3.BÖLÜM Kalben

627 77 13
                                    

3

Selamm! Nasılsınız bakalımm?

Bölümler kısa görüne bilir ama bölümler 5-7 kitap sayfası büyüklüğünde!

Yıldıza basmayı ve Satır aralarına yorumlar bırakmayı unutmayın!💗💋

Han yerinden kalkıp bacaklarını silkeledi sessiz isyanına başladı "Dağ taş amına koyayım, siktiğimin böcekleri!" yüzünü bize çevirip "Acıktım" dedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Han yerinden kalkıp bacaklarını silkeledi sessiz isyanına başladı "Dağ taş amına koyayım, siktiğimin böcekleri!" yüzünü bize çevirip "Acıktım" dedi.

Atalay dizlerine iki kere vurup "Gel paşam karnını da biz doyuralım!" kafasını sağa sola çevirip tövbe çekti "Herif iyice beş yaşına indi amına koyayım!" küfür ettikten sonra kafasını hızla çakıla çevirmişti.

Çakıl ise ters biz tavırla kaşlarını çatmış ona bakıyordu, Bunu gören Atalay "Valla yanlışlıkla çıktı ya!" diye isyan etti.

Bunun üzerine çakıl "Benim yanımda çıkmasın mümkün ise komutanım!" yüzüne Hana çevirip "Dağa taşa ne sövüyorsun!" diye bide ona bağırmıştı.

Han gözlerini devirip yerinde hareketlendi "Konumuza dönelim! Bir dürümcü falan yok mu burada anasını satayım ya!"

"Aynen sikik herif! bizde merkezin ortasındaydık ya hangi dürümcüye girsek diye düşünüyorduk!" Ulaş Hanın laflarıyla alay edip yerinden kalktı "Hadi merkeze inelim bende acıktım" diye sözünü bitirdi.

Tolga sırıtarak "Kardeşim madem kabul edeceksin adama niye bir ton laf sıraladın"

Kafamı sola doğru çevirdiğimde Bize doğru sert adımlarla yürüyen Timur Komutanı gördüm, Gözlerini timden alıp bana kenetlemişti bu sırada dudaklarının kenarı hafif yukarı doğru kıvrılmıştı. Yanımızda durduğunda bana kısa bir baş selamı verip yeniden time döndü. Benim gözlerim ise hala onun yan profilini incelemekle meşguldü.

Hafif biçimli burnu, ince dudakları vardı saçlarını genelde 3 ve 4 numara arası kullanırdı. Alparslan'ın aksine. Saçları kumrala dönüktü beyaz teni hafif soğuk kızarıklığı ile al al olmuştu.

Timur kafasındaki bereyi çekerek çıkarıp saçlarını karıştırırken "Ne yaptınız?" diye sordu. Gökalp öne atılıp "Merkeze inmeyi düşünüyorduk bizde komutanım!"

"Merkezde ne işiniz var?" Diye sordu Timur, Herkes Hana dönünce Han gözlerini devirip Timur komutana döndü "Bir Hatay dürüm gömelim dedik komutanım!" gözlerini herkeste sinirli sinirli gezdirip devam etti "Sizde geliyorsunuz itiraz yok!" Timur komutan eliyle yeni çıkmaya yüz tutmuş sakallarını ovalayıp "Olur bir saate çıkarız" dedi.

Ulaş kafasını geriye atıp 'Oh be' diye bir ses çıkarmıştı bunun üzerine benimde dudaklarıma hafif bir tebessüm yerleşmişti.

Atalay ayağa kalkıp Çakılın koluna dokundu hafifçe, daha sonra gözleriyle arka tarafı işaret etti. Çakıl etrafa göz atarken gözlerimiz kesişmişti ellerimi cebime koyup dudaklarıma hafif ama bariz bir sırıtma ekleyip kafamı gökyüzüne çevirdim. Birkaç dakika sonra yanımızdan gitmişlerdi.

"Asena" Kafamı geri yere eğdiğimde yanımızdan herkesin gittiğini ve Timur komutanla yalnız kaldığımızı fark ettim. "Efendim komutanım" Timur Komutan gözlerini biraz kısıp arkamda bir noktaya kilitlenmişti.

Kafamı yavaşça arkaya çevirdiğimde ağaca yaslı bir şekilde elinde sigarasıyla bizi izleyen Alparslan görmeyi bende beklemiyordum. "Şerefsiz!" Timur komutanın sessizce söylediği şeyi ben duymuştum, bunu söyledikten sonra Alparslan'ın bakışlarının karardığını ve kaşlarının biraz çatıldığını fark ettim. Dudaklarını okumuştu muhtemelen. Elindeki sigarayı yere atıp postallarıyla üzerine bastı. Sert adımlarla yanımıza doğru geldiğinde tam geçerken durdu, Yandan bana bakıp Timur Komutana döndü "Asena Odama, hemen!" ona bakıyordu ama hedef bendim "Emredersiniz komutanım!"

Alparslan'ın arkasında Karargâha girdim. Onun odasına girdiğimizde geçip yerine oturdu, bense karşısında ne diyeceğini bekliyordum. eline bir dosya alıp incelemeye başladı. "Bundan sonra Timur'un değil benim yardımcım olacaksın! Gözleri ile sağımda duran boş masayı gösterdi "yarın sabah 08:00'a kadar yerleşmiş ol! çıkabilirsin" Kafamı olumlu anlamda sallayıp "Emredersiniz Komutanım!" deyip odadan çıktım.

Kolumdaki saate bakıp iç çektim saat 19:54'tü birazdan çıkacaktık ama içimde ne bir heves kalmıştı nede açlık. Telefonumu çıkarıp gelmeyeceğime dair bir mesaj atıp, Hızla otoparka doğru adımladım, bir an önce buradan gitmek istiyordum, beni rahatsız eden bir şeyler oluyordu.

Sabah araştırıp tuttuğum evime doğru sürdüm arabayı. Hoş küçük bir sitedeydi eşyalı tutmuştum ama en kısa zamanda kendi eşyalarımla dolduracaktım.

Biraz daha hızlanıp siteye vardım. Arabayı park edip hızla evime doğru ilerledim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde içimde bir ürperti olmuştu. Elimi belime götürüp silahımı çıkarıp ateşlemeye hazır konuma getirdim. Yavaş ve dikkatle evi aradım fakat ters bir şeye rastlamamıştım.

Odama girdiğimde perdelerimi çekip kapımı kapattım. Bavulumdan rahat bir gecelik takımı çıkarıp üzerime geçirdim. Daha sonra odamdan çıkıp mutfağa gittim, Dolaptan çıkardığım bardağa biraz viski koyup yudumladım. Vücudumun gevşemeye ihtiyacı vardı.

Bardağı tezgaha bırakıp meyve tabağından biradet elma alıp ağzıma götürdüm. Onu yerken salondaki koltuğa oturup camdandışarı çevirdim bakışlarımı.

Tam dalmışken telefonumun melodisini duydum, Geldiğimde koltuğa fırlattığım telefonu alıp arayan kişiye baktım. Annem arıyordu, vakit kaybetmeden yanıtladım.

"Annem" özlem dolu sesini duymamla gözlerim dolmuştu "Efendim annecim" dedim cevap olarak.

"Nasılsın benim güzel kızım?" sesi titrek gelmişti "İyiyim annecim, Siz nasılsınız?" tüm yorgunluğum geçmişti. "İyiyiz bizde yavrum bak yanımda Teyzenler var sesini duymak istiyorlar!" heyecanla konuşurken telefondan birkaç cızırtı sesi gelmişti daha sonra beni pamuk gibi yapacak o ses "Aseya!" çiçek muhtemelen mikrofonu ağızına sokarak heyecanla adımı söylemişti. "Çiçeğim! Nasılsın?" sesim çocuk gibi heyecanlı çıkmıştı "İyiyim Aseya şen naşılsın!" sonlara doğru sesi oldukça cıvıltılı çıkmıştı.

Tekrar hattın ucundan cızırtılı sesler gelmişti "Annem aldım telefonu yorgunsundur sen şimdi?" sesi oldukça üzgün geliyordu "Evet anne biraz ben sizi daha sonra tekrar arayacağım ama söz" diyerek konuşmayı sonlandırmıştık.

Odama tekrar girip silahımın emniyetini açarak yastığımın altına koyup kafamı yastığa vurdum.Bedenim gevşerken gözlerimi kapatıp uykuya daldım. Uykumun arasında ufaktan bir tıkırtı duymuştum sonrada o sesi "Siktir!"

selammm depremlerden dolayı bölüm epey gecikti, aslında bir süre daha atmayacaktım fakat bunun artık size haksızlık olacağını düşündüm.

sizce Asenanın evinde giren kim?

OY ve YORUM yapmayı unutmayınn bilinki fikirleriniz benim için çok önemli:)

Matem kurşunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin