Başak 'ın ağzından:
Müşteriden siparişleri alırken elimden geldiğince gülümsemeye çalıştım. Gerçekten çok kötü hasta olmuştum. Hızlıca siparişleri dağıttım ve halime teyzenin yanına gittim. Halime teyze kafenin sahibiydi ve çok iyi kalpli bir kadındı. Yanına gittim ve " Halime teyze ben bugün iyi değilim. Biraz erken çıksam olur mu ?" Dedim bana baktı ve sevimli bir şekilde gülümsedi. "Tamam kızım zaten rengin solmuş hasta olduğun belli"dedi. Sevinmiştim, hızlıca kalan siparişleri de halledip çıktım.
Kendimi iyi hissetmediğimde gittiğim yere gidecektim, papatya bahçesi...
Egemen'in ağzından:
Arabada oturdum ve kolyeye bakmaya başladım. Demek adı Başak'tı. Telefonumun titremesiyle elim cebime gitti. Çekiç arıyordu, açtım." Ne oldu lan?!" Diye sordum
"Abi sana bir konum atacağım oraya gel. Satın alacağınız yerde küçük bir kafe var." dedi. Bir bu eksikti zaten. Hızlıca arabayı sürdüm ve kafenin önünde durdum. Çekiç yanıma geldi ve "Hadi şu yaşlı teyzeyle konuş, inat etmiş dükkanı vermiyor ." dedi.
"Şimdi uğraşamam, sonra yaparız bir şeyler. " dedim. Tamam anlamında kafasını salladı. Arabayı sen kullan dedim. Tamam dedi. Arabaya bindik. Gözlerimi kapattım. Yorulmuştum.
Başak ' ın ağzından:
Kendimi yol kenarında bulunan papatyalarla dolu bahçeye attım.
Başım dönüyordu. Kendimi papatyaların arasına bıraktım ve derin bir nefes aldım. Başım çatlıyacak gibiydi, ayağa kalktım. Gitsem iyi olacaktı ama...
Egemen ' in ağzından:
Arabanın ani freni ile sarsıldım."ağzına sıçıyım ne yapıyorsun hayvan herif" diye bağırdım şaşkın bir şekilde bana baktı "A-abi bu o kız değil " kafamı hemen gösterdiği trafa çevirdim. Papatyaların arasına kendini atan ve sonra kalkmak için hamle yapan kızı gördüm biraz daha dikkatli bakınca bu kızdı " Başak.." elim cebimdeki kolyeye giderken kalbimde hızla atmaya başladı " Bu o kız çekiç" dedim kahkaha attı " hadi koş git kızın yanına" dedi
Arabadan indim sanki ayaklarım kitlenmişti birden kız dengesini kaybetti ve papatyaların arasına düştü hızlıca koştum ve kızın yanına vardım. Bebek gibi pürüzsüz yüzü düz bir çizgi halini almış dudakları ve solgun rengi ile çok ilginç gözüküyordu. Onu kucağıma aldım
Ve arabaya götürdüm çekiç bana baktı ve " noldu lan ne yaptın kıza " dedi " boş boş konuşma hastaneye sür !" Dedim hızlıca hastaneye giderken kızın kafasını bacağıma koyup kalp atışlarına baktım . Şükürler olsun nabzı atıyordu bayılmış olmalıydı saçları ellerime geldiğinde istemsizce dokundum. Araba durdu hemen başağı kucağıma aldım doktor diye bağıran çekiçe döndüm hıızlıca bize doğru gelen doktorlar sedye getirdiler başağı sedyeye yatırdılar ne olmuştu acaba diye sordum kendi kendime ...
1 saat sonra:
Doktorun anlattığına göre grip olmuş ve vücudu yorgun düşmüş.
Neden kendini bu kadar zorlamış ki diye düşünürken doktor beni yanına çağırdı" Egemen bey küçük hanım uyandığında ne söyleyelim" dedi haklıydı ona kendimi şuan gösteremezdim " benim getirdiğimi bilmeyecek" dedim kararlı bir şekilde kafasını salladı ve gitti. Ona kendimi göstermeyecektim ama tabiki bu onu bırakacağım anlamına gelmezdi onun hakkında her şeyi öğrenecektim çalıştığı yer evi her şey ve zamanı gelincede ona soracaktım. Zamanı gelince...
Başak ' ın ağzından
kolumda hissettiğim acı ile gözlerimi açtım. " Aghh ne yapıyorsunuz nerdeyim ben " kolumda ki serum canımı acıtmıştı. Oradan bir hemşire atıldı " bayılmışsınız efendim sizi buraya bir kaç kişi getirdi" dedi hatırlamaya çalıştım . Haklılardı papatya bahçesine gitmiştim ve sonrası ayaklarımın beni taşımadığıydı. " beni buraya kim getirdi teşekkür etmek istiyorum " dedim " sizi getiren kişiler çoktan gittiler sizede geçmiş olsun dileklerini söylediler " dedi tamma anlamında kafamı salladım bşr sağol bile diyememiştim. Doktor yanıma geldi ve taburcu olacağımı söyledi beslenmeme dikkat edip dinlenmeliymişim.eşyalarımı topladım ve hastaneden çıktım doktorlar telefondan babamada haber vermişlerdi eve vardığımda babam " kızım iyimisin bayılmışsın bugün işe gitme " dedi " sadece biraz üşüttüm baba sorun yok "dedim çare yoktu biraz dinlenip çalışmalıydım.
1hafta sonra:
Egemen 'in ağzından:
bir çok bilgi edindim başak hakkında okulu evi çalıştığı yer soyadı en yakın arkadaşı ve aralarında en çok annesinin ölmüş olması beni etkiledi.
" bu kızı kafaya taktın dostum" diye konuşan çekice kafamı çevirdim " bir daha söylesene!" dedim korkmuş bir ifade ile " tamam abi sakin ama sende abarttın istediğini al bir an önce kızda kurtulsun sende" dedi " yok öyle bir şey ağzını topla yoksa ben dağıtırım.." dedim derin bir nefes alıp geriye yaslandı " sen bilirsin ama ona zarar verme zaten hayatı problem kaynıyo." dedi haklıydı bu kızın hayatı zorluklarla doluydu. " o değilde senin satın almak istediğin kafede çalışıyor onu ne yapacağız " dedi birde bu problem vardı o dükkanı satın almak istiyordum ama bu kızı işinden edemezdim" orayı satın almayacağım " dedim şaşkın bir ifade aldı yüzünü " yoksa aşık mı oldun?" dedi yok ben bu çocuğu öldüreceğim elimde kalacak " işim var benim sende git ve boş boş konuşma" dedim kafasını salladı ve odadan çıktı bende başağın kolyesini cebimden çıkardım ve baktım neden bu kızı bu kadar kafama taktım bilmiyorum ama bir şey beni itiyordu ona sanki onunla konuşmalıydım
bana iyi gelecekti sanki hızlıca ayaklandım ve şirketten çıktım ve başakın yanına gitmek için yola çıktım. bir süre sonra cafenin önüne gelmiştim işte başak ordaydı üstünde
mavi önlüğü topuz yaptığı saçlarıyla elinde sipariş defteri, bu halde bile ne kadar mükemmel gözüküyordu dün kötü durumdaydı bugün kendini toparlamış olmalıydı. içimdeki ses beni dürttü"yeter egemen kızı gözlerinke yemeği bırak" içimdeki şeytan ilk defa doğru bir şey söylemişti arabayı çalıştırdım ve bu yakınlarda ki en iyi club lerden birine sürdüm ve çekiçi aradım biraz kafa dağıtmak fena olmazdı...
Başak 'ın ağzından:
bugün işlerim biter bitmez çıktım saat dokuza geliyordu karanlık sokak beni geriyordu bir an önce evime varmak istiyordum duyduğum sesle irkildim "Başaggkk" arkamı dönmeye korkuyordum çünkü arkamda dili sürterek adımı bağıran biri vardı hızlıca koşmaya başladım ve en büyük salaklığı yapıp çık maz sokağa girdim
bir bu eksikti sokak ışığından kim olduğu belli olmuyordu elimin titrediğini fark ettim. Allahım yardım et "Uzak d-dur" diye bağırdım sesim istediğimden yüksek çıkmıştı " korkma güzelim" bunu söylemesiyle iyice tırsmaya başladım " İ-imdat yardım edinn" ama kimse duymadı artık ağlamaya başlamıştım deli gibi korkuyordum. bana yaklaşan kişinin yüzüne iyice baktım bu yüz tanıdık geliyordu kim di bu " sen kimsin uzak dur benden" iyice yaklaştı sarhoş olduğu belliydi içki kokuyordu. " başak benim tanımadın mı ?" dedi kşmdi bu adımı nerden biliyordu iyice yaklaştı sanki hatırlıyordum bu saçlar bu gözler yoksa o gece yardım " s- sen o çocuksun" dedim o gece yardım ettiğim ama benden ne istiyordu. ben bunları düşünürken kolumdan tutup çekti beni çığlık attım " dokunma bana" beni arkadaki duvara yasladığı an kalbim durmuştu sanki artık ağlamam hıçkırıklarıma karışıyordu eli saçıma gittiğinde karşı çıkmaya çalıştım ama olmuyordu sarhoş olamasına rağmen bu kadar güçlü olması korkutucuydu " ben sana yardım ettim sen bana zarar veriyorsun yyalvarırım bırak" bunlar çıkmıştı ağzımdam " korkma başak sana asla zarar vermem ama kokunu özledim .." dedi ve kafasını boynuma yaklaştırdı ve derin bir nefes aldı " kokun büyülüyor beni başak.." bunları söyleyen o çocuktu o gece ona yardım ettim ve başıma dert aldım eli belime indiğinde kurtuluş olmadığını anlamıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya ve bağımlı
Novela JuvenilMis gibi kokuyu içime çektim... kafamı ona döndürdüm anlamazca bana bakıyordu. "En sevdiğin çiçek papatya mı?"diye sordu başımı olumlu anlamda salladım. "Evet hemde en sevdiğim"dedim bu cevabımla dudaklarında bir gülümseme oluştu .onu izlerken aklı...