John nihayet kafeye vardığında küçük bir kahve sipariş etti ve pencerenin yanındaki kadife perdelerle süslenmiş tahta bir sandalyeye oturdu. John uzun bir iç çekti ve az önce olanları düşündü. Kahvesi masasına servis edilmeden önce bir süre düşündü. Garsona parayı ödeyip kahvesinden birkaç yudum alırken pencereden dışarı bakıp tekrar düşündü. Sherlock'u ve az önce olanları...John düşünürken, kafenin kapısı açıldı ve kapının üzerindeki küçük zil çaldı. John, kısa sarı saçlı genç bir kadının kapıda durduğunu gördü. Açık tenliydi ve yanakları kış esintisinden pembeleşmişti. John bakmaktan kendini alamadı, o çok güzeldi. Montunu çıkarırken kafeye baktı. Bir kahve ısmarlamadan önce tezgâha doğru yürüdü, John hâlâ onu izliyordu. Kahvesini almadan önce etrafa bakındı. John'un oturduğu tarafa bakınca john hızla başka tarafa bakmasına neden oldu. Kadın kahvesinden bir yudum aldıktan sonra John'un masasına gidip karşısına oturdu. John şaşkınlıkla ona baktı.
J : "Size yardımcı olabilir miyim?"
Ona sordu. Gülümsedi ve kahvesinden bir yudum daha aldı.
M :"Umarım burada oturmama kızmazsın. Oturacak başka yer yoktu..."
Doğruydu. Kafede karşısındaki sandalye dışında neredeyse hiç boş sandalye yoktu.
J :"H-hayır. Sorun değil."
Kahvesinden bir yudum alarak konuştu. Tekrar gülümsedi ve elini uzattı.
M :"Mary Morstan. Tanıştığıma memnun oldum."
John gülümsedi ve elini sıktı.
J: "John Watson. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Johnlock ~ One Short ~Angst
FanfictionGörünüşe göre Sherlock ölmemiş. John bu haberi nasıl karşılayacak? Tabii öğrendiğinde. Hayatına devam edip hayatının aşkını bulabilecek mi? Sherlock, birbirlerini ilk gördüklerinden beri sakladığı doktora olan aşkını itiraf etmeye çalışacak mı? Yoks...