"Taehyung!" Kız kardeşimin sesini duymamla göz devirdim. Odamdan çıktığımda karşımdaydı.
"Ne var yine, SooJin?" SooJin her zamanki gibi abartılı bir elbise ve topuklu ayakkabılarla evde geziyordu. Bunu hep yapıyordu ve neden yaptığını hâlâ anlamıyordum. Bu kız gerçekten salaktı.
"Akşam bir davet olacakmış. Annem dışarı çıkıp kıyafet almanı söyledi." Tekrar göz devirdim. Bu davet işlerini hiç sevmiyordum. Ailem oldukça zengin ve Seul'de popülerdi. Bu da abartılı ve lüks bir hayatlarının olmasına neden oluyordu. Hayatımdan memnundum ama kalabalığı asla sevmezdim. Bu yüzden ailemin verdiği davetlere genelde katılmaz, bir şekilde yırtardım.
"Odamda bir sürü kıyafet var, Soo Jin. Birisini alır giyeri-" Aşağıdan annemin sesi duyuldu.
"Bu sıradan bir davet değil, Taehyung. Buna katılmak zorundasın." Annem merdivenleri çıkıp yanımıza geldi. Topuklu ayakkabılarının sesi koridoru sardı.
"Daha önceki davetlerden bir şekilde kaçmayı başardın. Bu sefer izin vermeyeceğim. Baban da bana katıldı. Kendine bir takım elbise ve yeni ayakkabılar al. Saçını başını da düzelt, o serseri görüntün kaybolmuş olsun."
Oflayarak, "Neden bu kadar önemli?" diye sordum. Annem gözlerini bana dikti. "Neredeyse Seul'deki bütün iş adamları bu davette olacak, o serserilerle dolu arkadaş grubunun da dahil."
Annemin 'serserilerle dolu' dediği 7 kişilik kafamıza göre takıldığımız arkadaş grubumuzdu. Babam onlarla takılmama bir şey demiyordu ama annem onlardan hoşlanmıyordu. Onları sevip sevmemesi umrumda bile değildi.
Gözlerimi devirip merdivenlere yöneldim. Evden hızla çıkıp arabama bindiğimde annem evin 2.katının koridorunda pencereden beni izliyordu.
Annemi gerçekten anlayamıyordum. Kraliyet kurallarına sadık olup asla o kurallara uymamazlık etmeyen insanlar gibiydi. Evin kuralları vardı ve her zaman o kurallara uyulmak zorundaydı. Daha doğrusu annem öyle istiyordu. Ben kurallardan nefret ederdim ve asla uyumayacaktım.
Ailemle kalmayı seviyordum ama annem beni bunaltıyordu. Bu yüzden en kısa sürede bu evden ayrılmayı planlıyordum.
Arabanın TV'sinden Spotify'a girdim ve pop listesinden rastgele bir müzik açtım. BIGBANG. En sevdiğim.
"Bang bang bang," diyerek şarkıya eşlik ettim. Bu adamları çok seviyordum. Üyeleriyle tanışma şansım olmuştu ve hepsi harika insanlardı. İyi anlaşmıştık ve arkadaş olmuştuk.
Arabayı bir mağazanın önüne park ettiğimde magazinciler orada nöbet tutuyordu. Hızla mağazaya girdiğimde onlardan kurtulduğum için sırıttım.
"Kim Taehyung, hoş geldiniz efendim. Neye baknıştınız?"
Görevliye baktım. Uzun boylu, normal kiloda bir adamdı. Burası popüler bir mekandı, babam da hep buradan alışveriş yapardı.Annemin dediği gibi bir takım elbise almayacaktım. Takım elbiseden nefret ederdim, o lanet kıyafetleri bana hiçbir güç giydiremezdi. Annem beni zorluyordu ama inadımı bilmiyordu.
"Tarzımı biliyor olmalısınız." Çalışan gülümsedi. "Tabii ki, beni takip edin efendim."
Kafamı salladım ve görevlinin peşinden yürüdüm. Aklımda bir şey yoktu, bu yüzden bana yakışan bir şeyler alacaktım. İşim zordu. Çünkü bana her şey yakışıyordu.
"Bunlar yeni ürünlerimizden. En gösterişli ve pahalı parçalarımız." Görevlinin gösterdiklerine baktım. Siyah deri bir pantolon ve siyah saten bir kumaşı olan bir gömlek. Aman tanrım, ne kadar da gösterişli!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Your Body | taennie
FanfictionKim Jennie ve Kim Taehyung bir gün birbirlerinin bedenlerinde uyanırlar. "Tekrar eski hâlimize nasıl döneceğiz?"diye sordum karşımdaki bana yabancı olan ama ben olan kişiye. Sırıttı ve dudaklarını yaladı. "Onu bilmem ama mükemmel bir vücudun var...