yeonjun çık artık

536 57 115
                                    

Subinn-Junnie💗

Junnie💗:
Gelirken almamı istediğin bi şey var mı canım

Subinn:
Yokkk
Sana sürprizim var çabuk gell

Junnie💗:
😍😍

-

Sürprizi olduğunu söylediğinde hem çok mutlu olmuştum hem de kendimi kötü hissetmiştim

O bana sürpriz yapıyorken ben onun eski sevgilisini başımdan savamıyordum. Benimkisi kötü bir sürprizdi.

Merakla eve geldim ve apartmandan içeri girdim. Seulginin kapısına bakıp biraz duraksadım, sonra moralim bozulmasın diye arkamı döndüm ve derin bir nefes aldım.

Eve çıkıp üstümü değiştirmeyecektim, zaten kıyafetlerim yeterince rahattı. Direkt zili çaldım ve açmasını bekledim.

İçeriden bi şeyleri düşürdüğünü ve sonrasında yüksek sesle ofladığını duydum. Yüzümdeki gülümsemenin büyümesine engel olamadım ve kapıyı açmasını bekledim.

Kapıyı açınca gözlerimi ondan alamadım. Beyaz bir gömlek altına kot bol bir pantolon giymişti. Gözlüklerini takıp kaküllerini öne doğru taramıştı, özendiği belli oluyordu.

Beni görünce hemen gülümsedi ve kolumdan tutarak beni içeri çekti.

"Bak, n'aptım!"

Beni içeri soktuktan sonra dış kapıyı kapatıp elleriyle yemek masasını gösterdi. Güzel bir akşam yemeği hazırlamıştı ve masaya mum da koymuştu.

"Benim için mi hazırladın?"

Cümlemi bitirir bitirmez anında cevap verdi.

"Yok Yeonjun, Seulgiye hazırladım nispet olsun diye sana da göstermek istedim. Şimdi seni kovup onu çağıracağım."

Dudaklarını içe kıvırarak gülümseyip gözlerini büyütmüş, sanki beklentiyle bakıyormuş gibi yüzüme bakıyordu. Yani kısaca 'aynen gerizekalı' der gibiydi.

Hayır, gibi değil. Şu bakıştan sonra öyle dediğine emindim.

"Çok kötüsün, Seulgi ne alaka şimdi?"

"Hiiç, aklıma ilk o geldi. Otursana."

Eliyle sandalyeyi işaret edip oturmamı bekledi. Sonra çok önemli bi şey olmuş gibi gözlerini kocaman açarak bağırdı.

"Yeonjun dur!"

Tam oturmak üzereyken bağırmasıyla tekrar ayağa kalktım. Sesini düzeltip arkama geçti ve sandalyemi çekti.

"Soobin cidden mi?"

Gülüyordum çünkü centilmenlik yapmaya çalışması çok hoşuma gitmişti.

"Hiç gerek yoktu."

"Ama seonghwa öyle demedi?"

"Dur bakalım, seonghwa derken?"

O da kendi yerine oturduktan sonra bana döndü.

"Senin için güzel bi' şeyler yapmak istedim o da romantik bi masa kur romantik bi film izleyin falan dedi. En önemli olansa masada sandalyeni çekip-"

"Neden durdun?"

Şaşkın şaşkın suratıma bakıyordu. Şimdi kalkıp dudağına yapışacaktım o olacaktı.

Mr. Loverman ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin