EPİSODE 4

300 21 0
                                    


Şubat 2014 /İTALYA

Lili, oteldeki odasına yerleştikten sonra asansöre binip kafeteryaya indi. Kendine kahve aldığı sırada arkadan bir ses işitti. "Lili!" Lili kahvesini alıp arkasını döndü. Hemsworth'u bir masada Scarlett ve Evans ile otururken gördü. Yanlarına ilerledi ve sandalyeye oturdu. "Yine mi kahve Lili? Artık ayaklı bir kahve makinasına dönüştün." Lili omuzlarını silkerek Hemsworth'a döndü. "Ne yapabilirim...Beni ayakta tutan tek şey." Kahvesinden bir yudum aldıktan sonra tekrar konuştu. "Hem en azından alkol bağımlılığım yok. Kahve onun yanında daha masum kalıyor." Hemsworth'a göz kırptıktan sonra diğerlerine döndü. Chris'le göz göze geldiklerinde Lili, Chris'in kendinisi dikkatle dinlediğini fark etti. Ardından Scarlett'e döndü. "Sen nasılsın bebeğim?" Scarlett, gülümserek elini karnına koydu ve "İyiyiz" dedi. Bunun ardından Hemsworth ağzındaki kahveyi püskürttü ve ikilinin gözleri aynı anda açıldı ve Scarlett'e döndüler. "Hamile misin?" Scarlett keyifle gülümsedi ve "Birazcık hamile olabilirim"
   Aradan geçen dakikaların ardından ikili şoktan çıkmaya çalışıyordu. Lili bir elini Hemsworth'a bir elini Evans'a doğru sallıyor. "Hey! Çocuklar artık kendinize gelmeniz gerekiyor." Lili gülerek "Bu sevineceğiniz kısım" Evans an itibariyle şoktan çıkıp hızlıca Scarlett'e sarıldı. "AMAN TANRIM! DAYI OLUYORUM!" Scarlett gülerek Lili'nin dediğini hatırladı.
( "AMAN TANRIM! TEYZE OLUYORUM! )
Scarlett bu ikilinin daha o andan itibaren ruh ikizi olduğunu anlamıştı ama tabiki de bunu onlara söylemeyecekti.
Ekip akşam sahil kenarında bir restoranta gitmek için sözleşmişti. Lili odasında hazırlanıyordu. Şimdiden bu ekibi çok sevmişti. Tam bir aile gibilerdi kendini onlardan biri gibi hissetmeye başlamıştı. Çekimlerden önce bu tatil ilaç gibi gelmişti Lili'ye. Özellikle o yorucu antremanlardan sonra.
Lili, dalgalı saçlarını serbest bırakarak, üstüne de sarı renkli askılı yazlık bir elbise giymiş, altınada beyaz bağcıklı sandalet giymişti. Çantasınıda aldığında hazırdı. Geldiklerinden itibaren İtalya sıcak gelmişti Lili'ye. Umarım üşümem diyerek odadan çıktı. Lobiye indiğinde diğerlerini beklemeye başladı.
  Geçen saatlerin ardından ekip yemekte keyifli vakitler geçiriyordu. Ekibe yeni katılan Aaron, Elizabeht ve Lili çok rahat uyum sağlamışlardı. Lili'nin solunda Hemsworth, sağında Robert, karşısında da Chris vardı. Robert'ın yanında da Elizabeht oturmuştu. Chris'in solunda Jeremy, sağında Scarlett vardı. Jeremy'nin yanına Mark, Mark'ın yanına da Aaron oturmuştu.
  Keyifli ve bol sohbetli geçen yemeğin ardından Lili üşüdüğünü hissetmişti. Hava cidden soğumaya başlamıştı. Chris, Lili'yi incelemeye başladı. Kızın hafifçe titreyen vücudu, birbirine değen dişleri, kızaran burnu... Sanırım üşüyor diye geçirdi içinden. Ceketi vermeyi istedi ama yanlış anlaşılmakta istemiyordu. Bir süre sonra sohbete dahil oldu ama bir gözünüde Lili'den ayırmıyordu.
  Geçen dakikalardan sonra Chris, Lili'nin daha fazla titremesine dayanamadı ve ceketini Lili'ye uzattı. "Üşüyorsun...al şu ceketi" Bütün masa ikiliye döndü. Lili "Yok hayır üşümüyo-" Chris, Lili'nin sözünü kesti. "Lili lütfen alır mısın ceketi üşüyorsun işte." Lili teşekkür ederek ceketi aldı. Ceketin güzel kokusu karşısında Lili'nin dudaklarına hafif bir tebessüm yayıldı. Ardından o da sohbete dahil oldu.
   "Nasıl yani evde yangın çıkarken Chris uyuyor muydu?" Jeremy'nin sorusu üzerine Lili cevapladı. "Hem de ne uyuma. Bu zeki insan kendine pizza söylemiş, pizza da soğuk gelince mikrodalga da ısıtmak istemiş. Ve tabiki pizzayı orda unutup uyumuş." Hemsworth'a dönüp "Ya hiç kokusunuda mı almadın?" Hemsworth omuzlarını silkip "Ne biliyim bir an uyku tatlı geldi" " ya ben gelmesem ölüyodun ne tatlı gelmesi... Dumanlardan zehirlenicektin" Bütün masa kahkahaya boğuldu. "Siz bayadır arkadaşsınız demek?" Chris'in sorusu üzerine Lili ona döndü. "Evet, Harry Potter seçmelerinde denk geldik. Tabi o zamanlar Chris'te aktör ışığı yoktu" Herkes güldü. "Ama biz birbirimizde dost ışığını gördük ve 11 yaşından beri dosttuz" Masadakiler tatlı mırıltılar çıkardıklarında Hemsworth yalandan göz yaşlarını silmiş gibi yaptı. Bu hareketi bütün masayı güldürmüştü.
  Keyifli geçen yemeğin ardından herkes otele dönmüştü. Lili odasına girdiğinde sıcaklayıp üstündeki ceketi çıkardı. Ceketi eline aldığında bunun Chris'e ait olduğunun farkına vardı. Bir kaç defa ceketi kokladı. "Bir dakika ya...napıyorum ben?" "En iyisi gidip ceketi vereyim." Kapıyı açıp kolidora çıktığında karşısındaki kapıya yöneldi ve çaldı. Kısa süre sonra kapı Chris tarafından açıldı. "Lili?" Lili elindeki ceketi uzatıp "Odaya girmeden vermeyi umuttum. Tekrardan teşekkür ederim." Chris ceketi almaktan ziyade eliyle Lili'nin kendisine uzattığı ceketi ona geri itti. "Sende kalsın bende o tarz ceketlerden çok var...Hem sana daha çok yakıştı. İyi geceler Lili" Chris, Lili'nin konuşmasına izin vermeden kapıyı kapatıyordu ki aklına gelen şeyle kapıyı tekrar araladı. "Bu arada Gucci Guilty." Lili afallamış bir şekilde "Anlamadım?" Chris muzip bir şekilde sırıtarak "Parfümüm diyorum Gucci Guilty." Chris kapısını kapattı. Lili donakalmış bir şekilde odasına geri girdi. "Aman Tanrım! nasıl farketmiş olabilir ki? Of kesin kızardım yine... Ah Lili Ah!"

Time And You - Chris EvansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin