Aradan üç gün geçmişti. Hogwarts binasında oluşan çatlaklar gideriliyordu. Sınıflar, yatakhaneler ve diğer odalar onarılıyordu. Snape üç gündür uyuyordu. Tek yaşam belirtisi ise geceleri artan inlemeleri ve yükselen ateşiydi. Harry Snape' in başından ayrılmıyor her an yanında duruyordu. üçüncü günün sonuna gelindiğinde Snape' in ateşi tekrar yükselmiş ve inlemeleri artmıştı. Harry hemen olduğu yerden fırlayıp yanındaki bezle Snape' in alnını silmeye başlamıştı. Snape' i sırtından tutarak hafifçe, canını acıtmamaya çalışarak kaldırdı. Hemen baş ucunda, sehpanın üstünde duran iksiri Snape'e içirdi. Snape mırıldanmaya başladı. Gözlerini kapattığı günden beri ilk defa oluyordu bu.
Snape: "Ahh"
Harry: "Profesor iyi misiniz? profesor!"
Snape gözlerini biraz araladı.
Snape: "Harry, neler oldu? Ahh canım çok yanıyor"
Harry : "Başardık, başardık profesör sayende başardık. Sende iyisin, herkes iyi." Harry' nin gözleri parlıyordu resmen heyecandan. Snape' i tekrardan yavaşça yatırdı , Snape istemeden de olsa acıyla inledi.
Snape: "Aferin Harry sana güvenebileceğimi biliyordum." Snape' in gücü yoktu elini zorla kaldırdı ve Harry' nin yanağını okşadı.
Snape: "Aferin evlat, aferin. Voldemort öldü mü?"
Harry : "Hayır ama tüm gücünü kaybetti, uzun süre bizden uzak duracaktır muhtemelen."
Snape, ölmemesine sinirlenerek ani bir hamle yaptı ve bu canının yanmasına neden oldu.
Harry : "Profesör sakin olun lütfen."
O sırada içeriye Dumbledore ve McGonagall girdi. Gözlerini açan Snape' i görünce gülümseyerek adımlarını hızlandırdılar.
Dumbledore: "Oğlum iyi misin?"
McGonagall: "Ağrın sızın çok mu Snape?"
Snape: "İyiyim, iyiyim. Ağrılarım var sadece. Onlara da şimdilik tahammül edebiliyorum." dudağının kenarını yorgunlukla kımıldattı.
Snape: "Ölmemiş, peki şimdi ne olacak?"
Dumbledore: "Sen bunları düşünme Snape, önce bir kendini toparla. Zaten bunları konuşmak için bol bol vaktimiz olacak." Snape baş ucunda duran iksirlere baktı.
Snape : "Bunlar benim iksirlerim. Ah hadi ama benden habersiz iksir odama girip iksir almış olamazsınız."
McGonagall : "Ölmemen için girdim Snape. Sonuç olarak ölsen şuan bizi azarlayamayacaktın bile." McGonagall kaşlarını kaldırarak, yüzünü kibar bir gülümseme yerleştirdi. Snape' te buna karşılık olarak gülümsedi.
Dumbledore : "Biz çıkalım sen de biraz dinlen Snape." Bir baş selamı verip çıktılar. Odada Harry ve Severus dışında kimse kalmamıştı.
Harry: "Profesör biz... biz çok korktuk size bir şey olacak diye. İlk geldiğimizden beri sizin o tarafta olduğunuzu düşünürdük ve siz de eminim ki düşüncelerimizi az çok bilirdiniz." Snape yorgunlukla kafasını salladı.
Harry: "Ben, ben ne diyeceğimi bilemiyorum Profesör neden sakladınız bizden bunları en azından sizin doğru tarafta olduğunuzu bilseydik ona göre hareket etseydik."
Harry bir süre Snape' e baktı. Bir şey söylemek ister gibi. Snape bunu fark etmiş olacak ki lafa girdi.
Snape: "Harry söylemek istediğin şeylerin bunlarla kısıtlı olmadığını biliyorum. Konuş Harry, konuş. Seninle yıllardır bekleyen bir konuşmamız var." Harry, bundan güç almış olacak ki gülümsedi ve konuşmaya başladı
Harry: "Profesör, siz y-yani annemle siz birbirinizi çok mu seviyordunuz?" gözleri dolmuştu. Snape bir yandan Harry' i dinliyor bir yandan da gözlerinin derinliklerinde olan Lily'i izliyordu.
Snape: "Evet, Harry. Farkındayım bazı şeyler ağır geliyor. Ama Harry inan oğlum ben hiçbir zaman anneni sevmekten vazgeçmedim. James Potter, yani baban anneni benden aldı Harry. Ben hep anneni korumaya çalıştım. O gece, olanları öğrendiğimde koşa koşa eve geldim, tek yaşayan sendin. Dağıldım anneni o şekilde gördüğümde. Seni fark ettim annenden geriye kalan tek şey olan seni. Aldım kucağıma sardım seni ağlıyordun. Sana ben bakamazdım Harry Albus' tan yardım istedim. Bana senin güvende olacağını söyledi, ama seni o aptal teyzene bıraktığını gördüğümde fazlasıyla sinirlenmiştim. Ben hiçbir zaman senden uzakta değildim Harry, hep seni takip ettim." Snape konuşmasını bitirdiğinde yüzünü acıyla buruşturdu ve derin bir nefes aldı. O an gözünden bir damla yaş üstüne düştü. Harry' nin zümrüt gözlerinden yaşlar zaten çoktan akmaya başlamıştı. Harry, Snape' e biraz daha yaklaştı ve o an kendinin bile beklemeyeceği bir şey yaptı. Kollarını Snape' e doladı. Snape şaşkındı ama Harry' i karşılıksız bırakamazdı, o da kollarını sardı.
Snape
*Bir çocuk yatıyor içinde hâlâ, annesinin ve babasının yokluğunu sindirememiş bir çocuk. Bu öğrendikleriyle bana güveni arttı. Beni babası gibi görecek. Onun inançlarını boşa çıkarmamalıyım .*
Snape düşüncelerinden sıyrılıp geri çekildi ve Harry' e sert bir bakış attı.
Snape: "Profesörüne sarılıp salya sümük ağlamaktan Gryffindor' dan 10 puan."
Harry şaşkınlıkla baktı ne olduğunu anlamaya çalışırken Severus Snape bir kahkaha fırlattı.
Snape: "Şaka sadece şaka." Harry gülümsemekle yetindi. Snape acı içinde yüzünü ekşitti ve kendini ne kadar zorlasada ağzından ufak bir inleme kaçırdı. Harry panikle Snape döndü ve sordu
Harry: "Neyiniz var profesör? iyi misiniz?" Endişeyle Snape' e bakıyordu. Snape' ten cevap gelmedi, gözleri kapanmıştı. Harry hızlıca Dumbledore ve McGonagall' a haber yollamıştı. Çok kısa bir süre sonunda İki profesör aynı anda yanlarına cisimlenmişlerdi. McGonagall hızlıca Snape' in ateşine baktı. Ateşi vardı, resmen alevlerin içinde yanıyor gibiydi. Hızlıca sargı bezlerini çıkardı. Yarası morarmış, kanlanmış ve kararmıştı. Garip bir görüntüsü vardı. Snape' in acı içindeki inlemeleri çoğalmıştı.
Dumbledore: "Zehir... Çok sağlam bir zehir. Kolay kolay Severus'u bırakacağını sanmıyorum."
Dumbledore bir kaç büyü mırıldandıktan sonra Snape yavaş yavaş sakinleşmişti. Ateşi çok az da olsa düşmüş, inlemeleri azalmıştı.
Harry: "Profesör Dumbledore, Snape tam olarak ne zaman iyileşecek?"
Dumbledore: "Zamanla toparlayacaktır Harry ama zamanla." Harry anladım anlamında kafasını sallamıştı. Dumbledore ve McGonagall akşam olacak ziyafet için tekrar işlerinin başına koyuldular. Harry yine tek başına Snape'in başında öylece bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Olan
FanfictionBir yandan yarasına bastırıyor ve bir yandan öğrendiklerinin ağırlığıyla Profesör ile bakışıyorlardı Harry konuştu ardından Harry: "Peki ama neden? neden daha önce söylemediniz bize bunları." Snape: "Yapamazdım Harry s-söyleyemezdim. Kimse bi-bilmem...