Makus Içinde Doğan Umut

24 0 0
                                    

Evden çıkıyorum. Sabahın bu saatinde okula gitmemin biraz şüpheli olması dışında çok bir sorun yok gibi.. Umuyorum ki yine o dün akşamki kadın ile karşılaşmam. Çünkü bu sefer elinden kaçırmaz büyük ihtimal... Okul binasına baya yaklaşıyorum eğer onunla karşılaşırsam ne bahane atacağımı tartıp biçerken. Okulun kocaman bir bahçesi var o demir kapı arkasında. Kapıyı ittirip içeri bakıyorum, bu saatte benim dışımda biri gelmiş olamaz zaten diye gizli olmayacak bir biçimde içeri atıyorum kendimi, ve bunu yaptığım an bir çocukla yüz yüze geliyorum. Masmavi gözleri ve pespembe dudakları var, betimlemekte pek iyi değilimdir fakat bu surat betimlenemeyecek kadar mükemmel zaten. Kulakları küpe dolu, elleri desen yüzük kaynıyor.. Sanki kız gibi bir yapısı var, beli ince ve kalçası kocaman. Anın stresiyle ;sanırsam yakalandım; çocuğu ittirip yere yapıştırıyorum, ve kalkmamasını sağlamak için onu ayağımla(ayağımı onun omzuna koyup) okul bahçesinin duvarına yaslıyorum. ''İç çamaşırını mı göstermeye çalışıyorsun? Çünkü öyleyse hayır onunla ilgilenmiyorum..''
Bu seferde utancımdan olacak hemen bacağımı indirip çocuğa sertçe bakıyorum. Etek giydiğimi unutmuşum, çünkü etek giydiğim tek zaman şu okula geldiğim zaman. Ve bunu da belli olarak çok sık yapmıyorum..
''Hayır, hayır amacımın o olmadığını sende biliyorsun. Aptal aptal laflar etme.'' diyorum tüm ciddiyetimle. Bu sefer yapması gerektiği gibi susuyor ve öylece bakakalıyor. ''İşte böyle, insanlarla nasıl konuşacağını bil..'' ''Oh üzgünüm, bir an saldırınca insan olduğunu farketmemişim..!'' diyor benle dalga geçercesine. ''Bana bak..'' diyip ona bakıyorum, kendini ne sandığını ve aslında ne olduğunu anlamaya çalışan süzücü bakışlar bunlar. Saçı uzun ve simsiyah, arkadan toplanmış (acemi ve aceleci bir modelde). Bu sefer vücuduna kayıyor gözlerim. Kravatı yamuk takılmış, ve haçlı bir kolyesi var. Beline garip bir kemer takmış; ve cebine birşey asılı.. Asılı olan şeye dikkatim kayıyor şimdi. O anahtar...! Bir an tüm tavrımı değiştiriyorum.. Bu sefer daha ciddi ve meraklı bir yaklaşım sergiliyorum.
''O anahtarı nereden buldun..?'' ''Ah..uh.. Bu seni ilgilendirmez..''
Böyle durumlarda hareket etmeden önce ihtimalleri ve sonuçları sorgulamak gerek, bende onu yapacağım.. İhtimalleri düşününce... O çocuğun ebeveynlerinden biri burada görevli olabilir, fakat o zaman o kadın - hayır. Annesi sadece bir personel olan birine göre tavırları çok egoistçe. Bu ihtimal düşük bana göre.. Müdürün falan oğlu desem, müdür baya takıntılı bir kadın; oğlunun bu kılık kıyafetle gezmesine izin verecek türden biri değil. Hem öyle olsa onu çoktan tanırdım. İnanıyorum ki sadece anahtarı olan normal bir çocuk, ama nasıl.. Sanırım anahtarı istiyorsam ona güvenmem gerekecek.
"Bak, bir araştırma için lazım.."
"Bir araştırma? Okulda bir suç mu işlendi? Psycho!" [Pycho İngilizce'de çılgın(-ca) demek, aynı anda muhteşem anlamında da kullanılabilir.]
Bu çocuk neyin kafasında? Bir suç işlendiğini öğrendi, bir kutlama olacağını değil.. Peki. Madem bu kadar meraklı;
"Eğer o anahtarı nereden bulduğunu söylersen sana herşeyi anlatabilirim."
"Ah yani şartlı konuşuyoruz.." diyor onu ittiğim yerden kalkarken; "O zaman ilk soru şu olsun.. Bu saatte okulda ne işin var? Bu da mı şu araştırma ile mi ilgili?" Araştırma kelimesini dalga geçer gibi telaffuz ediyor, bu yüzden sinirim bozuluyor tabi.. "Bu soruyu ilk sana sormak gerekmez mi? Ben içeri girerken sen çoktan içerideydin." Gulp edip kalıyor, üstünü ve kalçalarını silkeleyen elleri bir an donuyor.. Ne kadarda aptal bir çocuk.. Şahsen ben kendi yanıtlayamayacağım bir soruyu başkasına sormaktansa sessiz kalmayı yeğlerdim. "Evet?" diyorum, "O susmak bilmeyen dilin yok mu oldu?" "Peki, kütüphanedeydim." "Bu saatte kütüphanede ne işin vardı? Hemde okul kütüphanesinde.." "Hayır, ilk ben soracağım. Soruya karışılık soru." "Kapana kısılan sensin, ben değil. Bence ayı kapanında sıkışan ayı değil avcı onun kaderini yazar." Yine susup kalıyor, zekasının benimkinin yanında bir hiç kaldığını farketmesi çok sürmüyor. "İlk içeri girip sonra konuşsak? Böyle çok mantıklı değil çünkü.." diyorum ondan zeki olduğumun başka bir kanıtını ortaya sunarmış gibi. Kafasını yukarı aşağı sallayıp arkamdan hiç tereddüt etmeden geliyor. Koca okul bahçesini geçip binaya giriyoruz, sanki çıkarları için kürek çeken birer mahsur gibiyiz.. Ama bana göre bu küçük kayığın gerçek rotası daha uzak bir yerlere uzanıyor, görülmeyen yeni bir ada gibi. Belki de bu tanınmayan mahsurla birlikte alacağımız yol bile düşündüğümden daha uzun olabilir, ve eğer bana yanlış haritayı verirse herşey mahvolabilir. Tamam, buna izin vermeyeceğim.

 Tamam, buna izin vermeyeceğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Crdt:Monica Bravo - Pinterest.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ajandanın GidişatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin