Goth Au / Gravity Falls -Bitti-

Bölüm 1

*Gizemli Kulübe' nin adı burada Cinayet Evi*

'Merhaba, ben Mason Pines. Yanımda oturan kız, kız kardeşim Mabel. 

Şu anda boktan bir konuşma başlamak üzere. Bizim işimiz sizin işleyemediğiniz suçları sizin yerine işlemek.'

Cinayet Evi çalışanları salonda toplantıdaydılar. Hepsi bir kenara  oturmuş konuşan Stan'in diyeceklerini dinliyordu. Ford koltuğa oturmuştu ve karakargası omuzundaydı, Wendy duvara yaslanmış telefonuyla uğraşıyordu.  Mason kollarını dolamış yerde oturmuş halde bekliyordu. Mabel kardeşinin yanında yerde duruyordu. Jesus Wendy gibi duvara yaslanmıştı ve Melody' de hemen yanındaydı.

"Bakın işlerin son zamanlarda biraz.... yavaş olduğunu biliyorum." dedi Stan ve ardından hızlıca ekledi. "Evet ve bu kimsenin suçu değil! İsim vermek istemiyorum... Stanford."

Ford hemen kaşlarını çattı ve homurdandı. Kargası -Bill- gaklamıştı.

"Şimdi...işi tekrar nasıl kaldırabileceğimize dair parlak fikirler var mı?" dedi Stan herkese bakarak.

"Araba yıkamaya ne dersin?" dedi Mabel gözleri parlarken.

"Burası Gravity Falls, Mabel. Burada arabaların temiz olmasını kimse s*klemiyor." dedi Stan iç çekerek. "Reklam panosuna ne dersin?" dedi
 
"Reklam panosu alacak paramız yok amca." dedi Dipper kollarını dolayarak

"Çok yardımcı oldun Dipper. Şu anda odada olmana çok sevindim. Millet hangi hizmeti sunduğumu unuttunuz mu?" dedi Stan öfkeyle ayağıyla ritim tutmaya başlarken.

"Teknik olarak insanları öldürüyoruz ama aynı zamanda insanlara yardım ediyoruz." dedi Ford ve eliyle başını ovaladı. "Tüm bu Cinayet Evi'nin varlığı zavallı beynimi karıştırıyor."

"Ne güzel günlerdi!" dedi Stan reklam videolarını televizyonda açarak.

"Hatırlatmaya ihtiyacım yok efendim." dedi Soos öfkeyle, duvardan çekilerek. "Maaşlarımızın çoğunu geçen hafta boş bir televizyon reklamına harcadığınızı ve kimsenin izlemediği bir kanalda üç saat boyunca yayınlanması için ödeme yaptığınızı düşünürsek."

"Hop orada bir dur çocuk." dedi Stan Soos' a yaklaşarak. "Süper eğlenceli bir reklam müziğini iğrenç yapan şey ne? Reklam etrafına saçmalık yayarken reklam müziği dikkat dağıtıyor işte."

"Toplum müzikallere bayılıyor efendim." dedi Melody .

"Aynen öyle Melody! Ve bizde bir bakıma müzikal yapıyoruz." Stan ardından dramatik bir havaya girdi.

"Yine başlıyoruz." diye homurdandı Ford.

"Tıpkı babamın yaptığı gibi müzikal piyes hayallerimi mi yıkacaksın? Ki şu anda gördüğüm tek şey babamın g*tünün kenarıyla benimle konuşması. İçimdeki gerçek ben olduğum için hayallerimi ezişi!" dedi Stan birkaç göz yaşı gözünün kenarında birikirken.

"Onun hayallerini mi ezeceksin Soos." dedi Melody elini Soos' un omzuna koyarak.

"Ama efendim-" Soos lafını yarım bıraktı.  "Ne?"

"Seni tanıdığımı sanırdım." dedi Melody bir elini elini Soos' un tişörtünün yakasına koyarak. Soos' un yakları bir an için kızardı.

"Sana inanamıyorum Soos! Hem de seni ayın elemanı yapmışken!" dedi Stan ve duvardaki ayın elemanı tablosunu göstererek.

"Peki efendim! Üzgünüm ama ticari bir reklam müziği müzikal piyes ile karşılaştırılamaz. Kimse reklam müziğini sevmiyor.

"Ben seviyordum." dedi Melody üzgünce.

"Sakın, sakin benim yanımda onun fikirlerini savunma." dedi Soos parmağını kaldırarak, dişlerini öfkeyle sıkmıştı

Ford yerinde kalktı ve  salonun kapısına ilerledi. Stan onu tutacakken Ford' un omuzundaki Bill gakladı. Ford durup Stan' e baktı. Bu saçma konuşma bir yere varmayacak, en son gelen hedef de yanlış ele geçirildi." dedi Ford ve köşede bağlı duran Norman isimli genci eliyle işaret etti. Mabel onu tuzağa düşürmüş ve Mason topuklarına sıkmıştı ama yanlış kişiydi muhtemelen.