Tanıtım

176 36 13
                                    

Pamir'den


Okuldan çıktığımda Hayal'in evine gitmeye karar vermiştim. Öğleden sonra bir anda ortadan kaybolmuştu ve telefonlarıma da cevap vermemişti. Son bir kez daha aradığımda yine o kadının sesini duymuştum neymiş efendim sinyal sesinden sonra mesajımızı bırakacakmışız.


"Gaza daha fazla yüklendim çünkü Hayal uyuşturucu bağımlısıydı ve krize girmiş olma ihtimalinden korkuyordum. Kriz zamanlarında gözü hiçbir şey görmüyordu. Evinin önünde durduğumda derin bir nefes aldım ve arabadan indim.Demir kapıyı açıp içeri girdikten sonra asansörü çağırdım. 'Servis dışı' yazısını gördüğümde hızla merdivene yöneldim.


"4. kata ulaştığımda kapıyı çalmak için elimi kaldırdım ama kapıyı açan biri zaten vardı. Poyraz yanımdan geçip gittiğinde bir süre arkasından öylece baktım.



İçeriye girdiğimde önce bütün odaları kontrol ettim. Hayal'in odasına geçtiğimde onu yatağında oturmuş bir şekilde ağlarken gördüm. Başını kaldırıp bana baktığında yorganın kapatmadığı yerler olduğu için üzerinde bir şey yoktu. Yüzünü kapatarak özür dilerim diyerek ağlamaya başladığında Hayal'ime yakıştıramayacağım şeyler aklıma gelmeye başladı. Beynimdeki her şey net bir görüntüye kavuştuğunda arkama bile bakmadan o odadan çıktım.


******

Eylül'den





Yine her zaman ki gibi sarhoş biri daha. Bana anlamadığım-aslında anlasam da pek ilgilenmediğim-bir şeyler mırıldanıyordu."Anlamıyorum ve dinlemiyorum.Anlatma artık!Tabi ki bunları içimden söylüyordum.Eğer dışımdan söylesem zaten kovulurdum. Bu yüzden susup kendi işimle ilgilenmeye devam ettim. İşim dediğime bakmayın. En az on kere masa silmekten başka bir şey değil.Bu sarhoş adamdan ve mırıldanmalarından başka kimse yoktu ki.Yani başka işim olmadığından sadece mesai saatimi doldurmak için sildiğim masayı tekrar tekrar siliyordum o kadar.Ben silerken o hala anlamadığım bir şeyler mırıldanıyordu.

Bende her zaman ki yaptığımı yapıp onu dinlemiyor ve sadece işimle ilgileniyordum.O hala bir şeyler mırıldanıyordu.Bende tabi ki dinlemediğim için anlamıyordum bense kaç defa sildiğimi hatırlamadığım masayı siliyordum.Kolumdaki saate baktım içimden'çok şükür sonunda mesai saati bitti'dedim ve içeriye geçip üstümü değiştirdim ve lanet olası bardan çıktım. Yüzümdeki rahatlama gülümsemesi yerini korkuya bıraktığında' tabana kuvvet Eylül' dedim ve koşmaya başladım. Peşimde takım elbiseli adamlar vardı.Tam kurtuldum dediğim sırada karşıma barda tanıştığım ve peşimi bırakmayan , şu anda da peşimde beni kovalayan kişilerin patronu duruyordu. Kolumu sıkıca kavradığında artık bağışıklık kazandığım için bağırmadım.


Beni arabaya dayayıp yüzünü yüzüme yaklaştırdı ve tek elini de eteğimin altına soktu. Çırpınmaya başladığımda kahkaha attı ve daha çok üstüme geldi.Ben 'Allah'ım bu korumalar nerede' diye çırpınırken gözlerimi kapattım ve bir mucize olması için Allah'a yalvarmaya başladım.


Üstümdeki ağırlık azaldığında gözlerimi açtım ve bir adet yerde yatan Sinan ve onu yere yatırmış yumruklayan bir adet sarhoş konuşkan çocuğu gördüm. Sarhoş konuşkan çocuk ayağa kalkıp üstünü çırptıktan sonra yerde yatan Sinan'a bir şeyler söyledi. Sinan ayağa kalkıp arabasına bindi ve hızlı bir şekilde uzaklaştı.Sinan gittikten sonra bana baktı ve yaklaşmamı söyledi. Ben hala ona öküzün trene baktığı gibi bakarken o benim yanıma geldi.

Sokak FısıltılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin