Temizlik odasına gidip eşyaları aldılar ve temizliğe başladılar. Tabii bunu herkes oflayarak yapıyordu.
Ayaz, "En iyisi görev dağılımı yapalım, hem işimiz kolaylaşır hem de daha çabuk bitiririz." dedi. Her zaman en mantıklı fikirler ondan çıkardı zaten. Sonra tekrar konuştu "Kızlar sıraları ve camları silsin biz de paspas yapalım."
Deniz bu fikri onaylayarak "Tamam ben koridoru paspaslarım." dedi.
Mert de "O zaman bende sınıfları paspaslarım." dedi.
Ayaz, Yankı'ya dönerek
"Evet bende Ege ile kalıp sınıfları paspaslıyorum. Bu yüzden sen de Deniz'in yanına git." dedi.
Yankı böyle birşey yapmayı hiç istemiyordu. Hadi Alya neyse de Deniz'den hiç hazetmiyordu. Ama ortam gerilmesin diye Ayaz'a birşey demedi. Ardından hiç istemese de Deniz'in yanına gitti ve paspas yapmaya başladı.
Kızlardan biri camları diğeri de sıraları siliyordu. Ayaz, Mert'e "Sen burada kal ben diğer sınıfa gideyim." dedi.
Mert de olumlu anlamda kafasını salladı. Onun ve kızların işi bir süre sonra bitmişti. Hep beraber başka bir sınıfa gittiler ve orayı temizlemeye başladılar. Yaklaşık beş dakika sonra Deniz ve Yankı'nın kavga eder gibi bağırdıklarını duydular ve işlerini bırakıp koridora çıktılar. Evet tahmin ettikleri gibi kavga ediyorlardı. Ama neden? Kiraz, Yankı ve Deniz'e dönerek
"Sizin aklınıza uyduğum için cezalıyım, sadece ben değil hepimiz cezalıyız. Biz burada hemen işimiz bitsin diye uğraşırken sizin yaptığınıza bakın ya, bildiğiniz kavga ediyorsunuz. Sizi bilmem ama ben bir an önce evime gitmek istiyorum." diye çıkışınca.
Yankı, "Öyle mi git o zaman biz de istediğimizi yapalım." diye saçma bir savunmada bulundu. Kiraz, Yankı'nın kurduğu cümlede ki mantığı bulmaya çalışıyordu ama olmayan şeyi nasıl bulabilir ki. Ne yani şimdi onca işlerini bunun için mi bırakmışlardı. Kiraz, Yankı'ya dik dik baktıktan sonra
"Hadi arkadaşlar biz işimize dönelim." dedi. Kiraz'ın bu üzerine Deniz ve Yankı'yı orada bırakıp işlerine döndüler.Neredeyse iki buçuk saat temizlik yapmışlardı ama en sonunda bitmişti. Tabii onlar da bitmişlerdi. Okulu terkedip evlere dağıldılar.
***
Sabah olmuştu ve hâlâ dünün yorgunluğu üstlerindeydi. Evet bu gün, dün kendi elleriyle temizledikleri okula gelmişlerdi. İlk derse isteksiz bir şekilde girdiler. Hoca ilk haftadan sözlü yapacaktı. Tüm sınıf isyan ediyordu. İlk derslerini sınav olarak geçirmişlerdi ve bir süre sonra teneffüs oldu.
Evet sonunda öğle arası olacaktı. Hoca dersin sonlarına doğru
"Evet gençler sözlülerinizi okudum ve sonuçlar pek iç açıcı değil. Bu yüzden size bir ödev vereceğim. Bu ödevi ikişerli gruplar halinde yapacaksınız." dedi ve grupları oluşturmaya başladı. Bir süre sonra sıra bizimkilere geldi. Deniz ve Alya, Yankı ve Mert, Ayaz ve Kiraz grup olacaktı. Mert hafiften kıskanmış ve sinirlenmişti. Kiraz ve Ayaz'a kaçamak bir bakış attı. Hoca bir kaç kişiyi daha söyledikten sonra zil çaldı ve herkes öğle arasına çıktı. Sınıfta sadece bir kaç kişi ve bizimkiler kalmıştı. Kiraz Mert'e bakarak,
"Kantine gidelim mi?" diye sordu.
Mert, "Ben gitmeyeceğim, sen Ayaz ile git." dedi.
"Ya buna bu kadar takılı kalmış olamazsın."
"İkiniz de sesinizi çıkarmadınız."
"Ha şimdi suçlu ben mi oldum yani?"
"Ben öyle bir şey demedim. Sadece birbirinizi istemediğinizi söyleyebilirdiniz."
"Sen de duydun hoca itiraz istemiyorum dedi."
Kiraz bunu söyledikten sonra Mert hızlıca kalkıp gitti. Alya kenarda Kiraz ve Mert'in tartışmasını izliyordu. Ama kimse onu farketmemişti. Mert bahçede bankta oturuyordu. Kiraz'ın yanında da Yankı vardı ve konuşmaya başladılar.
Yankı söze girerek, "Ayaz ile grup olduğun için mi kızdı?" dedi ve Kiraz başını olumlu anlamda salladı. Yankı sözüne devam etti.
"Durumu açıklamadın mı?" dedi. "Yanına gidip konuşsaydın."
"Dinlemedi ki."
"Şimdi bahçede sanırım. Yanına git istersen, tekrar konuşmayı dene."
Kiraz biraz düşündü ve "İyi gidiyorum o zaman." dedi ve bahçeye çıktı.
Mert'in oturduğu bankın arkasından gelirken Mert ve Alya'nın yanyana oturup kahve içtiklerini gördü ve Mert ile konuşmaya tenezzül bile etmeden hızlıca Yankı'nın yanına geri döndü. Yankı Kiraz'ın geldiğini görünce,
"Çok kısa sürdü konuşmanız." dedi.
Kiraz gözleri dolmuş ve sinirli bir halde Yankı'nın yanına oturdu ve konuşmaya başladı.
"Konuşmadık ki."
Yankı anlamayan gözlerle Kiraz'a bakarak,
"Nasıl yani? Neden konuşmadınız?"
"Alya ile birlikte oturmuş kahve içiyordu çünkü." dedi Kiraz sinirle.
Yankı da biliyordu ki arkadaşı kıskanç biriydi. Özellikle de konu sevgilisi olursa. Ama Kiraz Yankı'ya bu güne kadar hiç karışmamıştı. Yankı bu düşüncelerinden sıyrılıp konuşmaya kaldığı yerden devam etti.
"Tamam o zaman. En iyisi ben gidip Mert ile konuşayım."
Kiraz başını olumlu anlamda aşağı yukarı salladı ve en sonunda "İyi git." diyebildi.***
Mert ve Alya onlara doğru gelen Yankı'yı farkedince, Alya hemen
"Ben kalkıyım siz rahat rahat konuşun." dedi. O sırada Yankı çok iyi olur diye mırıldandı ama sesini kendisi bile zor duydu. Alya tam kalkacakken Mert lafa girdi.
"Gitmene gerek yok." dedi.
Alya bir bahane bulmaya çalışırken aklına Deniz geldi ve "Deniz kantinde beni bekliyor, gitmem gerek." dedi.
Mert yine engel olacaktı ki Alya çoktan oradan uzaklaşmıştı.
Alya gider gitmez Yankı Mert'in yanına oturdu ve "Kiraz'la, Ayaz yüzünden kavga etmişsiniz." diye lafa girdi.
Mert soğuk bi sesle, "Evet ama hanımefendi konuşmaya bile gelmedi." diye çıkışınca Yankı daha fazla dayanamayarak,
"Aslında geldi ama...." diye konuşmaya başlarken Mert merakla Yankı'nın lafını böldü ve
"Geldi mi? Ben niye görmedim? Ama ne Yankı?" diye soruları sıraladı.
"Aslında geldi ama senin Alya'yla kahve içtiğini görünce konuşmadan geri döndü."
Mert kendinden emin bir şekilde, "Kıskandı yani." dedi.
"Evet sen onu nasıl kıskandıysan o da seni öyle kıskandı." diye ekledi Yankı.
"Böyle bir şey yapması sence de saçma değil mi? Ayaz benim arkadaşım ama Alya sadece sınıftan biri."
"Kıskanmış işte neyse ben gider Kiraz ile konuşurum, bir zahmet barışın artık."
Mert'in, "Özür dilerse affederim." demesi üzerine Yankı ayağa kalkıp gitti.Yankı, Kiraz'ın yanına geldi ve Kiraz konuşmaya başladı.
"Konuştunuz mu?"
"Evet konuştuk. Senin özür dilemeni bekliyor."
Kiraz, "Ben mi özür dileyecekmişim? Çok bekler." dedikten sonra Yankı
"Özür dile de bu iş bitsin artık barışın." dedi ve Kiraz Yankı'nın ısrarları üzerine Mert'in yanına gitmeyi kabul etti.Kiraz, "Ee konuşmayacak mıyız?" diye söze girdi.
Mert "Ben senin konuşmanı bekliyorum." diyerek bakışlarını Kiraz'a kilitledi.
"Sen haklıydın aslında ama Alya ile kahve içene kadar."
"Alya ile kahve içmeme bu kadar takmış olamazsın." dedi Mert şaşkın bir ifadeyle.
"Sen benim Ayaz ile grup olmama bu kadar taktıysan, bir zahmet ben de senin Alya ile kahve içmene takıyım."
"Alya sadece sınıftan biri ama Ayaz öyle değil o benim en yakın arkadaşım."
"İnsan sevgilisini en yakın arkadaşından kıskanmaz ama sınıftan herhangi birinden kıskanabilir."
"Asıl tam tersi. Sınıftan birisi ile aramda birşey olamayacağı için ve onu tanımadığım için kıskanmak mantıksız. Ama siz zaten Ayaz ile yakınsınız."
"Sen olmasan ben Ayaz ile yakın olmazdım. Senin arkadaşın olduğu için yakın olmak zorundayım."
"Uzatmayalım artık özür dile ve barışalım."
Kiraz'ın "İyi. Özür dilerim." demesi ile birlikte Deniz'in geldiğini gördüler.
Deniz, Mert ile Kiraz'ın el ele olduklarını görünce "Oo barışmışsınız." dedi.
Bir süre sonra Ayaz ve Yankı da oradaydılar ve zil çalınca hep birlikte sınıfa gittiler.***
Son derse girdiler ve hoca dersin son 10 dakikasında bir duyuru yapacağını söyledi.
Hoca, "Yarın akşam saat sekizde okulumuzun kostüm balosu var tüm okulumuz davetlidir." dedi.Evet bu bölüm bu kadardı...
Sizce baloda neler olacak?
Fikirlerinizi yorumlara bekliyorum.