Zahmetsizce döndün, şeftali rengi ipek elbisen ayaklarının altındaki zemini sıyırdı.
Yuta seni sımsıkı tuttu, eli rahat bir şekilde belindeydi.
"Planımızın işe yarayacağını düşünüyor musun?" Kulağının yanında mırıldandı, sesi baştan çıkarıcı bir imayla yumuşaktı.
Şakacı bir şekilde gözlerini devirdin ve dudakları yanağına değene kadar başını eğdin.
"Planım," diye düzelttin, "Ve planlarım her zaman başarılı olur,"
Yolunda gitmeyen şeylere alışkın değildin. Sen en başarılı eşleşme oranına sahip Aşk Tanrısıydın, yeteneklerin rakipsizdi. Henüz gözünüze kestireceğiniz bir çift kurmayı başaramamıştınız ve bugün de farklı olmayacaktı.
Yuta dans ederken seni daldırarak, "Belki de kendine olan güvenini geri kazanmalısın," diye alay etti.
Çevresel görüşünüzde, kurmanın ortasında olduğunuz çiftin tartışmaya başladığını yakaladınız. Kadın inci kolyesini yırttı ve eşsiz bir zehirle fırlattı.
"İmkansız," Ağzından çıkan şaşkın ses tonunu gizleyemedin.
Yuta, dudaklarınızdaki şaşkın şaşkın hafif somurtmayı çok sevimli buldu.
"Planım?"
"Başarısız oldu," diye mırıldandı Yuta, yüz hatlarına kendini beğenmişlik yazılmıştı.
Gözlerini kıstın ve tüm dikkatini Yuta'ya verdin, "Daha iyisini yapabileceğini mi düşünüyorsun?"
Yuta'nın dudakları bir gülümsemeyle kıvrıldı. Ona meydan okuyordun.
Rekabet gücünüzü her zaman en çekici özelliklerinizden biri olarak düşünmüştü. Rekabet, bahisler, oyunun heyecanı...
"O zaman bir bahse girelim," Yuta şarkının melodisini takip etmek için adımlarını yavaşlattı, "Bu ikisini aşık edebileceğime dair."
"Başarısız olursan ne olur?" Gözlerinde bir yaramazlık pırıltısı parladı. Yuta'nın kaybettiğine tanık olma düşüncesi geçiştirilemeyecek kadar nefisti.
"Kazandığımda ne olacağı konusunda daha çok endişelenmelisin."
Sen ve Yuta birbirinize bakıp göz temasını kesmeye cüret ettiniz.
"Anlaştık mı?"
Sen de onun kadar eğlenerek güldün.
"Anlaştık."