Section 8

970 36 18
                                    

Bir süre birbirimizle bakıştık. Kısa bir süre sonra yüzünü görmek istemediğimi fark edip kafamı yana çevirdim. Fakat ben çevirir çevirmez çenemden tutup kendine çevirdi. Hemen ellerini çekip sinirli bir bakış attım.

"Ne yapıyorsun sen?"

"Nisa... beni dinlemeyeceksin biliyorum ama lütfen bana bir şans daha ver."

Alayla güldüm ve daha sonra birden gülmeyi bıraktım.

"Bunu bana sen mi söylüyorsun? İlişkimiz çok iyi bir şekilde ilerlerken beni aldattın!"

Diye bağırınca bir anda otobüstekiler bize dönmüştü. Onlara bakmayı kesip Yusufa döndüm tekrar. Gözlerinde gerçekten pişmanlık vardı oruspunun.

"Biliyorum. Tamamen haksızım ama lütfen bir şans daha ver bize."

"Sen var ya hakiki erkek oruspususun."

Dedim ve daha fazla tahammül edemeyerek otobüsten indim ve eve kadar yürüdüm. Eve geldiğimde abim biraz bana sataşmıştı ama onu hiç dinlemeden direkt odama gidip kapıyı kilitlemiştim. Bir süre ağlamıştım. Fakat niye ağlıyordum ki? Onun değeri beni ağlatabilecek kadar yüksek değildi. Gruba kısaca Yusufla karşılaştığımı söyleyip telefonu sessize alıp şarja takmıştım.

Kısa süre sonra odamın kapısı tıklatıldı. Kapıyı açmak için kalktığında nasıl göründüğümü umursamadan açtım. Abimdi.

"Efendim abi?"

İçeri girip kapıyı kapattı ve koltuğa oturdu. Bende yanına oturdum. Beni kendine çekip sarıldı ve başımı omzuna yasladı.

"Ne oldu? Anlat bakalım."

"Birşey olduğu falan yok. Nereden çıkarıyorsun bunları?"

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti.

"Birinci, duvarlar çok ince. İkinci, burnun kızarmış ve kirpiklerin ıslak. Üçüncü, seninle o kadar dalga geçtim hiç tepki vermedin. Ve sonuncu, ben senin abinim ve seni tanıyorum. Şimdi soyle bakalım niye üzgünsün? Kim üzdü benim çirkin kardeşimi?"

"Çirkin sensin bir kere..."

Kısa bir süre durdum ve konuşmaya devam ettim.

"Yusuf vardı ya hani. Eski sevgilim."

Diyip kafamı abimin omzundan çektim. Abim gözlerimin içine bakıyordu.

"Aldatmıştı beni. Biz ayrılalı da altı ay falan oldu galiba... Neyse işte onunla karşılaştık bugün işte bir şans falan istedi benden."

"Sende salak gibi kabul etmedin umarım?"

"Yok. Kabul eder miyim? Işte ama böyle karşıma geçip hiç utanmadan bunları söyledi ya... O çok ağrıma gidiyor."

Son sözlerimi söylerken sesim titremişti. Abim beni kendine çekip sarılmıştı. Yaklaşık on dakika sonra telefonu çalmıştı ve gitmek zorunda kalmıştı. Kimin aradığını merak etsem de sormadım.

Bende kalkıp üstümü değiştirdim ve okuldan ödünç aldığım kitabı çıkardım çantamdan. Tabi ya okul. Kafama dank etmişti birden. Bir anda gerilip stres oldum ve tırnaklarımın yanındaki etleri yemeye başladım. Daha sonra kendimi bir şekilde sakinleştirip annemin yanına gittim. Ve tedirgince yanına oturdum ve saçlarıyla oynamaya başladım. Çünkü annem saçlarıyla oynayınca mayışıyordu.

"Anne..."

"Hmm?"

Gözleri kapalıydı. Bende sessizce konuşuyordum.

"Sana bugün benimle ilgili bir mesaj geldi mi?"

Annem kafasını hayır dermiş gibi salladı.

"Neden ki?"

"Söylicem ama kızma."

Annemin kapalı gözleri birden açılmıştı. Doğruldu ve arkasına yaslanıp bana bakmaya başladı. İşte o an naneyi yediğimi anladım.

"Olayın büyüklüğüne göre değişir. Çabuk dökül."

Hızlı konuşursam anlamaz bence.

"Anne bak şimdi ben bir kızla kavgalıydım sonra bu kız geldi bana sataştı sonra biz kavga ettik onun arkadaşları benim arkadaşlarım falan da girdi araya sonra biz baya saç baş giriştik. Bu kız da müdür yardımcısına olayı yanlış anlattı. Mudur yardımcısı bizi dinlemedi. Onları sözleşme imzalattı bize de 2 gün uzaklaştırma verdi."

Elimden geldiğince hızlı konuşmaya çalışmıştım ama annemin yüz ifadesine bakarsak anlamıştı galiba.

"Son cümleyi tekrar söylesene bir kızım."

"Yok ya anne gerek görmediğim bir konu zaten. Pek önemli değil. Senin için de pek önemli değil görüyorum ki. O zaman ben kaçtım. Akşam yemeğinde beni çağırırsınız."

Diyip koşarak odama gittim ve kapıyı kilitledim. Masanın üstündeki telefonumu alıp koltuğa uzandım. Bir sürü mesaj vardı. Burak'tan, Grup'tan ve birkaç kişiden daha ama kayıtlı olmayan bir numaradan da mesaj gelmişti. Merak edip tıkladım.

05***:Bildiğim güzel bir kafe var yarın gitmek ister misin? Bugün seni merak ettim konuşuruz biraz hem.

Siz:Pardon da siz kimsiniz?

05***:Afedersin, söylemeyi unutmuşum. Arda ben.

Siz:Numaramı nereden buldun?

Leyla abla kardesi:üzümü ye bağını sorma. Neyse, gelecek misin?

Siz:Saat kaçta ve nerede?

Leyla abla kardesi: 4 uygun mu? O saatte anca gelebilirim. Antrenman falan.

Siz:Olur. Sen bana konum atarsın.

______________________

Yemekten sonra anneme yarın bir arkadaşımla buluşacağımı söylediğimde önce izin vermemişti ama bulaşık+çamaşır toplama ve serme yapınca izin vermişti.

Şimdi ne giyeceğime karar vermek lazımdı. Fakat önce yorulduğum için duşa girdim ve uzunca bir süre düşünüp tüm gün boyunca yaşadıklarımı sindirmeye çalıştım. Yeterince kaldığımı fark ettiğimde kurulandım ve pijamalarımı giyip çıktım. Banyodayken kafamda kombin de kurmuştum. Umarım sabah üstümde kötü durmazdı.

Açıp okuyamadığım kitabı okudum bir süre kafamı dağıtmak için. Aşk kitabıydı ve ben ne olursa olsun okuduğum kitapların ve dizilerin etkisinde kalırdım. Birden hayal kurmaya başladım. Bu hayalde önce kafamda bir erkek yarattım. Kafamda senaryolar kurarken kafamda kurduğum erkeğin aslında Arda olduğunu anladığımda birden şoka girdim. Daha sonra şaşkınlığı atlayıp bilinç altımın bir oyunu diye düşünüp o hayal ettiğim erkeği Kerem Aktürkoğlu'na benzetip hayal kurarak uykuya daldım.

___________________

Biliyorum bölüm kısa ve geç ama bu bölümü apar topar yazdım uzun süredir bölüm atmadığımı fark ettiğimde fakat artık düzenli ve uzun yazmayı planlıyorum

Sizden hiç isteklerim olmadi ama satır arası yorumlar beni çok mutlu ediyor ve yorumları gördükçe yazma istedi geliyo

Ne kadar yorum o kadar bölüm😎




Yıkım/Arda GülerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin