Oy verip, yorum yapmayı unutmayın!
Sizleri seviyorum🫀
Madrigal- Senden Yoksun
🏐
Gerçekten Seyit mi çalıştıracaktı beni?
Garip.
Açıkçası bunu beklemiyordum. Sonuçta o bir takımda oyuncuydu ve bana eğitim verirken gideceği zamanlar olacaktı. Ona göre kendini ayarlamıştır dedi iç sesim. Evet öyle olabilirdi. Ya da Selim Karam ona uygun bir yol bulup bunu kendi içinde hesaplayıp böyle bir girişimde bulunmuştur.
Seyit şaşkın gözlerle babasına bakarken, "Bana sordun mu?" dedi hayret eden sesiyle.
Selim Bey, yani koç başını evet anlamında salladı.
"Uzun bir süre Türkiye'desin, Ferah'ı çalıştırmaman için herhangi bir problem olduğunu düşünmüyorum. Onu çalıştırdığın süre boyunca ben zaten sizin yanınızda olacağım. Kolumun durumunu biliyorsun. "
Koluna ne olmuştu acaba?
"Bunu evde uzun bir şekilde konuşalım. Şimdi burada konuşmanın sırası değil."
Sesi beni biraz germişti. Anladığım kadarıyla emrivaki yapılmasından nefret ediyordu. Haklı olarak.
Gergin bir şekilde nefes alıp verdi. Sessizce ortamın yatışmasını bekledim. Sessizliği bölen şey Mutlu hocanın çalan telefonuydu.
"Alo," bir süre karşı tarafı dinledikten sonra, "15 dakikaya orda olurum. İyi günler."
Koça dönüp, "Benim çıkmam gerek." Dedi. Bana yaklaştıktan sonra kolumu sıkıp 'sen yaparsın ' mesajını verdikten sonra salondan çıktı.
"Arabamda kıyafetlerim var. 10 dakika içinde başlamışız oluruz," Ardından gözlerimin içine bakarak, "Sana o gün çalıştırdığım şekilde birkaç pas yap. Geliyorum ben."
Başımı sallamakla yetindim sadece. Gergindim. Avuç içlerim terlemişti. "Siz ne zamandan beri tanışıyorsunuz ?" Koçun bana sorduğu soruyla birlikte bakışlarım yere odaklıyken ona cevap verdim.
"Birkaç gün önce evimin yakınlarında bir spor salonu vardı. Orda tanıştık. Gerçi buna tanışmak denilmez. Yanında bir arkadaşı da vardı. Bana atış çalıştırdılar. "
Kenarda duran toplardan birini alıp Seyit ve Efe'nin öğrettiği şekilde Seyit gelene kadar atış çalıştım. Koç ben konuştuktan sonra hiçbir şey dememişti. Tribündeki yerlerden birine oturup benim atışlarımı izlemişti.
"Dizlerini manşet atarken biraz kır. Tam anlamıyla kırmıyorsun dizlerini." Koçun dediğini uyguladıktan sonra tekrardan beni izlemeye devam etmişti.
🏐
Seyit geldikten sonra koçun direktifleri doğrultusunda çalışmalara başlamıştık.
"Topa daha sert karşılık ver Ferah. Atışların yumuşak kalıyor. Top sana değil, sen topa hükmet."
Seyit koça göz devirip konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUMAN
General Fiction"O bir Türk anlıyor musun?! Türklerin nasıl güçlü bir millet olduğunu ve intikamlarını eni sonunda alacaklarını bilmiyormuş gibi konuşmayı bırak! Onlar bizden daha güçlüler bunu kabul et! Ferah'ın atışlarını görmüyor musun?! Adamların verdiği eğiti...