini bilgisayara girdikten sonra kollarını esnetirken. Sadece masa başında oturarak bilgisayara birkaç isim bilgisi girmenin vücudu bu kadar yorabilmesi ona mantıksız geliyordu ve sanki boynu da tutulmuş gibi ağrı yapmaya başlamıştı ki bu pek hoşuna giden bir durum değildi.
Yoongi boynunu ovuşturarak başını geriye attığında Jimin de masaya yaklaşarak bilgisayara bakmaya başlamış ve "Sahiden de çabuk öğreniyorsun, en başından beri nerelerdeydin?" demişti gülümseyerek. "Birlikte mükemmel bir iş çıkarabilirdik ama beni çok fazla beklettin" diyerek yalancı bir şekilde sızlanmaya devam ederken ellerini Yoongi'nin omuzlarına yerleştirmiş ve küçük hareketlerle ona masaj yapmaya başlamıştı. Yoongi ise gülüyor ve onun sadece nazik olduğu için böyle söylediğini düşünüyor olsa da ona ayak uydurarak cevap veriyordu.
"Her şeyi çok kolayca elde edemezsiniz efendim" diyordu dalga geçercesine.
Jimin son kez onun omuzlarını sıkarken tekrar gülmeye başlamış ve "Emin ol edebilirim" diyerek Yoongi'nin oturduğu sandalyeyi kendine doğru çevirmişti. "Ama çok kolay olsaydı hiçbir eğlencesi kalmazdı."
"Yoongi! Elma dersem çık armut dersem yine çık" diyerek kliniğe girmiş olduğunu oldukça sesli bir şekilde belli eden Chanyeol'u duyduklarında Jimin bile gülerek başını iki yana salladığı için Yoongi de gülerek bakışlarını bilgisayara doğru çekmişti. Çünkü öğrendiği kadarıyla masadaki ikinci bilgisayar kliniğin içerisindeki kameraların baktığı yerleri gösteriyordu. "Elma" diyerek karşısına çıkan ilk kapıyı açmış olan Chanyeol adını dahi bilmediği bir odayla karşılaşınca geri kapatmış ve hemen bir diğerini açmadan önce bu sefer de "Armut" demişti neşeli sesiyle. Az sonra anlatacakları her ne kadar önemli olsa da ilk başta ortamı biraz yumuşatarak Yoongi'nin fazla stresli olmaması için çabalıyordu.
Açtığı kapının ardında yine kimseyi bulamayınca son umudu olan tarafa yönelmiş ve "Bu sefer bir şey demeyeceğim" diyerek kapıyı açmıştı. Aradığı kişiyi ve ekstra olarak ilgisini çekmeyen diğer bir adamı karşısında gördüğünde kaşlarını yaramaz bir şekilde çatmış ve "Beni duydun ama tek bir kelime dahi etmedin öyle mi? Arkadaşlığımızı gözden geçirmemiz gerekiyor bu yüzden şimdi yanıma gel ki konuşalım" demişti sabırsız bir şekilde. Nerede konuşacaklarını dahi bilmiyordu, aslında burada sessiz bir köşeye geçip konuşsalar bile yeterdi ona.
"Burada konuşabilirsiniz ben zaten yemek almak için çıkacaktım" diyen Jimin önlüğünü çıkararak Yoongi'nin hâlâ oturmaya devam ettiği sandalyenin arkasına asmış ve kapının önünde duran Chanyeol'ün yanından geçerken ona gülümseyerek dışarıya adımlamıştı. Chanyeol bir süre daha yanından geçip giden adamın ardından bakmayı sürdürdükten sonra hızla kapıyı örterek arkadaşına bakmaya başlamış ve onun meraklı ifadesine karşı konuşmaya başlamıştı. "Bu işi nasıl aldığını, bu adamın tam olarak kim olduğunu ve neden tuhafça güldüğünü çok fazla merak ediyorum ama bundan daha önemli bir sorunumuz var" demişti. Artık anlatması gerektiğini biliyordu, bu kadar durması bile hataydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STRANGERS FROM HELL | yoonmin
Fanfiction"aslında biliyor musun, benimle hiç tanışmamış olmayı dileyeceksin" -kurgunun da adını almış olduğu strangers from hell isimli dramanın uyarlanmış halidir