Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Azusa elinde bir tabak yemekle, seninle konuşmayı bekleyerek usulca odana yaklaştı. En sevdiğin çorbayı, pilavı, yarım somun ekmeği ve üzerinde ceviz olan minik bir tabak çikolatalı pudingi sana servis etti. Ruki'nin yardımıyla sizin için özenle hazırlamıştı. Beğeneceğini umuyordu.
"Ben... sana seveceğin bir şeyler getirdim-"
Kapı gıcırtıyla açıldı, gri-mavi gözleri odayı taradı ve gözleri dinlenen figürünüze geldiğinde cümlesi kısa kesildi, oda sessizleşti. Bakışlarını yumuşattı ve başını hafifçe eğdi.
Sana hayrandı, onun için uyurken bile büyüleyicisin.
Bir süre durakladı, seni uyandırıp uyandırmamakta kararsızdı. Seni uyandırmak istemedi. Çünkü çok sakin ve huzurlu görünüyordun.
Elindeki tepsiyi nazikçe yanınızdaki komodinin üzerine koydu, ardından sizi rahatsız etmemeye özen göstererek yanınıza uzandı.
Gülümsedi ve sıcaklığınızı hissettikçe huzurla gözlerini kapattı. Sizi kucaklamak için sürekli istekliydi.
Vücudunu onunkine karşı hissetmek en büyük arzusu olurdu.
Kollarını sana doladı, yüzünde bir gülümsemeyle, yüzünü yumuşak göğsüne gömdü. Sana böyle sarılmak, sadece gözlerinin içine bakmak ölü kalbine neşe getirdi.
Ona vurabilir, kesebilir ya da başka bir şekilde istediğiniz gibi davranabilirsiniz. Yumuşak elleriniz ona dokunduğu sürece, ona ne yaptığınız önemli değil. Onu ne kadar sinirlendirirseniz sinirlendirin, sevecen sesinizi duyduğu sürece fark etmez. Gözlerinizde küçümsemeyle ona baksanız da umurunda değil.
Onunla birlikte olduğunuz sürece, ona ne yaptığınızın bir önemi yok.
"Sen... beni... sevmiyor olsan bile, ben... seni... her zaman... seveceğim."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
