Sarı renk karışmış, ressamın fırçasına. Mavi renk akmış tuvaline, onca rengin arasında karanlık bir resim çizilmiş, sonsuzluğa.12 deney, bir gece de yitirmiş benliğini.
Onların masalı; Bir varmış bir yokmuş ile başlamamış, onların masalı tilkilerin savaşıyla başlamış.
Yılan desenli bastonunu alarak ayağa kalktı, yaşlı adam. Beyninde ki tilkilerin planını sonunda gerçekleştirmenin heyecanı ile çatlamış dudaklarını zorlayarak gülümsedi.
Buz tutmuş bir kalbe sahipti, merhamet duygusunu yıllar önce gömmüş, sevgisizliğini kinle yatıştırmaya çalışmıştı. Arif Mermer.
"Aileler geldi beyim" yakın adamının kurduğu cümle keyfinin iyice yerine gelmesini sağlamıştı. "Çocukları alın, aileleri içeri sokmayın" ve bu cümle ressamın kalbinin solduğunun sinyaliydi.
****
Şafak yeni yeni sökerken beyaz loş ışıkların aydınlattığı odaya soktular çocukları, karşılıklı koltuklara bağladılar her birini, başlarına geçirdikleri aletlerin kilidini kapatarak bilinçsiz olan çocukların yüzüne son kez baktılar. Kim bilir bu geceden sonra sadece bazıları yaşayabilecekti, onlarda ne kadar dayanabilirlerse tabi.
Arif bey, bastığı yerleri titreterek girdi odaya, baygın yatan 20 çocuğu görmesiyle dudakları sinsice kıvrıldı.
Bir kaç adım daha atmıştı ki en sonda düzensiz nefes alan çocuğa takıldı gözü, çocuğun ayık olması daha bir hoşuna gitti. Yaptığı deneyin bilinçli bir insana neler yapacağını görmek güzel olacaktı.
"Başlatın" dedi mekanik sesiyle.
Kulakları sağır eden bir ses yankılandı gri odada küçük kız gözlerini daha sıkı yumdu bağlı olan kollarını ani bir dürtüyle kulağına götürmeye çalıştı, bağlı kollarını demir keserken vücuduna yayılan yoğun acıyla araladı dudaklarını nefesi bir an kesilirken gözlerini daha sıkı yumdu.
Karanlık geceye küçük çocuğun çığlıkları, hıçkırıkları, anne diye yalvarması renk kattı. Şafak 12 ye vurdu, 8 can toprağa.
Biraz daha baktı kanlı tuvale ressam ya resmini daha fazla kana bulayacak ya da yaralara beyaz laleler çizecekti.