Ofisteki katil

Bölüm 5

Yeniden herkese merhabalar! Bu bölümde katilin kim olduğunu bileceğiz! Lütfen okumayı ve beğendiyseniz yıldız patlatmayı unutmayın! Hadi hemen dedektife yardım edelim ve bakalım bu işleri çeviren kimmiş?

1 saat geçmişti. Borunu kesmiştiler. İçinden peçeteye bükülmüş bıçak buldular. "Kerimin olacağını tahmin etmeliydim işte" diye hala mırıldanıyordu Ali. Üzerinde kurumuş kanın lekeleri vardı. Terslikten üzerinde parmak izleri yoktu. Bu da malumdu işte. Pencerenin yanından bulunmuş eldivenin parmak ucu bunu kanıtlıyordu. Sirr zenciri artık açılıyordu...

Merkeze döndüler. Demir aradı Ali'yi. Telefonu açık olması şaşırtdı biraz onu ama şimdi bunun yeri değildi. Demir:

"Sana muhteşem süpriz yaptım kardeşim çabuk gel."

"Ne süprizi Demir, sırası mı şimdi sence?"

"Lan seninle yarım saat konuşacak derdim yok ÇABUK GEL DEDİM SANA!"

"Böğürme işte geliyorum Allah Allah!"

"H-h-hayır..-" diye ses geldi Ali telefonu kapatmadan önce. Az-çok tahmin etti. Sürpriz Kerim'di.

Ali büyük adımlar ata-ata Demir'in odasına geldi ve içeriye dalınca 3 polis ve Demir'in birini çevrelediğini gördüler. O kişiden "y-yoo" diye sesler geliyordu. Galiba hiç kimse onun odaya girdiğini hissetmemişti. Ali, "sürprizi o kadar merak ettim ki Demir" dedi Demir'in adını basarak. Demir döndü.

"Oo kardeşim sen gel hele gel, gel."

Polisler çekildiler ve elleri-kolları bağlı yerde oturan Kerim'i gösterdiler. Ali Demir'den açıklama istedi.

"Kerim dayımız'ı tutmamızın sebebini soruyorsan söyleyeyim: Bu gün polisler bir ipucu bulurlarmı diye Kerimgildeydiler. Hastaneden kaçmış mıydı, nolmuştu doktoruyla konuşmadım-"

"B-ben k-kaçmadım-"

"Sus lan! Hem suçlu, hem güçlü salak!" dedi Demir onu azarlayarak.

"Ha, neyse, nerde kalmıştım? Haa, polisler oraya ulaşınca kestiğimiz borunun yanında dolaşan birilerini gördüler. Tabii, arabanı evden uzağa park ettiler ve onu izlemeye başladılar. Kameraya da almayı unutmamıştılar onu. Sonra gösteririm. Boruya bakmış, o da duvara kalkarak içerisini koklamış ve ışık salarak borununun içini görmeye çalışmış. Tam o sırada Mehmet" diyerek içerilerinden daha genç olan poliso gösterdi "inanılmaz hamleyle el-kolunu bağlayarak getirmiş ayağımıza, Allah razı olsun kardeşim. Hem işin en ilgi çekici tarafı hangisi biliyor musun?" O, Kerimin yanına gitti ve ellerini açtı. Karşıya getirerek Ali'ye gösterdi. Ellerinde siyah eldivenler vardı ve hiç birinin parmak uçları yoktu. "Parmağı yırtıldığı için hepsini kesmiş."

"H-hayır o-onların f-f-forması b-böyle-" dedi Kerim ve Demir onun üzüne sert tokat geçirdi.

"Dudaklarını bir daha ayırırsan parmaklarını bir-bir koparırım!" dedi Demir fısıldayarak.

"Lan yeter! Katil misin oğlum, ne parmak koparması?!"

"Biz en iyisi işimize dönelim, ha?" dedi Demir ürkerek. Ali kızınca neler olduğunu herkesten iyi biliyordu. Sonra telefonunu açarak o video görüntülerini gösterdi Ali'ye.

"Dur, dur, dur. Bende eldivenin parmak ucu vardı ya dur."

Bunu diyerek cebinden o eldivenin parmak ucunu çıkardı. Rengi, kumaşı aynıydı, aynı.

"Ben araştıracağım Demir. Kanlı bıçak kimin diye bulmalıyım"

"Görürsün Ali, en sonda katil Kerim olacak. Yine de sen bilirsin" dedi Demir ve Kerim'in yanına döndü.

Dediği üzere, Ali bıçağın kime ait olduğunu araştırmak için şüphelilerin evlerine gitti. O kişiydi ki, evinde bu bıçakların aynısının küçüklerini buldu. O adamın evinden o parmağı kopan 1 çift eldiven ve 50 cm filan uzunlukta olan kumaş buldu.

Dedektifin tüm şüpheleri bir anda göğe savruldu. Sadece arkaya, bu katilamın neden olduğu barede cevaplar kalmıştı. Her şey üzdeydi.

Ali ofisteki hiç kimsenin üzerine suçu atmıyordu, çünkü o zaman içerde kimse olamazdı. İş saati bitmişti, sadece içeride kalan ceset ve o adamdan başka...

O adam..................

Ee, o adam kim? Bunu bilmek istiyorsanız, takipte kalmayı, bolca yorum yapmayı ve yıldız patlatmayı unutmayın! Görüşürüz!!