24/08/1921

209 26 9
                                    

Gönderen: Jeon Jeongguk
Alıcı: Kim Taehyung
Tarih: 24/08/1921

Sevgili eşim, Kim Taehyung...

Doğum günüme, aynı zamanda da ölüm günüme az kaldı. Bir insanın kendi ölüm tarihini bilmesi ne kadar garip değil mi? Doğduğun günü ve öldüğün günü bilmek... Bu çok ağır geliyor Taehyung. Ölüm tarihimi doğum günüm olarak seçmek eminim ki sana da ağır geliyordur. Hatta şuan bana küfür ediyorsundur. O güzel dudaklarını çok az aralayıp "Sikeyim seni Jeongguk." diyorsundur. Tanrı'm... Şuan bunları yazarken yüzümde gülümseme var. Buruk bir şekilde değil, gerçekten gülümsüyorum sevgilim. Anılarımıza gülümsüyorum, senin aşkına gülümsüyorum. Bize gülümsüyorum.

Ölmek istediğim güne karar verdiğimden beri odamdan dışarı bile çıkmıyorum sevgilim. Biliyorsun, benim odam karanlıktır, kasvetlidir, soğuktur. Ailemin kasaba dışına çıktığı zamanlarda gelip odamı görme imkânın olmuştu. Aslında ben o zamandan beri doğru düzgün odamdan çıkmıyorum. Sen geldin ve bu odanın havası değişti. Birden güneş doğdu, etraftaki kasvet ve soğukluk tamamen gitti.

Şimdi ise, odamdan çıkmak istesem bile çıkamam. Çünkü odamdan çıktığım anda babam bana iğrenircesine bakıyor, annem kolumdan tutup tekrar odama atıyor. Ne doğru düzgün yemek yiyebiliyorum ne de şu içebiliyorum.

Aslında bakarsan kendimi bir nevi ölüme hazırlıyor gibiyim. Ölümden korkmamaya çalışıyorum. Ölümün soğukluğunu yaşarken hissediyorum ki alışabileyim. Sana bunları okutmak acımasızlık değil mi sevgilim? Sana acı çektiriyorum şu an değil mi? Belki de ölümümden daha çok acı çekiyorsundur bunları okurken. Çünkü ben yazarken fazlasıyla acı çekiyorum.

Nefesim tükeniyor yavaşça, her nefesim kelimelerimde kaybolup gidiyor. Bitkin düşüyorum, ellerim tutmamaya başlıyor.

Yaklaşık bir saat önce susuzluktan öleceğimi söyledim kapının önünde feryat ederek. Annem ise ölecek olma ihtimalime bile sevinip, "Ne bok yersen ye, ölmen işimize gelir. Utanç kaynağısın." dedi ve kapının önünden ayrılıp ortalıktan kayboldu. E tabii kapıyı da kilitlemeyi ihmal etmemişti.

İlk defa su içmeye bu kadar muhtacım Taehyung. Şuan ölebilirim, intihar edebilirim, ya da susuzluktan ve açlıktan ölmeyi bekleyebilirim. Ama bunu istemiyorum, ölümüm özel olsun istiyorum. Acı çektiğim gibi acı çektirmek istiyorum. Burada acı çektirmek istediğim kişi sen oluyorsun sevgilim. Acı çek ki, beni ömrün boyunca unutma istiyorum. Biricik sevgilini doğduğu gün kaybetmek ne demek yaşa istiyorum.

Birkaç dakikadır kalemi elimde çevirip duruyorum. Ne yazacağımı bilmiyorum, sözler tükenmiş. Geriye yalnızca hisler kalmış. Sadece birbirimizin gözlerinin içine bakıp birbirimizi anlamamız gerekiyor. Bir salise bile bakışsak anlarız değil mi Taehyung? Sen benim senin tabirinle "Tavşan" dişlerimle dudaklarımı dişlememden, ben de seni gözlerinden anlarım sevgilim. Birbirimizi anlar, anlatırız. Sen beni bana anlatırsın. Ben de seni ne kadar çok sevdiğimi göstermek için seni sana anlatırım.

Sevgilim... Lütfen beni bana anlatır mısın tekrar? Kendimi kaybettim Taehyung. Artık ben bile kendimi anlamıyorum. Seninleyken benden bile daha çok beni anlar, tanırdın. Şimdi sen de yoksun sevgilim ve ben tamamen kendime yabancılaştım. Aynada gördüğüm kişiyi tanıyamıyorum. O çok sevdiğin saçlarım dökülüyor, okşayarak öptüğün beyaz tenim morluklarla dolu. Ve gülüşüm yok sevgilim. Tavşan dişlerimin göründüğü gülüşüm yok artık. Yalnızca sana yazarken gülümsüyorum. Yasak ettim herkese gülümsememi, kendime bile yasakladım. Taehyung ben kendimi bana yasakladım. Senin bakamadığın, öpemediğin bedeni kendime yasakladım. Aynada bile göz göze gelmiyorum kendimle. Benden başka kimse de bana bakmak istemiyor zaten. Görünmez oldum herkesin hayatında, herkes beni yok saymış gibi. Hayatlarından silinmişim gibi. Sekiz gün sonra değil de bizi öğrendikleri gün ölmüşüm gibi...

~

~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
My Dear Wife, Kim Taehyung |Taekook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin