öncelikle tüm Türkiye'ye çok geçmiş olsun
yaşadığımız bu felaket gerçekten çok kötü ve çok üzücü ne yazık ki. hepimize büyük büyük geçmiş olsun umarım diğer insanlar, sizler ve yakınlarınız iyilerdir.
malzemeden çalıp bina yapan mı, tırları yağmalayanlardan ölülerden eşya toplayana mı, yani o kadar kötü bir durumun içindeyiz ki anlatamam. binlerce insanın ahı kaldı üstlerinde, bu veballerle nasıl yaşayacaklar içleri rahat edecek bilmiyorum. ölen bütün vatandaşlarımızın mekanı cennetin en güzel köşesi olsun, yaralıların da bir an önce iyileşmesini umuyoruz.
umarım ki bu yaşananlar da asla unutulmaz ve gerçekten insanların haklarını ararız.
bu bölümü de inanın atmayacaktım ama kafam o kadar dolu ki biraz da olsa düşünmemeye ihtiyacım var ve belki sizin de kafanız dağılır diye atıyorum.
hepimize çok geçmiş olsun inşallah iyisinizdir kendinize çok dikkat edin🙏-
Dünkü mesajlaşmalardan sonra Hyunjin'in evine doğru gidiyordum.
Elim boş gitmek istememiştim, bu yüzden gece saat üç buçuğa alarm kurup kalkmış ve Hyunjine kalpli kurabiyeler hazırlamıştım. Şu anda da elimdeki kaptalardı.
Her ne kadar tadına bakmak istesemde bunu Hyunjine bırakacak ve ilk yorumu onun yapmasını sağlayacaktım.
Şu an sevgiliydik, daha doğrusu deneme aşamasındaydık. Birden Hyunjini bulmamız ve ona şans tanımam biraz hızlı olsa da şu an halimden memnundum.
Kurabiyelerime bakıp gülümsemiş, daha sonra yoluma devam etmiştim.
Telefonumdaki konuma göre sanırım evine de yaklaşıyordum.
Tam telefonu cebime atıp yeşil ışığın yanmasıyla karşıdan karşıya geçecektim ki şiddetli bir korna sesi duymamla beraber yanıma dönmüş, bana doğru gelen motoru görmemle panikle geri çekilip yere kapaklanmam bir olmuştu.
Yaşadığım şokla ise ne yapacağımı bilememiş öylece önümde duran motora ve yanındaki çocuğa bakıyordum.
Çocuk kafasından kaskı çıkarıp hızla yanıma gelmiş ve başımı ellerinin arasına almıştı.
"Duyuyor musun beni? Çok özür dilerim fark etmemiştim seni."
Sonunda şoktan çıkıp konuşabilmiştim.
"Manyak mısın sen be! Ölüyordum senin yüzünden."
Kurabiye kabıma baktığımda ise kalpli kurabiyelerimin parçalandığını görmüştüm.
Aptal çocuk yüzünden Hyunjine yaptığım ilk kurabiye heba olmuştu.
"Çok özür dilerim elin kötü gibi, kalk hastaneye gidelim."
Kolumdan tutup beni yerden kaldırmaya çalışıyordu.
"Ya yürü git çekil."
Elini üstümden itip kabımı elime almış ve gitmeye yeltelenmiştim ki çocuk önüme geçip yolumu kesmişti.
"Çok özür dilerim gerçekten görmedim."
"Ya hadi beni görmedin, koskoca kırmızı ışığı nasıl göremedin?"
Başını yere eğip konuşmuştu.
"Biraz miyopum da ben."
Gerçekten bunu demiş ve mal mal suratıma bakmıştı.
"Deli midir nedir, çekil şurdan!"
Çocuğu itip yoluma devam etmiştim.
"Hatamı telafi edeceğim!"