ɴᴄᴛ 127 ʀᴇᴀᴄᴛɪᴏɴ/ hesabı siz ödediğinizde
taeyong
"Hesabı aldım"
"woah woah woah! bekle, ne zamandan beri ödüyorsun?"
"şimdiden beri, hesabı bana ver"
taeyong hemen hesabı kaptı
ikiniz de beş yaşındaki çocuklar gibi birbirinize dik dik bakıyorsunuz
masaya oturup fiş için kavga edene kadar, garson geri gelir ve işi bırakmak için iyi bir gün olduğuna karar verir.
Taeil
"hayır"
"Hiçbir şey demedim..."
Johnny
Garson hesabı masaya koyduğunda ve sen hesabı aldığında, Johnny sana bakıyor
tam anlamıyla sadece 👁👁
ve hızlı ve düzgün bir şekilde imzalamak için çok uğraşıyorsunuz ama istenmeyen baskı yüzünden elleriniz titriyor
aslında hiçbir şey yazma şansın yok ve o bunu biliyor
hesabı çoktan almış gibi, titremeyi bırakabilirsin
Yuta
"Ben ödeyeceğim"
bu iki kelime kelimenin tam anlamıyla bütün gün duyduğu en komik şey.
"Komedyen olmalısın, çok komiksin bebeğim"
hayali gözyaşını siler ve hesabı doğrudan sizden alır
"ama ödemek istiyorum"
"ve daha fazla replik istiyorum ama her zaman istediğimizi elde edemeyiz"
doyoung
"ben ödeye-"
ahbap, hesap artık ortalıkta değil ve birdenbire kapıdan çıktınız.
"ne diyordun tatlım?"
Jaehyun
"Ben ödeyebilirim"
"İmkanı yok, geri çekil"
"tekrar hesabı için kavga etmeyeceğim jae"
"iyi, hesabı bana ver"
"Isır beni."
"Bu bir davet mi?"
"......Sadece ödemek istiyorum, dostum"
jungwoo
"Ödeyebilirim."
uzanıp yanaklarınızı sıkarken size büyük bir sevgiyle bakıyor
"o büyüyor. tanrım, hatırlıyorum, sadece bir saat önce kendi yemeğini bile sipariş edemiyordun ve bunu senin için yapmak zorundaydım."
"jungwoo, kredi kartımı kıçına sokmama yaklaşık üç saniye kaldı."
mark
"Ben ödeyebilirim."
Derin bir nefes "HAHAHAHAHAHHAH"
kartını çıkarıyor, yüzü nefes alamamaktan mosmor oluyor çünkü çok gülüyor
"Bunu sana ödemem komik mi??"
"hayır o kartta hala para olduğunu düşünmen komik. neden evde bu kadar çok karpuz olduğunu düşünüyorsun?"
Haechan
"ödüyorum"
"yanımda para olduğunu mu düşünüyorsun?"