«Bölüm 9»

518 57 102
                                    

******

******

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

******

Son günlerde yaşananları düşünüyordum, oldukça dalgındım. Okul binasına adımımı attığım an, ani bir sesle ödüm patladı.

"Günaydın Maviş!"

Bakalım, bakalım; bu sesin sahibi kim? Sarı saçları, masmavi gözleri var. Tahminleri alayım?

Peter olmadığı kesin.

"Gwen!" Elim kalbime gitti. "Korkuttun beni!"

Umursamazca omuz silkti. "Eh, uyanmışsındır artık. İlk dersi kaçırmamamız lazım."

"İlk dersimiz ne ki?"

Koridorda, önümüzden geçen öğretmeni işaret etti. "Bizim sınıfa giden bu kişi kim acaba?"

"Fizik!" Gözlerim ardına kadar açıldı. "Sınıfta kalmazsam iyi! Çabuk!"

Ne çektim be bu dersten!

Ben onu peşimden sürüklerken, o beni daha da sinir etmek istermişçesine gülüyordu.

Sınıfın kapısına Fizikçi ile aynı zamanda ulaştık. Kadın, hoşnutsuz bir şekilde süzdü beni. Şöyle bir, pis pis, baktı. "Vay vay," dedi, "İşte bizim sevgili kaçağımız."

Gwen'e kötü bir bakış attım. Beni bu duruma sokan, hastayım diye revire yollayan bu mavişti işte.

"Hastaydım, efendim," dedim.

Ben olsam inanır mıydım?

Hayır. Hatta süründürürdüm.

Oha! Bizim Fizikçi'ye neden bu kadar benziyorum?

Bu... Çok korkutucu...

O da inanmadı zaten. Ne de olsa bu, öğrencilerin en klasik yalanıydı.

İçeri geçmemi işaret etti. Yutkundum ve sınıfa girdim.

***

Öğrenci nedir?

Bu soruya milyonlarca cevap bulunabilirdi. Öğrenim gören kişi, ders çalışmaya tabii tutulan kişi, sınava dua ile girip küfür ile çıkan kişi... Bana sorulsa köle derim.

Fizikçi sırf hasta olduğum için beni cezalandırdı. Neymiş, derslerden geri kalmışım! İki günlük tatil için 200 soru verdiyse, bu sırf bana olan nefretindendir. Haksız mıyım?

Bir dakika, o önümden geçen Peter değil miydi?

"Parker!"

Peter olduğu yerde durdu. "Hey, Aisha!" dedi. "Sabah seni göremedim."

"Evet, okula biraz geç gittim," dedim. "Hey, ellerin!"

Hemen arkasına sakladı. "Ne?"

Ama görmüştüm. Elleri paramparçaydı! "Elini ver."

"Anlamadım?"

"Ellerini uzat, Parker!"

"Ne varmış ki ellerimde?"

Korkutucu bir bakış attığımda, istemeye istemeye ellerini uzattı.

Bir "hih" sesi çıktı ağzımdan. "Kavgaya falan mı karıştın?"

"Pek sayılmaz..."

"Ne demek 'Pek sayılmaz'?"

"Kavgaya karışmadım. Tam olarak kavga da etmedim."

İç çektim. Başımın belasıydı işte, ne kadar uğraşırsam uğraşayım, söylememekte ısrar edecekti.

"İyi mi?"

"Efendim?"

"Karşındaki," dedim. "Yaşıyor mu?"

Güldü. "Büyük bir ihtimalle evet. Ama benden daha beter durumdadır."

"Peter, okuldan sonra ne yapıyorsun?"

Birden kocaman sırıttı. "Oha, randevulaşıyor muyuz?"

"Ne- hayır! Okuldan sonra koşa koşa bir yere gidiyorsun! Ama nereye?"

"Hiçbir yere?"

"Ah, eminim ki öyledir." Kollarımı kavuşturdum.

Tereddütle bana baktı. "Peki! Tamam, beni yakaladın! May Hala'nın son zamanlarda çok garip davranışları var. Oyalanmadan eve dönmemi istiyor. Akşamları dışarı çıkmama bile izin vermiyor."

"Yalan," dedim. "Bir polisin kızıyım ben, yalan söylediğini anlamayacağımı mı sandın?"

Nefes aldı. "Aisha, bak, sana söyleyemem. Seni tehlikeye atmak istemiyorum."

"Ben zaten tehlikenin içindeyim, Parker. Neden çekmecemde bir tabanca olduğunu sanıyorsun?"

"Hayır, Aisha! Bu büyük bir tehlike. Ciddiyim!"

"O zaman söyle!" dedim. "Seni ve aileni koruma altına alsınlar!"

"Yapamam!" dedi. "Sana söylemeyi gerçekten istiyorum, Aisha, güzelim! Ama yapamam!"

Kalbimin kırıldığını hissettim. Ama niye kırılsın ki, ona karşı bir şey hissetmiyorken? Arkadaşım bile değilken? Sahi, hangi nedenle onunla konuşuyordum? Sırf komşum olduğu için mi? Sanmıyorum.

"Güvenmiyorsun."

"Ne?"

"Bana güvenmiyorsun." Derin bir nefes aldım. "Pekala, ben de Gwen'den öğrenirim." Gwen'in ağzını bıçak açmayacağını biliyordum. Blöftü işte.

"Boşuna uğraşma, ağzını bıçak açmaz."

İşe yaramadı, ha? Ama bir şekilde öğrenecektim gerçekleri.

******

30.01.23

Başımın Belası // Peter Parker (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin