-2 GÜN ÖNCE-
"Kahvaltı yapmak istiyorum baba,sabahın 5'inde ne köftesi ya. " "Yolumuz uzun Dila. Bidaha senin için duramam." Klasik dinlenme tesisi kavgamız."Dila karnını doyuracak bişeyler ye lütfen." Dedi annem. "Anne! İstediğimi yerim bana karışmayın!" Hızlıca masadan kalkıp sipariş vermeye gittim. Siparişimi verip masaya döndüm. Babam kızgın,annem üzgündü sanki. Annem "Ben bir lavaboya gideyim." Deyip masadan kalktı. Annem 5,10 dakika rağmen hala gelmemişti. Özel durumdur deyip sesimi çıkarmamayı tercih ettim. Babamla yemeklerimi yemeye başlamıştık bile. Annem hala yoktu. Merak etmeye başlamıştım. Masadan kalkıp koşar adım tuvalete gittim. Kapıyı ittirdim. Ya kapıyı birisi tutuyordu ya da sıkışmıştı. "Anne?" Ses gelmedi. "Anne iyi misin?" Ses yok.. Belki masadadır düşüncesiyle birkaç adım gerileyip masaya baktım. Bıraktığım gibiydi. "Annee !!!" İçerde bir hareket oluştu o an . 3 adım kadar gerileyip kapıya var gücümle tekme attım. Kapı duvara çarparak yüksek bir gürültüyle açıldı. İçeride 5 tane yan yana duran kabinler vardı. "Anne! Annee!" Sırasıyla son kapıya kadar açtım 1,2,3 .. 4 kabini ittim. Kilitliydi! "Anne!" Yandaki kabine girip kilitli olan kabine yukarıdan baktım. Annem yerde yüzüstü yatıyordu. "An-Anne!" Klozete basarak yan kabine atladım. Annemin vücudunu yavaşca kendime döndürdüm. "Anne?.."***
Bilet kontrolü , bagaj kontrolü gibi gereksiz şeyleri geçtikten sonra nihayet uçağa binmiştik. Normalde olsa cam kenarına oturmak için babamın bırnuju bile kırardım. Ama babama ne yetiştirecek lafım, ne de enerjim vardı. "Baba izmir kaç saattir ?" Diye sordum. Babam kulaklıklarını takmış kendini uykuya teslim etmişti bile çoktan. Sütun gibi bacakları olan olabildiğince bakmadan uykuya daldım.
*
Uyandığımda hala uçaktaydık. Hostesin ikram yaptığını görünce kıpırdandım. Hostes önüme geldiğinde birşey diyemeden bir kek kaptım. Babam hala uyuyordu. Yanımdan geçmek üzere olan hostesi kolundan tutup "pardon ne kadar kaldı ?" Diye sordum. Haraketime şaşırsada zorla gülümseyip "20 dakika kadar kaldı efendim." Deyip ilerledi. "Aman ne güzel." Midemin bulantısına karşı yüzümü buruşturdum. Ön koltuğun arkasındaki cebi karıştırdım ama şu kusmuk torbası dediğim şeyden yoktu. Ne kadar sıklıkla uçak seyehati yapsakta uçak , hatta araba bile tutardı beni. Benzin kokusundan kaç kere kustuğumu sayamam. İki elimi ağzıma kapatarak derin nefesler aldım. İnişe geçerken kusmamak için bildiğim bütün duaları sıraladım. Uçaktan inip babam hızlı hızlı bavulları almaya giderken , yönümü değiştirip tuvalete koşmaya başladım. Tuvalet kokusu daha çok midemi bulandırırken , kabine girip kapıyı ayağımla kapattım. İşim bittiğinde midemi tuvalette bırakmışım gibi hissediyordum. Kusarken saçlarımı tutamamam Alperi hatırlatmıştı. Alperi özlemiştim.. Tuvaletten çıkıp babamı aramaya başladım. Neredeyse bütün havalimanını taradıktan sonra bulamadım . "Ee neden beklemessin ki be adam !" Söylenerek etrafına bakınan çocuğun yanına gidip telefonunu rica ettim. Babamı aradım. "Baba , nerdesin?" Diye homurdandım. " Allah aşkına Dila.Sen nerdesin?" "Bilmiyorum. " "Of Dila çıkışa gel , arabadayım." "Tamam baba.." Çıkışı bulup çıktıktan sonra arabayı pek aramama gerek yoktu. Bi amcanın elindeki "DİLA ZENGİN" yazılı kağıdı görmek pek zor olmamıştı. Adamın yanından geçip arabaya bindim.Babam "Evimizi çok beğeneceksin Dila" diye heyecanla soludu. "Hıhı , umarım." dedim sadece. Yeni bir şehir. Yeni arkadaşlar. Yeni bir aile. Kısacası yeni bir hayat. Hadi bakalım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsin Sen ?
أدب نسائيBir kazananı , iki kaybedeni olan bu kedi fare oyununda kozunu doğru oynayan tüm dengeleri altüst ediyor.Bu baş döndürücü oyuna var mısın ? "Anne!" diye bir kez daha bağırdım.Sanki sesimi duyup kalkacaktı.Çıkıcaktı o bidaha açılmamak üzere kapanmış...