Bölüm 11

19 4 34
                                    

Mason Fiddleford' a  kapıyı açtıktan sonra odasına çıkarken arasından yere bir şeyin sertçe atılma sesini duymuştu. Göz ucuyla merdivenlerden aşağı baktığında Stan' in"Kendinde olduğunu biliyorum Sixer."  dediğini ve  Ford' un "Çok mu belli ettim?" diye cevap  verdiğini duymuştu. Amcalarının bu haline güldü ve yukarı kardeşinin yanına geri çıktı.

Mabel  Bill' i yakalamayı başarmış tüylerini tarıyordu. Karga ilk başta bundan memnun olmasa da tüyleri bakım gördüğü için mutluydu. Mabel onu önce güzelce şampuanla yıkamış ve ardından saç kurutma makinesiyle kurutarak pofidik yapmıştı. Mason gülerek kendi yatağına oturdu ve ucubeler hakkındaki kitabını çıkartıp okumaya devam etti. 

Dakikalar geçtikten sonra odanın kapısı açılmıştı. Mabel ve Bill Ford' un verdikleri yeni müşteri için olan göreve gitmişlerdi beraber. Mason kitabını okumaya devam ederken başını kaldırdı ve kapıda onlara bakan Stan amcasına baktı. 

"Mason, seninle konuşmam gereken önemli bir konu var, girebilir miyim?"

"Tabii Stan amca." dedi Mason ve  kitabını şifonyerin üstüne koydu. Stan yanına oturdupunda kitaba uzandı ve rastgele bir sayfasını açtı.

"O 'boş' olan kitap Stan amca." dedi Mason ama Stan onu dinlemedi.

"Cüceler, Gravity Falls' un küçük yaratıkları. Onlardan birinin zihninin kontrolünü ele geçirmeye çalışma, çok aptallar."  Stan "boş" dediği kitaptan  bir cümle okumuştu.

Mason şaşkınca sayfaya baktığında aynı cümlenin yazdığını gördü. "Ama kitaba boş demiştin." dedi Mason şaşkınlık içinde.

"Yalan söyledim evlat, seni korumaya çalışıyordum ama şimdi fark ediyorum ki en başından beri dürüst olmalıydım." dedi Stan ve iç çekerek Cipher formuna dönüştü.

"Ben de yarı Cipher' ım." 

Mason' ın ağzı tamamen açık kaldı. "Ama nasıl? Neden!?"

"Çünkü babam tam bir Cipher' dı ve annem de normal bir insandı. Ford annemize çekti ama ben babamıza çektim. Genetik olarak aktarılabilen bir şey bu. Cipher geni kişinin duygusal değişimlerinden faydalanarak dış görünüşünü ve potansiyel gücünü değiştiren bir madde."  dedi Stan.

"Bu oldukça inekçe bir açıklamaydı." dedi Mason ortamdaki garip havayı yumuşatmaya çalışarak. "Ford amcanın yapacağı türden."

"Bu davranışın da oldukça eğlenceli." dedi Stan gülümseyerek. "Mabel' ın yapacağı türden. Kardeşler ne kadar farklı olurlarsa olsunlar onlar aslında aynı kişidir evlat."

"Peki hep bunu biliyor muydun?" Hayır,  bunu ilk başta bilmiyordum. Bana da Cipher söyledi." dedi Stan yumruklarını sıkarak. "Onu ve çocuklarını Ford ile avlarken kendisiyle karşılaştım, zayıftı ama beni oracıkta öldürebilirdi. O yapmadı. Bana bir şans verdi. Benim dönüşmemi sağladı ve kim olduğumu gösterdi." Stan gülümsedi. "Açıkçası ona minnettarım diyebilirim, o olmasaydı çocuklarını öldürmeye ve onlara kin beslemeye devam edecektik, tam olanlardan hoşlanmıyorum ama yarılar o kadar da kötü değiller."

"Demek o yüzden beni korumaya çalıştın..." dedi Mason düşünceli bir şekilde.

"Diğerlerinin düşüncelerinden korktum, seni riske atamazdım evlat." dedi Stan ve gülümsedi. "Bir Cipher' ı daha kaybedemem."

Bill' in gaklamasının ardından odanın kapısı birden açıldı ve kapıyı dinleyen Ford içeriye düştü. Stan hemen yeniden insana dönüşmüştü. "Sixer! Kapı mı dinliyordun!?"

"Ve sen benden Cipher olduğunu saklıyor muydun?" dedi Ford ayağa kalkarak. "Sana inanamıyorum!"

"Sen benden yıllarca Cipher' ın kendisini sakladın ama!" dedi Stan bahane üretmeye çalışarak.

"Bu geçerli bir neden değil!" dedi Ford öfkeyle. "Sen benim kardeşimsin, nasıl senden nefret edebilirim?"

"Cipher' dan nefret ediyorsun, benden de nefret edersin diye düşündüm..." dedi Stan üzgünce iç çekerek.

"Stanley..." dedi Ford ve kardeşine sarıldı. "Sen benim kardeşimsin! Senden asla nefret etmem!"

Stan de ona sarıldı. Ford gülümsedi. "Bugünler gerçekten çok garip. Önce yeğenimin yarı iblis olduğunu öğrendim. Sonra erkek arkadaşımın tam cipher olduğunu öğrendim, şimdi de kardeşim yarı Cipher' mış!"

Stan Ford' u ittirdi. "Dur bekle, sen tam cipher erkek arkadaşın mı dedin?" dedi Stan öfkeyle. "Yoksa O Fiddleford mu?"

"Evet kardeşim." dedi Ford biraz gergin bir şekilde. "Erkek arkadaşım var-"

"VE O TAM CİPHER MI!?" dedi Stan öfkeyle. Cildi kırmızı renge büründü, boynuzları ve kuyruğu ortaya çıktı, parmakları ve kulakları uzadı ve uçları siyahlaştı, dişleri sivrildi. Ama bir gariplik vardı... Gözleri. Gözleri altın renginde parıldıyordu. Boynuzunda küçük çatallar belirmişti, parmakları pençeleşmiş ve daha ölümcül hale geldiler. 

"Neler oluyor, yarı Cipher' lar dönüşümleri duygu değişimi fark etmeden kontrol edemiyor mu?" dedi Mason Ford' a yaklaşarak. Mabel Bill ile beraber kapının ağıznda şaşkınca dona kalmıştı.

"Ne? Bunu sana kim söyledi?" dedi Ford şaşkınca. "Yarı Cipher' lar duygu durumlarını kontrol bile edemezler!"

"Ama bu kitapta-" dedi Mason ama sonra duraksadı. "Cipher bilerek yanlış yazdı..."

"Şimi bunun sırası deği." dedi Ford, Stan' in dönüşmesi tamamlanmak üzereydi. Bir eliyle Mabel' ı diğer eliyle de Mason' ı yakaladı. Üçü beraber koştular. Stan hemen peşlerinden koştu. Merdivenlerde üstlerinden atladı ve koşar adım kapıya ilerledi.

"Bizim peşimizde değil!" dedi Mabel. "Ford amca, erkek arkadaşının peşinde!"

"FİDDLEFORD!"

Ford çocukları bıraktı ve koşmaya başladı. Bill de onunla beraber uçuyordu. Kulübenin dışında cinayet görevlerinden geri dönen Soos, Melody ve Wendy vardı. Onlar şaşkınca kulübeye girdiğinde ikizler şaşkınca duruyorlardı.

"Ford' un Cipher erkek arkadaşı var!" dedi Mabel hemen.

"Stan amca Fiddleford' u öldürecek!" dedi Mason kardeşinin ardından.

"Bunların bağlantısı ne?" dedi Wendy kafası karışmış bir şekilde.

"FİDDLEFORD FORD' UN ERKEK ARKADAŞI!" dedi ikizler aynı anda. "Yardım etmeli miyi- Soos?"

Soos tüm pencereleri ve kapıları kilitliyordu. "Bay Stan bana bir gün kontrolden çıkarsam çocukları ve diğer herkesi içeride tutmamı söyledi!" dedi Soos pencerelere tahtalar çakarken. 

"Ne yani, onun yarı Cipher olduğunu biliyor muydun?" dedi Mason sitemle. "Sana söyledi de bana neden söylemedi!?"

"Çünkü sen dramatik tepki verirsin." dedi Soos işini yapmaya devam ederken. Melody de ona yardım ediyordu. Wendy ise başka bir işle uğraşıyor gibiydi, çocuklar ne yaptığını anlamadılar. 

"Soos haklı Mason, sen fazla dramatik bir emosun." dedi Melody.

Mason karşı çıkamadı.

O sırada gelen çatırtıyla herkesin gözü çatıya çıkan merdivenleri kesen Wendy' e gitti. Ama yukarıda kesmişti.

"Wendy! Buraya gel!" dedi Soos.

Wendy onun yerine iblis formuna dönüşerek karşılık verdi ve çatının kapısını kapatıp Ford' un peşinden koşmaya başladı.

"Bunu ben de bilmiyordum." dedi Soos hemen.

"Neden herkes yarı ya da tam Cipher çıkıyor!" dedi Mabel sitemle.

"Bill Cipher çok güçlü bir iblis olarak geçiyordu. Cipher' ın bu kadar çok parçası -çocuğu- olması çok normal Mabel." dedi Mason.

"En azından bunu yapabilirim." dedi Mabel ve Mason' ın kuyruğunu çekti.

"HEY!" dedi Mason ve Mabel' ı kovalamaya başladı.

"En azından çocuklar güvende." dedi Melody gülümseyerek. "Biraz olsun rahatlayabilirsin canım." dedi Soos' un elini tutarak.

Soos ona gülümsedi. "Evet, sanırım haklısın balım." 

------------

Bölüm Sonu

Oy ve yorumlarınızı unutmayın!

Goth Au / Gravity Falls -Bitti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin