lips don't lie

144 10 0
                                    

Dudakları dudaklarımdan ayrıldığında başımın dönmesiyle tutunacak bir şey aradım ama bulamadım. Gözlerim kararırken geriye doğru sendelediğimde sırtım duvarla buluştu.

Görüşüm netleştiğinde etrafa bakınırken karşımda Taehyung'u görmemle afalladım. Kendi bedenindeydi. O zaman ben...

Hemen üzerime baktım. Kendi bedenimdeydim. Sonunda! Ama bu nasıl olmuştu?

Taehyung'un da gözleri kararmış olmalıydı. Yeni fark edebilmişti durumu.

"Her şey eski hâline döndü ama bu nasıl?" Gözlerimi gözlerine çıkardığımda o tepkisizdi. Üzerine bakıyordu öylece.

Elini saçlarından geçirdi. "Tanrım, sonunda!"

"Nasıl oldu bu?"

Yüzünde muzipçe bir sırıtış belirdi. Elimi belime götürüp beni kendine çektiğinde kaşlarım çatıldı.

"Demek ki bedenlerimizin değişmesi için dudaklarımızın temas etmesi gerekiyormuş. Eğer bedenlerimiz değişmeyecek olsa seni hemen şu anda öperdim. Şu an seni öpmemek için zor duruyorum."

Ellerimi göğsüne koyup ittirdim. "Sakın," dedim. "Aklından bile geçirme. Bu beni son görüşündü. Bir daha yolumuz kesişmez umarım."

Tam gidiyordum ki kolumu tutmasıyla durdum. "Ne var?"

Dilini dudaklarının üzerinde gezdirirken, "Fuck buddy'm olmak ister misin?" dediğinde sinirle kolumu çekiştirdim. Kolumu kaldırıp yüzüne tokadımı geçirdim. "Siktir git, Taehyung."

Merdivenleri hızla inip kızların yanına doğru yürüdüm. Taehyung'un tercih ettiği elbise o kadar açıktı ki yürümekte zorlanıyordum. Oldukça kısa, sırt ve göğüs dekoltesine sahipti. Telefonumun ekranına baktığımda bir küfür savurdum. Telefonum onda kalmıştı ama şu an yanına gitmeyecektim. Elbet ayağıma gelecekti.

Kızların yanına gittiğimde, "Taehyung? Ne oldu? Jennie nerede?" dedi Jisoo.

Eğilip fısıldadım. "Kızlar, Jennie ben. Her şey eski hâline döndü."

"Ne? Nasıl?" Onlara kenarına gelmelerini işaret ettim. Kalabalığı geçtiğimizde hepsi bir cevap beklercesine bana bakıyorlardı.

"Kızım, anlatsana hadi."

Elimi saçlarımdan geçirirken, "Beni öptü," dedim. "O aptal herif beni öptü ve her şey eski hâline döndü. Hâlâ nasıl olduğuna anlam veremiyorum."

Üçünün de ağzı açılmış şokla bana bakıyorlardı.

"Bu muydu yani?" dedi Lisa. "Ben tekrar sevişmeniz gerekir falan sanmıştım."

Gözlerim kocaman açılırken koluna vurdum. "Ya! Ne diyorsun sen?"

Lisa kolunu ovalarken, "Tamam, tamam sustum. Ama Kim Taehyung'la sevişmiş olurdun işte, ne güzel." dediğinde göz devirdim.

"Bir daha onunla karşılaşmayacağım, bu olay da bir daha tekrarlanmayacak. Tek çözüm yolu bu."

Kızlar da beni onayladılar. "Eee, gelmişken eğlenmeyecek miyiz?" dedi Lisa ve kalabalığın içine doğru ilerledi.

Bu gerçekten iğrenç bir partiydi. Taehyung'un arkadaşları deli gibi içip çılgınlar gibi dans ediyorlardı. Rengarenk ışıklar dönerek etrafı aydınlatırken bir anda gözüme gelmesiyle az daha kör oluyordum. Gözümü kısarak kafamı eğdim. Işıklar çevrilince kafamı kaldırmamla Taehyung'la göz göze geldim.

"Ne var?" diye sormamla elindeki telefonu kaldırıp bana doğru uzattı. "Bende unutmuşsun, şekerim."

Göz devirerek elindeki telefona uzanıyordum ki bir şeyin kırılma sesinin gelmesiyle gözlerim o yöne doğru kaydı.

Your Body | taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin