~

686 67 74
                                    

"Yemek zamanı millet! Herkes insin mutfağa!" Jungwon'un bağırması üzerine Ni-ki dışında bütün üyeler mutfağa inmiş ve masaya oturmuştu.

"Ni-ki nerede?" diye sorunca herkes Sunoo'ya dönmüş ve Sunoo da 'Ben bir şey yapmadım' dermiş gibi üyelere bakmıştı.
"Sunoo, Ni-ki'yi çağırır mısın?"
diyince Sunoo'nun yüzündeki endişeli ifade ortaya çıkmıştı. Alacağı tepkiyi az buçuk tahmin edebiliyordu ve her ne kadar da istemese de masadan kalktı ve Ni-ki'nin odasına doğru gitti.

Kapıyı çalmadan önce derin bir nefes aldı Sunoo. Kapıya vurunca da bir süre bekledi ve en sonunda Ni-ki kapıyı açtı. 'Neden geldin' dermiş gibi bir surat ifsdesi vardı onda da.

"Yemek yiyecektik, ama seni göremeyince Jungwon çağırmamı istedi."

"Yemeyeceğim, üyelere söylersin."
diyip tam kapıyı kapatacağı esnada Sunoo ayağını kapının arasına koydu ve kapatmasını engelledi.

"Geç içeri konuşacağız."
diyince Ni-ki geri çekilmek zorunda kalmış ve Sunoo içeri geçmişti.
İkisi de karşı karşıya oturduklarında birbirlerine baktılar.

"Ya sana bir şey olsaydı o camlar arasında?"

"Umurunda mıydı sanki?"
diyince Sunoo'nun kaşları çatılmıştı.

"Cidden trip mi atacaksın yani?"

"Sunghoon hyung'un yanına gitsene ya sen?"

"Bi dakika AHAHAHAHA sen Sunghoon'u mu kıskanıyorsun?"

Ni-ki kafasını başka yere çevirdiğinde Sunoo kendisine neden bu kadar tripli olduğunu anlamıştı sonunda.
İyi de Sunghoon'u neden kıskanıyordu ki? Sevgili olduklarını mı düşünüyordu acaba?

"Ni-ki, inanıp inanmamak sana kalmış ama Sunghoon ile aramda hiçbir şey olmadı, olmayacakta. Bunun için cidden bana trip atacaksan söyle yani ona göre tepki vereyim bir dahakine."

"Sunoo bak senin için kolay gibi gözükebiliyor ama ben anladıysam herkes anlar yani Sunghoon cidden senden hoşlanıyo. Yani bakışları aşırı aşırı değişiyo sana bakınca. Sinir bozucu şey."

"Sen iyice saçmalamadan biz yemeğe inelim bence yoksa Jungwon bizi öldürecek. Hadi yürü bakalım."

Ni-ki oflaya oflaya ayağa kalktığında Sunoo ensesine vurup "Oflama deli" diyince Ni-ki göz devirmişti. Yemek masasına geldiklerinde tek boş kalan yerin Sunghoon'un yan tarafları olduğunu fark edince Ni-ki geri odaya gitmeye çalışmış ancak tam arkasında Sunoo'yu görünce geri masaya dönmüştü. Herkes oturduktan sonra yemeklerini sessiz bir şekilde yemeye başlamışlardı.

Jungwon ortamın gerildiğini anlayınca ortaya rastgele bir şeyler söylemişti.

"İçinize cin mi kaçtı Allah aşkına? Ne bu sessizlik?"
diye sorduğunda bile kimseden cevap alamamıştı.

"Pratik yapalım Hyung. Bu 3 günü bu kadar sakin geçiremeyiz."
Ni-ki hala yemek tabağına bakarken söylediği şey ile Jungwon düşünür gibi yapmış sonrasında da cevap vermişti.

"Tatilde dinlenirsiniz diye düşündüm o yüzden sadece en alt kattaki çalışma odasını açık bıraktım. Ayrıca cidden aşırı yorgunum son klip yüzünden kimse dinlenmeye vakit ayıramadı."

Herkes onaylayınca Ni-ki tabağını bırakıp ayağa kalkmıştı. "İyi, tek başıma çalışacağım ben. Size afiyet olsun." diyip gittiğinde Sunoo neredeyse Ni-ki konuştuğundan beri tuttuğu nefesini bırakmış ve başını elleri arasına almıştı.

Heeseung "Hala mı aynı?" diyince Sunoo başını sallamış ve öylece boşluğa bakmıştı. "Ne yapsam yok, bana mısın demiyor hyung"
Sunoo'nun başına koyduğu ellerinden birini elleri arasına alan Sunghoon "Zamana bırak Sunoo, eminim kabullenemediği şeyler vardır henüz." diyince Sunoo Ni-ki'nin bu yüzden hemen kalkıp gittiğini düşünmüştü.

Bu sefer de Heeseung'un sorusu üzerine bütün dikkatler Jake'e dönmüştü. "Jake, senin neyin var? Biraz durgun gibisin?"

Jake aşağı indirdiği yüzünü biraz sola çevirince Sunoo görmüştü dolan gözlerini. "Bir şey yok Hyung, sadece..." diyip saçını geri attıktan sonra ayağa kalkıp üyelerin yüzüne bakmadan tamamlamıştı konuşmasını. "...sadece biraz yorgunum o kadar, afiyet olsun size ben tokum." diyip Jake de koşarak odasına gittiğinde Sunoo hala Sunghoon'un elleri arasında olan elini çekince kafasındaki yapbozu tamamlamıştı. Jake, Sunghoon'dan hoşlanıyordu.

.....

"Siktiğimin hareketi neden bu kadar zor ya!" Ni-ki kendi kendine yapamadığı harekete kızarken bir anda başına giren ağrı ile oturmak zorunda kalmış ve ani bir şekilde fazla terlemeye başlamıştı. Telefonundan saate baktığında gözleri sanki bakmasını istemiyormuş gibi bir anda kararmıştı. Yemek yememişti, uyuyamamıştı, yorgundu ve hala 3 saattir yaptığı dansa devam etmek istiyordu. "D-devam etmem lazım. Hadi Ni-ki kalk dinlenmek yok." diyip tekrardan ayağa kalkmaya çalıştığı sırada tekrardan ağrı girince yere uzanmak zorunda kalmıştı.

Kendisini aşırı yorduğu için kalbi çarpıntı yapmıştı ve titreyen bir elini kalbinin oraya doğru çıkartmaya çalışmıştı. En sonunda pes edip gözlerini kapattığında gördüğü tek şey kapının bir anda açılıp kesik kesik yanan ışıkta bir bedenin kendine doğru koşturmasıydı...

𝑭𝒂𝒏𝒎𝒆𝒆𝒕𝒊𝒏𝒈 • 𝑺𝒖𝒏𝑲𝒊 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin