Jisung'un yeni oluşturduğu bir diğer plan ise, dersin ortasında revire gitme bahanesiyle atölyeye gidip dosyayı karıştırmamdı. Diğerine göre daha mantıklıydı, hem bu ders saati atölyede ders olmadığından işim daha kolay olacaktı.
"Hadi, al şimdi izin."
Felix'in fısıldamasıyla beraber role giriş yapmıştım.
Biraz suratımı ekşitip elimi karnıma koymuştum, ardından da elimi kaldırmıştım.
"Seungmin?"
"Hocam biraz rahatsızım, revire gidebilir miyim?"
Bu hocayı severdim. O da beni severdi ama saftı biraz.
"Geçmiş olsun yavrum, tabii gidebilirsin." diyerek kapıyı göstermişti.
Çaktırmadan Jisunglara bakınca onların da bana baktığını görmemle gülümsemiştim.
Sevinçle de kapıya gitmiştim. Matematik dersini asmak dünyadaki en iyi şeylerden biri olabilirdi.
Önce etrafı kolaçan edip daha sonra da adımlarımı atölyeye yönlendirmiştim.
Ressam Hyunjin çıkarsa ne olacağına dair hiçbir fikrim yoktu. Evet ondan etkilendiğim doğruydu fakat onun bana bakmayacağı düşüncesi zihnimi ele almış ve çıkmıyordu.
Hyunjin okulda gayet tanınan birisiydi, kabul edersek yakışıklıydı da. Her gün sayılamayacak kadar çıkma teklifi aldığını da duymuştum. Tabi ne kadar doğru bilmiyordum.
Atölyeye yaklaşırken gördüğüm geri dönüşüm kutusuyla gülümsemiştim.
"Salak Changbin."
Atölyeye girip apıyı kapatmakla açık tutmak arasında kalmıştım ama kapatmamayı seçmiştim. Zaten kimse yoktu.
Şimdi Hyunjin'in masasını bulmam lazımdı.
Bakarken de dolaplarla sıra numaralarının eş olduğunu fark etmiştim. Hyunjin'in numarası altıydı.
Altıncı sıraya ilerlemiştim.
Masanın üstü hep boya ve fırçalarla doluydu. Sadece o kadar boyanın içinde göze çarpan bir siyah dosya vardı.
Dosyayı da elime almıştım.
Şimdi açarsam ve bir şey göremezsem eğer plan yine tutmamış olacaktı ya da ressam gerçekten Hyunjin değildi.
Tüm bu olanların bilincindeyken dosyanın kapağını açmıştım.
Her ne kadar dosyayı iyice karıştırsam da kendime ait bir şey bulamamıştım.
"Aradığın dosya bu dosya Seungmin."
Arkamda şu an karıştırdığım dosya sahibinin sesini duyunca ani bir şekilde dosyayı saklayıp arkama dönmüştüm.
Gerçekten her şeyi elime yüzüme bulaştırıyordum.
Hyunjin ise elinde mavi bir dosya tutuyordu. Sanırım karıştırmam gereken dosya buydu.
Ve ben fena hâlde patlamıştım.
"Ben.."
Diyecek hiçbir şey bulamıyordum.
"Neden burda olduğunu biliyorum Seungmin."
Dosyayı masasına bırakıp önüme geçmiş ve beni masayla arasına almıştı.
Yüzlerimiz çok değil ama yakındı. Buna rağmen kalbim deli gibi atıyordu. Plan heyecanından mıdır yoksa başka şeylerden midir bilmiyordum.
"Hyunjin ben.."
