Başlangıçlar ve bitişler . Başlamak için bitmesi gerekir , her bitiş yeni bir başlangıçtır . Oldukça yenik düştüğüm bu hayatta yeni bir başlangıç yapmıştım . İsteyerek de olsa , istemeyerek de olsa yeni bir başlangıç . Arabanın siyah filmli camına vuran yağmur damlaları içime attığım göz yaşlarım gibi birer birer camdan süzülüyordu . Üzerimdeki gelinlik ile tanımadığım ama az önce karısı olduğum adamın , hareket halindeki arabasının ön koltuğunda öylece akıp giden yolu izliyordum . Araba durmuş ve kapımın açılmasıyla soğuk hava arabanın içine dolup irkilmeme sebep oldu , “Hadi in aşağıya” dediği pek de umurumda değildi , bakışlarımı ön camdan ayırmadım. Bir süre öylece bekledik , ormanlık bir yerdeydik . Yağmur şiddetini arttırırken Pars Alkan’ın sabrı taşmak üzereydi “Saye , hadi güzelim in de içeride surat yapmaya devam edersin” konuşmak gibi bir niyetim yoktu ama gevşekliği nedeniyle geriliyordum . “Sen ne kadar gevşek bir adamsın . Sen benim babamın düşmanısın düşmanı.” Dediklerimi umursamadığı yetmezmiş gibi bir de konuşmaya devam ediyordu “Belli oldu, ben seni beklersem zatüre olurum bu yağmurun altında” bir anda ayaklarım yerden kesilmişti, kendimi o şerefsizin omuzunda bulmuştum “Bırak beni , Pars Alkan , bırak” ne kadar bağırıp vursamda beni umursamadan arabanın kapısını kapattı ve az ötede olan ahşap eve doğru yürümeye başladı . Saçlarım iyice ıslanmıştı , bir anda adımları bıçak gibi kesildi “Ya şu anda bağırmayı bırakırsın küçük fare ya da seni tam burada bırakırım , sabaha parçan bile kalmaz .” Sesi oldukça tehditkârdı , bir süre öylece susup etrafa bakındım . Eğer ormanın ortasında kalırsam sabaha değil yarım saate tek bir parçam bile kalmazdı , sessizliğim ona cevap olmuştu “Ben de öyle tahmin etmiştim” diyerek bir kaç adımda evin kapısına ulaştı . Takımının cebinde bulunan anahtarı çıkarttı ve kilitli olan ahşap kapıyı açtı , içerisi sıcaktı . Pislik önceden şömineyi yaktırmış olmalıydı , beni hayla yere bırakmaması yetmezmiş gibi birde yukarı kata çıkıyordu . Biraz ilerledikten sonra bir odanın kapısını açtı ve içeriye girip beni yere bıraktı . Üstünü başını silkeledi, odanın kapısını kapatıp odadaki kıyafet dolabının kapağını açtı . Sadece onu izliyordum , gece siyahı saçları yağmur nedeniyle sırılsıklam olmuştu . Kıyafet dolabından bir kaç parça kıyafet çıkarttı ve bana doğru yaklaştı, elindekileri bana uzattı “Al giyin bunları hasta olma başıma” elindekileri aldığımda kıyafet dolabının kapağını tekrar açtı ve bir kaç parça kıyafet daha çıkarttı . Odanın içerisindeki banyoya yöneldiğinde gözlerim odanın kapısındaydı, banyoya girip kapıyı kapattı . Şu anda kaçtın kaçtın kızım yoksa kaçışın yok , hızlıca kapıyı açmaya çalıştım fakat kilitliydi . Arkamı dönüp odanın içinde volta atmaya başladım , odanın içi karanlıktı fakat bahçeden vuran bahçenin kırmızı ışığı içeriyi aydınlatıyordu . Banyodan su sesi gelmeye başladı , bir süre sonra da banyonun kapısı açıldı . Banyonun beyaz ışığı odaya dolduğunda Pars Alkan karşımda sadece koyu gri eşofman altıyla öylece dikiliyordu , sağ elindeki küçük havluyla saçlarını kuruluyordu. Onun o halini görünce ellerimi yüzüme kapatıp arkamı döndüm , arkamdan gülme sesi gelmişti “Saye , sağ eline bir baksana güzelim . O yüzüğün içerisinde kimin adı yazıyor , Pars . Kocanım ya hani , biraz önce evlendik ya hani. Arkanı dönmene gerek yok yani .” Ellerimi yüzümden çekip ona doğru döndüm , bana doğru bir adım attı “Ha şöyle güzelim” dediğinde elini saçıma doğru uzatmıştı ki elini geri ittim . Eli havada asılı kaldı , ondan kaçmak için geriye doğru bir adım attım . O kaçmak istediğimi anlamış olacak ki derin bir nefes aldı ve benim arkamda bulunan yatağın üzerine tek bacağını kıvırarak bağdaş kurdu . Benim elime tutuşturduğu kıyafetler yatağın üzerinde duruyordu , “Gelinliği çıkaracak mısın , yoksa çok mu sevdin?” Sorusuyla ona doğru döndüm , sağ elimi havaya kaldırarak ona doğru gösterdim “Hani biz evlendik diyorsun ya , biz evlenmedik . Sen beni zorla alıkoydun , sana karılık yapacağımı falan da düşünüyorsan yanılıyorsun” ayağa kalkıp elindeki havluyu omuzuna attı , havada duran sağ elimi tutu “Saye Alkan , senin adın bu” oldukça sert ama kısık bir ses ile konuşuyordu , üzerime doğru adımlar atarak beni duvar ile arasına aldı “Bundan sonra sen sadece Saye Alkansın , ne dersem onu yapmak zorundasın . Senin babam dediğin o herif seni bana sattı , sok bunu o güzel kafana” gözlerim dolmuştu. Gözlerime baktığında çenesini sıkarak geri çekildi “Üzerini değiştir ve uyu , kaçmaya falan da çalışma” tekrar yüzüme bakmadan odadan çıktı , banyoya gidip gelinliğin fermuarını açtım . Bana bıraktığı pijama takımını giyindim , yatağın yanındaki komedinin üzerinde anahtar duruyordu. Kapıyı kilitledim ve yatağın ince çarşafını kaldırarak yatağa yattım.
♡
Güneş her sabah tekrardan doğar , yeni bir gün başlar . O gün ya aynı geçer ya da hayatınız değişir . Gözlerini açtığında bambaşka bir yerde uyanabilirsin ya da gözlerini hiç açamazsın . Sabahın ilk ışıkları aralık olan perdeden yüzüme vuruyordu , tek gözümü açıp etrafa baktığımda gördüğüm karşısında ne yapacağımı bilemedim . Pars Alkan yatağın diğer tarafında yüz üstü şekilde yatıyordu , çarşafı kendime doğru çektim . Aldığı derin nefes daha çok irkilmeme sebep oldu “Bir rahat dur Saye , uyutmadın kaç saattir” sesini duyunca yataktan kalkmaya çalıştığım fakat bileğimi tutarak beni kendine çekti “Sen kaçmaya baya meraklısın” dediğinde bir birimize çok yakındık “Bırak kolumu pislik” bu adam benim dediğim hiç bir şeyi umursamıyordu . Kolumu bırakıp yatağa geri yattı , yataktan kalktım ve banyoya doğru ilerlemeye başladım . Arkamdan ıslık çalmaya başladı “Vay yakışmış pijama” hızlıca banyodan içeriye girdim ve kapıyı kilitledim . Banyo oldukça genişti , beyaz renkte döşenmişti . Ellerimi makyaj aynasının mermer tezgahına dayadım , aynada gördüğüm kişi ben olamazdım . Babam gerçekten beni o adama satmış mıydı? Ben bu adama neden cevap veremiyordum ? “Tabi cevap veremezsin , adam Zeus gibi . Buna cevap verirsen çarpılırsın Saye” yan tarafta aynanın kenarından beni izleyen Saye’ye dönüp baktım , benim aksime çok mutluydu “Sen hiç konuşma , dün sana o kadar ihtiyacım vardı ama ortalıkta yoktun şimdi de gelmiş yorum yapıyorsun” Saye bana gülüyordu “Bağırma beni sadece sen duyup görüyorsun unutma , adam senin deli olduğunu anlayıp atmasın kapının önüne bizi .” Bağlı olan saçlarımı çözdüm , mermer tezgahın altı çekmecelerin hepsi doluydu . En üstteki çekmeceyi açtım , bulduğum kırmızı tarakla saçlarımı taramaya başladım. Saye hayla oradaydı gitmemişti , ben saçlarımı tararken beni izliyordu “Yirmi üç yaşına geldin hayla benle konuşuyorsun, bir de beni gelmedim diye azarlıyorsun .” Saçlarımı bileğime taktığım tokayla tekrar at kuyruğu yaptım . Son kez ona doğru baktım “Bizim bir suçumuz yok , bütün suç o babamız olacak olan herifin.” O çok haklıydı her zaman olduğu gibi , banyonun kapısını açtım ve odaya girdim . Etrafta kimse yoktu , üzerimi rahatça değiştirebilecektim . Kıyafet dolabının kapağını açtığımda gördüklerim karşısında şaşırmamak imkansızdı , dolapta ki bütün kıyafetler etiketliydi . Hepsi teker teker özenle hazırlanmıştı , biraz kurcalayınca giyebileceğim gri bir eşofman ve mavi bir kazak bulmuştum. Dolabın kapaklarını kapatıp kıyafetleri yatağın üzerine koydum, tam üzerimi değiştirecekken bir anda kapı ardına kadar açıldığında öylece kalakaldım. İçeriye giren Pars’tı , kapıyı kapatıp yanıma doğru yaklaştı “Kıyafetleri beğendin mı?” Üzerimi düzeltip ona bakmaya başladım . Pars gülmeye başladı “Sen neden bir anda daldın içeriye , insan bir kapı çalar öküz . Ya çıplak olsaydım” ben ona bağırırken Pars hayla gülüyordu “Yalnız gelin hanım ben sana sürekli kocan olduğumu hatırlatmak zorunda mıyım?” Bir de yüzlü yüzlü soru soruyordu , kapıyı açtım ve çıkması için dışarıyı işaret ettim “Çık hadi , çık üzerimi değiştireceğim” Pars yavaş yavaş kapıya doğru yaklaştı, çıktığında kapıyı kapattım ve kendimi kıyafetlerle birlikte banyoya kilitledim .
♡
Aşağıya indiğimde Pars mutfaktaydı, ana kapıya doğru sessizce ilerledim . Dışarıda koruma falan yoktu , kapıyı açmak için kapı kulpunu aşağıya indirdim fakat kapı yine ve yine kilitliydi . İçeriden gülme sesi gelmeye başlamıştı “Saye , sesime gel güzelim . Dışarıda değilim mutfaktayım” sinirden delirmek üzereydim ben nasıl kaçamıyordum bu evden , hızlı adımlarla yanına gittim. Mutfağa girdiğimde elinde bir tava ile ocağın başındaydı. Kaşlarım çatık şekilde onu izlemeye başladım , üzerinde bir önlük eksikti . Bu adam kafayı mı yemişti? “Yok yok henüz kafayı yemedin , bu adam on numara beş yıldız . Daha ne istiyorsun kız , elin sıcak sudan soğuk suya değmez işte” Saye arkamdan yaklaşmış ve yine saçmalıyordu . Pars buz dolabına doğru ilerledi , dolabın kapağından iki yumurta aldı . Ocağın üst kısmında bulunan dolaptan bir adet kase çıkarıp yumurtaları içerisine kırdı , elindeki çatalla yumurtayı çırptı . Hazırladığı yumurtayı tavaya döktü , işini oldukça dikkatli yapıyordu . Ben bu adama çekiliyor gibiydim galiba , “Şimdi de sapıklığa mı başladın bücür?” Sesi irkilmeme sebep oldu , ona doğru yaklaştım “Sen kimsin ya , ne istiyorsun benden?” Tavada bulunan yumurtayı havaya atıp ters çevirdi , derin bir nefes aldı “Bir şeyler yiyelim oturup anlatacağım küçük hanım” yanan ocağı kapattı ve tavayı mutfak adasının üzerine koydu . Tavanın içerisinde sucuklu yumurta vardı , burnuma gelen kokuyla kusmamak için geriye çekildim . Pars şaşkın gözlerle bana bakmaya başladı , “Bir sorun mu var?” Diye sordu kaşları çatıktı “Vejetaryenim ben , kokusu midemi bulandırıyor” koku oldukça yoğunlaşmaya başlayınca kendimi mutfaktan dışarıya attığımda yukarıya çıkan merdivenlere oturdum . Pars hızla yanıma geldi , elimden tutup beni kaldırdı ve yukarıda bulunan banyoya götürdü . Banyoya girdiğimizde kapıyı kapattı , arkamda durarak suyu açtı ve tek eliyle aldığı suyla yüzümü yıkadı . Suyu kapatıp beni kendine çevirdi , iki eli lavabonun iki kenarındaydı . Onun kollarının arasındaydım , çok yakın duruyordu . Verdiği her nefes yüzüme çarpıyordu , önüme gelen bir tutam saçı parmağı dolayarak kulağımın arkasına attı “Kusura bakama bilmiyordum , daha iyi misin şu an?” Gözleri çok ilgili ve şevkatli bakıyordu. Yutkunduğumda gözleri dudaklarıma kaydı , dudaklarımı yalayarak ıslattığımda adem elması hareket etti . Tam olarak gözlerinin içine bakıyordum “Bakma öyle , yanarsın” dediğinde tekrar yutkundum , bir süre öylece birbirimize baktık “Hadi inelim mutfağa , dolapta yeşillik falan vardı” dediğinde kafamı salladım . Kollarının arasından çıkmaya çalıştığımda derin bir nefes aldı “Ah Saye , ah ne yapacağım ben seninle” beni serbest bıraktığında direkt banyodan dışarıya çıktım . Merdivenlerden inerken arkamdaydı , birlikte mutfağa girdiğimizde ben buz dolabına yöneldim o da mutfağın bahçeye açılan çift taraflı ahşap kapılarını açtı . Dolapta bulduğum yulaflı ve badem sütünü çıkarttım , Pars dikkatlice beni izliyordu . Elimdekileri tezgahın üzerine bıraktım ve az önce Pars’ın kase çıkarttığı yerden başka bir kase daha aldım , ben yulaflı hazırlarken Pars dikkatlice beni izliyordu . Yulafı ve sütü dolaba geri koyduğumda bakışları beni rahatsız ediyordu , kaseyi alarak mutfak adasına koydum . Sandalyeyi çekip mutfak adasına yaklaştım, Pars arkasına dönüp bir çekmeceyi açtı ve bana bir kaşık verdi . Yemeğimi yerken sorgulayıcı gözlerle bana baktı “Bir sorun mu var?” Diye sorduğumda kaşlarını çatarak tabağımı gösterdi “Sen onunla doyacağına emin misin , bir de bu vejetaryenlik kalıtsal falan değil dimi çocuklarımıza da geçmişini istemem doğrusu” son dediğiyle öksürmeye başladım “Çocuklarımız derken?” Sorduğumda bana gayet normal bir şeyden bahsediyormuş gibi bir bakış attı , “Evet , evliyiz ya hani biz unutmasan mı ? Yakında bizden çocuk falan bekleyecekler , gözleri sana benzeyen” bu adam gerçekten delirmişti . Ona doğru yaklaşıp fısıldamaya başladım “Çok beklerler. Ayrıca benim neden burada olduğumu konuşmadan önce dişlerini fırçalasan iyi olur , leş gibi sucuk kokuyorsun” o da bana doğru yaklaştı “Sen kurban ol benim kokuma , senin o yeni yetme arkadaşlarına benzemem ben” leş gibi kokuyordu gerçekten , yüzümü buruşturarak ondan uzaklaştım ve oturduğum yerden kalkarak mutfaktan çıktım . Ev oldukça genişti “Salon ileride solda , şömine yanıyor” diye seslendi , salona gidip şöminenin karşısındaki üçlü koltuğa oturup onu beklemeye başladım.•Her hafta bölüm gelecek , okunmaya göre daha erkende gelebilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cam kelebek
Teen Fiction"Cam kelebekler masumiyeti temsil eder , aynı senin gibi benim güzel eşim" ~ Pars Alkan ~