𝑭𝒂𝒏𝒎𝒆𝒆𝒕𝒊𝒏𝒈 • 𝑺𝒖𝒏𝑲𝒊 ✓

~

Jungwon'un sorduğu soru herkesin yurdu aramasına neden olmuştu ve tabiki de Jake neredeyse bütün yurdun aranmasına rağmen bulunamamıştı.

"Tanrı aşkına nerede bu çocuk?!"

Jay "Sakin ol Hee, bulacağız onu fazla uzaklaşmış olamaz ya."

Ni-ki"Sunoo, bi gelsene bişi sorcam"
diyince Sunoo Ni-ki ile üyelerden biraz uzak bir yere gitmişlerdi.

"Jake sana bir şey anlattı mı? Herhangi birşey ile alakalı?"

"Aslında...Jake uzun zamandır Sunghoon'dan hoşlanıyormuş. Bizi sarılınca falan görünce biraz sinirlenmiş ve üzülmüş geçen gün öğrendim."

"NE? Yani, Jake bu yüzden mi o kadar ruhsuz geziniyodu etrafta?"

"Evet bana da o yüzden baya sinirli."

"Onu bulursak eğer ben konuşurum onunla hatta Sung hyung'u da alalım onunla da konuşalım."

"Tamam, ilk bulalım ama."
Ni-ki kafa sallayınca tekrardan üyelerin yanına gittiler, ancak onların da durumu pek iyi değildi. Heesung hyung saçlarını çekiştirirken beni en çok şaşırtan Sunghoon olmuştu. Çünkü şu an cenin pozisyonunu almış ağlıyordu. Ben yanına gidecekken gözüm Ni-ki'ye kaydı sanki o da benim yapacağım hamleyi bekliyordu. Jungwon ortamın stresini azaltmak için bir söz söylediğinde hepimizin gözü fal taşı gibi açıldı.

"Bakın şu an olması gerektiğinden fazla endişelisiniz, Han Nehri'nin orada olamaz ya yani saki- HAN NEHRİ!"
Hepimizin korkutuğu şey de buydu işte. Koşarak yurttan çıkmamız ve hepimizin menajerleri de aynı tepkiyi vermesi olayın ciddiyetini arttırmıştı. Ancak Sunghoon hepimizden iki kat fazla hızlı konuşuyordu. Sanırım düşündüğüm şey olacak.
Han Nehri'ne varmamıza saniyeler kala Sunghoon avazı çıktığı kadar bağırmış ve Jake'in oturduğu bankta sıçramasını sağlamıştı. Yanına vardığımızda Sunghoon ellerini dizlerine koymuş derin nefes alırken kontrolü kaybettiği belliydi.

"Tanrım sen iyi misin Jake?! Ya sana birşey olsaydı?! Ya biri g-"
Sunghoon, Jake'in bardaktan boşlarıcasına ağladığını görünce sesini alçaltmış ve sağ tarafında duran direğe sert bir yumruk atmıştı. Heesung Sunghoon'u tutunca yapmamasını söylemiş ve yanına oturtmuştu.

"Sunghoon sakinleş biran önce yoksa yine ceza alacaksın. Ve 2 gün sonraki konsere gelemiyeceksin."

Sunghoon ayağa kalkmış. "Sikerim konseri, ondan daha mı önemli?" diyip işaret parmağıyla Jake'i göstermişti. Yaptığı şeyin farkına varınca derin bir nefes almış ve tekrardan Jake'e dönmüş ve ellerini ellerinin arasına almıştı. Tabii haberi yoktu ki Jake şu an nasıl haldeydi ?

"Nolursun...nolursun bir daha bizden habersiz bir yere gitme. Lütfen.."
Jake, Sunghoon'un yalvarışlarına karşı göz yaşlarını kesememişti. Kafasını iki yana sallayıp bir anda ayağı kalktığında bütün bakışlar kendisine dönmüştü.

"Fazla yakın olma."

Ne ne demek istiyordu?

Jake ağlamasına devam ederken birden gözleri Sunoo'yu yakalamış ve iğneleyici bakışlarını bir ok gibi saplayı vermişti Sunoo'ya.

"Bazıları kıskanır falan, uğraştırma beni onlarla."
diyip üyeleri umursamadan aralarından sıyrılıp kapşonunu kapatmış ve karanlık yolda tek başına yürümüştü. Bütün üyeler ve menajerler peşlerinden giderken Sunoo, içine bir korkunun düştüğünü hissettiğinde koşar adımlarla Jake'e yetişmeye çalışmıştı sarı ışıklarla birlikte.

"Sunoo dikkat et!"
Kornanın çalmasıyla Sunoo hemen Jake'i karşıya ittirmiş ve aracın kendine çarpmasını sağlamıştı. Yarım metre öteye savrulurken gözlerini kapatmış ve sayısız çığlığı duymuştu son kez. Jake ise olduğu yerde çivilenmiş ve avazı çıktığı kadar bağırarak ağlamıştı. Bütün hepsi etrafına koşuştururken etraflarında biriken insanlarla birlikte durum zorlaşmıştı. Ni-ki herkesi ittirip Sunoo'nun yanına çömeldiğinde yüzünü sağa sola çevirip "Ne bakıyorsunuz?! Ambulansı arasanıza!" demişti. Menajerlerden biri telefonundan aradığında 10 dakikaya burada olacağını söylemişti. Herkes salya sümük ağlarken Ni-ki Jake'e şişmiş gözleriyle öldürecekmiş gibi bakarken yaklaşık 5 dakika sonra ambulansın gelmesiyle herkes dağılmış ve araçtan iki kişi çıkıp Sunoo'yu sedyeye bindirip ambulansa girdiklerinde hemşire yanlarına sadece 2 kişinin gelebileceğini ve diğerlerinin başka bir araçla gelmeleri gerektiğini söylemişti.