in another body

324 14 12
                                    

Gözlerimi açtığımda bambaşka bir yerdeydim. Tavanda farklı bir avize karşılamıştı beni.

Doğruluğumda kendimi çok hafif hissediyordum. Nerede olduğumu bilmiyordum.

Aynalı bir makyaj masası, büyük kıyafet dolabı ve çift kişilik bir yatak vardı odada. Onu haricinde kocaman bir kitaplık, yanında da bir koltuk ve masa vardı.

"Sikeyim, neresi burası?" Sesime ne olmuştu? Kız sesi gibi çıkıyordu. Yataktan kalktığımda etrafa göz gezdirdim.

Tanrım, buraya nasıl gelmiştim ki? Telefonumu almak için cebimi yoklayacağım sırada kaşlarım kalktı.

"Bu ne lan?!"

Üzerimde siyah göğüs dekolteli bir elbise vardı ve ben... Bir kadın bedenindeydim.

Tanrım, buna inanamıyordum. Cinsiyet mi değiştirmiştim?

Elimle vücuduma dokundum. İnce bir belim ve belime kıyasla kalın bacaklarım vardı. Göğüslerim aynı kadın göğüsüydü.

Aynalı masanın önüne doğru yürüdüğümde ağzım açık kalmıştı. Bu... Bu beden... Dün öpüştüğüm kadının bedeniydi. Kim Jennie...

Kapı bir anda açıldığında öylece duruyordum. Gelen orta yaşlı bir kadındı.

"Bayan Kim, uyanmışsınız. Kahvaltı hazır efendim, sizi bekliyorlar."

Kafamı sallayıp kadını gönderdim. Ne bok yiyecektim?

Gözüm yatağın kenarındaki komodinin üzerindeki telefona kaydığında telefonu hemen elime aldım.

Sikeyim! Şifresi vardı. Bir telefon bulmalı ya da evden bir şekilde kaçmalıydım.

Bu süre boyunca bir şey çaktırmamalıydım. Duyulursa benim için kötü olabilirdi.

Üzerimdeki gecelikten kurtulup dolaptan bir etek ve crop aldım. Hep merak etmişimdir, etek ve crop giymeyi.

Tanrım, vücudu mükemmeldi. Giyinirken inceleme fırsatım olmuştu ve hayran kalmıştım. Vücut kıvrımları, hatları her şeyi mükemmeldi.

Kim Jennie, sen neymişsin be? Keşke dün gecenin devamı olsaydı.

Üzerimdeki bordo renk, ufak bir göğüs dekoltesi olan crop dardı ve altına deri, siyah bir etek seçmiştim. Siyah botları da giydiğimde deri ceketi de üzerime giydim.
Telefonu da ne olur ne olmaz diyerek cebime attım.

Makyaj malzemeleri gözüme takıldığında sırıttım.

Soojin'den gördüğüm kadarıyla yüzüme bir şeyler sürdüm. Bence güzel gözüküyordum. Eyeliner, bordo ruj mükemmel olmuştu.

Aynada kendime öpücük atıp odadan çıktım.

Ev baya genişti. Jennie zengin bir aileden geliyor olmalıydı.

Gösterişli avizeler, tablolarla dolu duvarlar ve sade halılar evimi hatırlatıyordu. Bu görüntüyü sevmiyordum.

Merdivenleri indiğimde etrafa bakınıyordum. Bu yemek odası neredeydi?

Hizmetçi yanıma geldiğinde eliyle sol tarafı gösterdi. "Buyurun, efendim. Sizi bekliyorlar."

Gülümsedim. Bu hizmetçi de olmasa yemek odasını bulmaya uğraşacaktım.

Gösterdiği yere doğru ilerledim. Odanın bir ucundan diğer ucuna kadar uzanan masayı gördüğümde kaşlarım kalktı. Bu ev bu kadar kalabalık mıydı?

"Nerede kaldın, Jennie? Ağaç olduk burada."
Bir şey söylemeden masanın ilerisinde oturan genç kızın karşısına oturdum. Ablası olmalıydı. Büyük duruyordu.

Your Body | taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin