Her şey bittiğinde, düşünceler zihnimde bir gezintiye çıkardı. Hatıralar geri dönerdi, onları tekrar tekrar yaşardım. Bunun en kötü yanı yaptığım hataların geri dönüşü olmamasıydı.
Onu okulda ilk gördüğümde hayatımda bir şeylerin değişeceğine emindim belki de ama bununla yüzleşmeye cesaretim yoktu. Onun dünyası parlaktı, benimkisi sönük. Onun dünyasına bir kez daha adım atmaya hazır mıydım? Evet, belki ilk zamanlar yaptığımz tek şey birbirimize geçmişin acısıyla laf sokmaya, canımızı yakmaya çalışmaktı. Ama fark etmiştim ki onunla tartışmayı, bir başkasıyla kahkahalar atmaya yeğlerdim.
Beni annemin evinden almaya geldiğinde henüz geçen gece gördüğüm rüyanın etkisinden sıyrılamamıştım. Yüzüne bakarken aklıma doluşan yüz kızartıcı düşünceler sürekli olarak gözlerimi kaçırmama neden olmuştu. Çünkü direksiyonu tutan kemikli ve uzun parmaklarına bakarken bacaklarımdaki iç gıdıklayıcı dokunuşlarını, keskin yüz hatlarına sahip suratına baktığımda ise rüyamda benimkilerle birleşmesi için can attığım dudaklarından başka bir şey göremez olmuştum. Yanıma gelmesi için annemin telefonundan gizlice numarasını alıp onu arayan bendim. Konuşmaya çekiniyor oluşum muhtemelen kafasını allak bullak etmişti ama belki de bu sessizliğe ikimizin de ihtiyacı vardı. Konuşmak yerine radyodan çalan şarkılara kısık sesle eşlik etmiş, arada birbirimize kaçamak bakışlar atmıştık. İçimdeki ses her şeyi siktir edip arabayı sürerken aralık tuttuğu bacaklarının arasına kıvrılmamı söylüyordu. Eh, arabanın yol kenarındaki ağaçlardan birine gömülmesini isteseydim bunu yapardım muhtemelen.
Yurdun önüne geldiğimizde belki kalmamı ister diye kemerimi yavaşça çözmüştüm. Fakat ne ondan ne de benden herhangi bir ses çıkmadığında bir teşekkür mırıldanıp arabasından inmiş, yurt kapısından içeri girmiştim. Annemin evinden giderken gidişini izlemenin garip olacağını düşünmüştüm. Benim aksime Taehyung ben görüş açısından kaybolana dek arabayla kapının önünde beklemişti.
İki gün sonra ise ondan aldığım mesajla şu konuşmayı yaşamıştık:
Taehyung
Bu hafta derslere girmeyeceğim.
Jeongguk
?
Taehyung
Hyunjin'i görüp de soramazsın diye haber vereyim dedim.
Geçen hafta beni merak edip sormuşsun ya, öyle söyledi.
Jeongguk
Senin arkadaşın olduğu için konu senden açıldı
Neden seni merak edeyim?
Taehyung
Bilmem.
Etmedin mi gerçekten?
Jeongguk
Hayır
Ne duymak istiyorsun?
Ben de senin gibi seni arkadaşlarıma mı anlatayım?
Taehyung
Oh
Yoksa sen de mi benden başka bir şeyi düşünemez oldun?
Son mesajından sonra telefonu odamın bir köşesine fırlatmış, bütün gün de nereye gittiyse oradan çıkartmamıştım. Taehyung uzaktan bakıldığında bir melek gibi görünebilirdi. Güzelliğiyle, çekiciliğiyle herhangi birinin aklını çelebilirdi. Ama oyun oynamayı öyle iyi beceriyordu ki...
Beni düşünüyordu, değil mi? Demek istediği buydu. Seni anlattım, çünkü aklımdan çıkmıyorsun diyordu.
Daha ne kadar tutabilirdim ki kendimi?
![](https://img.wattpad.com/cover/333380936-288-k179139.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bad romance
Fanfictionyazan: ggukfortae prompt sahibi: absimisa Işıklar sönüyor, Şu an biz kayıp ve bulunamıyoruz. Ben sadece senin yanında olmayı istiyorum. friends to enemies to lovers