iyi okumalar💝Piyonlarla dolu olan dünyanın, veziri olmalısın.
Akşam olmuştu ve hiç birimizden çıt çıkmamıştı. Düşünüyorduk, yaşadıklarımızı bize layık biçilen hayatı düşünüyorduk.
Yavuz, nasıl baba olmuştu?
Çağla, kalbini nasıl dindiriyordu?
Erdem, içinde ki fırtınayı nasıl susturmuştu?
Çınar, kolunu ve ailesini kaybederek nasıl duygusuz kalmıştı?
Eslem, o gecenin izleri ile nasıl yaşıyordu?
Ben, umudumu ne zaman kaybetmiştim?
Hepimizin iç dünyası farklıydı, hepimizin hayatı farklıydı. Aptal bir deney bizi nasıl aile yapmıştı?
"Yeter, gidelim" Çağla uzun süre sonrası ilk konuşan olduğu için hepimizin minnet dolu bakışlarının hedefi olmuştu.
"Evet bence de gidelim tek ailem sizsiniz gözümün önünde ölmenize göz yummam" diyerek ayağa kalktı Eslem.
"İki gününüz var o zaman" Dedi Çınar.
"Vedalaşacaklarınız ile vedalaşın" diyerek bende ayağa kalktım hepsine bir baş selamı vererek de bodrumdan çıktım.
Evim buraya yakındı dün ne kadar komşular tarafından istenmemişsem de yaşadıklarım tek o dört duvar arasında güzeldi. Karışmış kulaklıklarımı çözerek sevdiğim bir şarkıyı mırıldanmaya başladım.
Sonunda kulaklıklarımı çözerek şarkı listemi karışık çalmaya ayarladım ve hafif puslu havada yürümeye devam ettim.
"Hey!" Arkamdan biri omzuma dokunurken ifadesiz bakışlarımla arkamı döndüm "Pardon?" Diyerek yüzüne bakmaya başladığımda karşımda ki adam gülerek "Cebinizden bunu düşürdünüz, çok bağırdım fakat duymadınız izniniz olmadan dokunduğum için kusura bakmayın" elinde tuttuğu fotoğrafa bakarken kafamı sallayarak fotoğrafı alıp tekrar yürümeye başladım.
"Rica ederim!" Arkamdan bağırmaya devam ederken umursamadan elimde ki fotoğrafı buruşturarak cebime tekrar koydum. Ailem için deneyden sonra 'engelli' bir çocuk olmuştum, ne kadar cebimde fotoğraflarını saklasam da bakmaya gram cesaretim yoktu.
"Zerrin! kızım nasılsın" Sokağa girerken mahallede ki tek bana acımadan iyi davranan Fadim teyzeye tebessüm ettim "Bu günde ölmedik Fadim teyze sen nasılsın!" diyerek camdan sarkan kadına içten olmasa da gülerek bakmaya devam ettim "Kız deli! ağzından yel alsın denir mi öyle, iyiyim şükür gel de bir kahve içelim" itiraz etmemi beklemeden camdan içeri girerken el mecbur onun apartmanına doğru ilerleyip asansöre binerek beşinci kata bastım.
Asansörün kapısı sürtünme sesi ile açılırken Fadim teyze evinin kapısında beni bekliyordu.
"Gel kızım gel"
"Girmeyeyim teyzem, ben vedalaşmaya geldim." utana sıkıla söylediğim sözle kaşlarını çatarken "Ne vedası? deli kız, mürüvvetini görmeden nereye" sesi hafif alaylı çıkarken gözlerine hüzün çökmüştü "Babamın yanına gidiyorum, ne zaman dönerim bilmem ben vedamı yapayım da mürüvvetimi sonra hallederiz" göz kırparak baktığımda dolumultu gözleri, kısa boyuyla sarılmasıyla kaldım öylece ellerimi zorla sırtına götürürken hissetmediğim duygularıma bir kez daha isyan ettim.
"Hayat sende durmuyorsa, sen ona koş kızım. Deli yüreğini kirletme bu dünyanın telaşı ile önce kendine sonra da rabbime emanetsin güzel kızım" sıcacık ses tonuyla içime bir şeyler aksın istedim fakat olmadı.