BÖLÜM 5|KİNG

60 6 2
                                    

Ellerim ensesini okşarken keyifle cevap verdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ellerim ensesini okşarken keyifle cevap verdim.
"Bil ki bunun altında kalmayacağım. Şimdiden desteklerin için sana mükemmel bir teşekkür hediyesi hazırlayacağım ve bu hediyeyi diken üstünde bekleyeceksin."
____

Kendimi korumayı öğrenecektim. Bu okul bana Cehennem ise ateşine karşı savaşmayı da öğrenmeliydim.

İşim gerçekten zordu.

Kahrolası zorbalar yetmiyormuş gibi bir de bu aptalı her gün görmek zorundaydım. Oysa tek istediğim uyuyup yemek yemekti.

Verdiğim cevaba dayanamamış bulunduğumuz ortamı hızla terketmişti. Şimdi de zaferi andıran bir gülümseme vardı yüzümde. Onu bir an önce alt edip bu okuldan atmalıydım.

__

Günden geriye yine ıssız sokaklar ve ben kalmıştık. Okul üniformamın kravatını gevşetirken yorgun adımlarla ne yapacağımı düşünüyordum. Kafam beynimde birbirine girmiş kelimelerden patlayacak duruma gelmişti artık.
Vardığım sonuç ise kaçmanın gereksiz bir o kadar da yararlı olduğuydu.

Kaçacaktım.

Babamdan, Jeonginden ve o lanet okuldan.. İstemediğim kimseyle aynı ortamda bulunmak zorunda değildim. Bebeğim için güçlü kalacaktım.

Saatlerce koştum. Anlamsızca ve daha fazla sorgulamadan bütün öfkemi ayaklarımdan çıkardım.

Sokak ışıklarının renklendirdiği koca şehirde tek başımaydım.

Kaldırımın ortasında soluklanırken insanlar omzumdan çarparak geçiyor, umursamıyordum. Şuan düşündüğüm tek bir şey vardı; işte çalışıp barınacak bir yer bulmak. Gerisi ise çorap söküğü gibi gelirdi.

Belimi dik konuma getirdim ve etrafıma bakındım. Silkelenmeliydim artık. Bir ileri bir geri giderken her gün bira aldığım markete çok yakın olduğumu farkettim. Sürekli müşterisi olduğum kızın mesaisi bitmemesi için dua ettim o an.

Çünkü samimiyetimize güvenir, kimsenin olmadığı anlarda bedava bira verirdi. Sırf bu yüzden harika olduğunu düşünüyordum.

Kim bilir belki iş bile verirdi.

Tanımadığım insanların arasından geçtim hızlı adımlarla. On dakika boyunca gözlerim orayı aradı. Sonunda bulduğumda içeriye girdim.

İsmini bilmesem de kasada duran tanıdık yüz, girdiğim an bana bakıp nazikçe gülümsedi. Güzel bir gülümsemesi vardı. Nedensizce ben de gülümseme gereği duymuştum. Fakat yapamıyordum. Zorla da olsa tebessüm ettim.

"İçeceğin burada Tae! Gel ve al." Bunu söyleyen kişinin köşedeki masada ramen yiyen siyah şapkalı olduğunu farketmem zamanımı almıştı. Bu yüzden etrafıma bakındım durdum. Sonunda farkettiğim sırada, orada arkasına yaslanmış onu farketmemi bekliyordu.

King's Favorite | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin