Sopayı hızla yere atıp hızlıca yerde burnu kanayan bir şekilde sinirle bana bakan babamın başına çöktüm ve seslere gelip "Ne oldu?" Diye bağıran anneme dolu dolu gözlerimle baktım.
Annem beni ittirip hızla babamın başına çöktü ve
"Ne oldu sana aşkım? Iyi misin? Başka bir yerlerine bişey oldu mu? Ambulans'ı ariyim mi?"
Gibi sorular sordu. Arada bana dönüp sinirle bakıyordu ve önüne dönüyordu. En sonunda babam annemi sakinleştirmeyi başarmıştı. Fakat annem hastaneye gitme konusunda kararlıydı. Annem hızla montunu ve çantasını alıp babamı da çekiştirerek evden çıktı. Onlar gidince abim de içeri geldi. Bir gözü kapalıydı.
"Ne oluyor bu aşağılık evde?"
Diyince hiç modumda olmadığım için boş boş baktım ve tekrar önüme döndüm. Yaklaşık 1 dakika sonra abime baktım.
"Gece sesler geldi bende korkup beyzbol sopamı aldım hırsız sandım sonra içeri gittim bi baktım biri mutfakta dolabı karıştırıyo bende girdim odaya vurdum sopayı adam kafasına sonra adama bi baktım babammış ne işi varsa artık bu saatte anca eve gelebiliyo."
Dedim hızlıca. Nefes almakta zorlanmıştım bazen. Kafamı çevirip abime baktığımda mal görmüş gibi baktığını gördüm. En sonunda içine derince bir nefes çekip
"Yani sen babamın yüzüne beyzbol sopasıyla mı vurdun?"
"Evet."
"Allah'ım sen bana sabır ver..."
Dedi yukarı bakarak. Sonra hiçbir şey olmamış gibi odasına gitti. Daha sonra annemlerin gelmesi uzun süreceği için bende beklemeden uyumaya gittim ama uyuyamadım ve telefonu açıp Burağı aradım. Telefon 4. Çalışta açıldı.
"Ne oldu lan bu saatte?"
"Hiiiç öyle normal şeyler babamı hırsız sanıp burnunu falan kırdım yanlışlıkla."
"Ney?"
"Yani kırdım mı emin değilim ama kanıyordu en son hastaneye gittiklerinde."
"Kızım baştan düzgünce anlat şunu."
Daha sonrasında sabaha kadar Burak'la dedikodu yaptık ve saat 08.30'ta uykumuz geldiği için uyuduk. Annemler gittikten 1 saat sonra falan gelmişlerdi.
________________________
Galatasaray marşını duyunca telefonu elime aldım ve kim olduğuna bakmadan açıp kulağıma koydum.
"Alo."
Dedim uykulu sesimle."Alooo. Kız daha kalkmadın mı kapıdayım ben."
Burağın sesini duyunca hafifçe güldüm ve sonradan söylediği şeyi anlayınca telaşa kapıldım.
"Ne gelmesi ya gerizekalı?"
(Bunu Adana şivesiyle okuyun)"Annen kapıyı açtı şimdi."
Gerçekten kapı sesi gelince hızla doğruldum. Burak annemle konuşup gülüşüyordu. Sonra odamın kapısını tıklatıp cevabı beklemeden içeri daldı.
"Ya sen salak mısın? Çık dışarı istemiyorum seni kovuyorum bu evden."
"Ne kovuyo musun? Ama ben sırf sen seviyorsun diye BİM'den 4 tane kadife tatlısı almıştım neyse annenle ben beraber senin dedikodunu yaparken yeriz."
Diyip elinde olduğunu yeni fark ettiğim poşetleri açtı ve tatlıları çıkardı hemen ileri atılıp
"Hayır!"
Diye bağırdım oda kahkaha atıp kendini geriye atıp paketleri yanına koyup ellerini başının arkasında birleştirdi. Bende dolabımın karşısına geçip elime kıyafetlerimi aldım ve banyoya geçip üstümü değiştirdim.
(Kombin şu)
Burak'la otururken kendimi nedense güzel görünmek zorunda olmalıymışım gibi hissediyordum. Burağın yanına gidince ikimiz de konuşmadık. Etrafta garip bir hava oluşmuştu birden. Ikimiz de gerilemiştik. En sonunda ayağa kalkıp makyaj çantama aldım ve hafif makyaj yaptım. Saçlarımı da taramaya çalıştım. Bir türlü açılmıyordu. Birden Burak arkamdan gelip tarağı elimden aldı ve nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde yavaşça saçlarımı taradı. Saçlarım bana inat olsun diye birden açılmıştı sanırım.
En sonunda taramayı bırakınca gülümseyerek ona döndüm oda gülümsedi tam o sırada kapı alacaklıymış gibi çalmaya başladı. Kimse kapıya bakmayınca ben hızla ilerleyip kapıyı açtım. Ve yine şok geçirdim. Ama bu çok büyük bir şok değildi.
Leyla abla, annesi, babası ve Arda. Leyla ablanın elinde bir hediye paketi vardı. Abim hızlıca yanıma gelip beni ittirdi ve sevgilisine sarıldı. Annemler de içeriden gelince herkes selamlaşmayı başladı. Burak arkamdan gelmişti. Arda Burak ve bana kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.
Herkes içeri geçip sohbete dalmıştı. Abim artık ne kadar abartmışsa insanlar babam için endişelenip hasta ziyaretine gelmişlerdi.
Herkes konuşurken birden Ümit amca bana döndü
"Babanı hırsız sanıp nasıl saldırabildin? Sen çok tatlı masum bir kıza benziyodun."
Abim bana bakıp piç smile atmıştı. Gerilmiştim biraz."Ben şey... anlamadım yani o an-"
Arda sözümü keserek birden lavabonun yerini sordu ve şaşırtıcı bir şekilde Burak onu götürebileceğini söyledi. Ve birlikte gittiler. Insanlar yine önüne dönmüşken bende çaktırmadan onların yanına gittim. Tuvalet boştu. Benim odamdan değişik sesler geliyordu. Kapıyı yavaşça araladım ve rüyamda bile göremeyeceğim bişey gördüm...
Arda ve Burak burun burunaydı.
Hızla odaya daldım
"Ne oluyor lan burada!?"
Ikisi birden uzaklaştı ve birbirlerine baktılar.
"Hiç öyle sohbet ediyorduk."
Dedi Burak ve Arda da onu onaylarcasına kafasını salladı ve ikisi de omzuma çarparak içeri geçti. Bende arkalarından geçtim.İkisine de bir daha aynı gözle bakamayacaktım.
___________________
Arkadaşlar kitabı son 2 bölümdür fln uzun tutmaya çalışıyorum o yüzden sıkıcı gelebilir biraz ama ileride ki bölümler çok iyi olacak. İlk defa yazıyorum ve tabi ki yanlışlarım ergenliklerim fln vardır ama ben depremden dolayı kafam biraz meşgul olsun diye yazıyorum çok takılmayın yani ve eğer yorum yaparsanız çok mutlu olurum düşüncelerinizi paylaşın lütfen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıkım/Arda Güler
FanfictionGalatasaray'lı kız hiç beklemediği bir anda kendini fener'li aşkının peşinde koşarken bulur...