~

553 58 87
                                    

Üyelerin hepsi sağ salim yurda döndüklerinde Jake, Sunoo'nun kolunu omzuna atmış ve yavaşça sarsmadan kendi odasına çıkartmış ve uzandırmıştı.

"Bir şey ister misin? Kıyafet getireyim mi? Su ister misin? Peluşlarımdan birini vereyim mi?"

Sunoo, Jake'in bu tatlı telaşına kıkırdamadan edememişti.

"Gerek yok Jake, ben gayet iyiyim zaten hastanede de aynı soruları belki 200 defa sordun, cidden iyiyim."

"Olsun, ben sana yemek alıp geleyim yine de. O hastanedeki çorbayı hiç gözüm tutmadı benim."

"Sen bilirsin."
diyip koşarak odadan çıktığında bu sefer de odaya Ni-ki girmişti.

"Onun nesi var?"

"Yemek almaya gitti."

"Anladım, sen nasılsın? İyi misin ağrın var mı?"

"Yok iyiyim, sadece hafif başım ağrıyo o da geçer birazdan."
Ni-ki, gülümsediğinde Sunoo'nun hemen yanına sandalye çekmiş ve elini yüzüne çıkartıp nazikçe okşamıştı. "Çok korktum, seni kaybedeceğim diye çok korktum. Bir daha göremeyeceğimden, bir daha vanilya kokunu içime çekemeyeceğimden çok korktum."

"Ni-ki..ben özür dilerim."

Ni-ki'nin kafası karışmıştı. Ne için özür dilemişti ki?

"Ne için Sunoo?"

"Bu hafta içinde yaşadığımız her şeyden özür dilerim."

Ni-ki'nin de aklına bu hafta yaşadıkları gelince kafasını sağa sola sallamıştı. Bu halde bile kendisini düşünmüyordu.

"Şimdi bunları boşver Sunoo, sadece dinlen. Onları konuşmak için yeterince zamanımız olacak zaten. Tamam mı?"

Sunoo başı ile Ni-ki'yi onayladığında Ni-ki sandalyeden kalkıp Sunoo'ya uzandığında alnına ufak bir buse kondurmuş ve geri çekilmişti. Bu sefer de Ni-ki odadan çıktığında Jake odaya girmişti elinde çeşit yemek tepsiyle.

"Ben geldiiiiim!"

"Oha, Jake bütün bunlara ne gerek vardı?"

"Ne demek ne gerek vardı? Çok gerek vardı şimdi sus da yemek yedireyim."
Jake tepsiyi hemen başucuna koyduğunda yemekten bir kaşık alıp ağzına doğru tutmuştu. Jake Sunoo'nun ağzını açmasını beklerken Sunoo sadece Jake'in gözlerine bakmakla meşguldü.

"Açmicak mısın ağzını?"
Sunoo hala Jake'e bakmaya devam ederken Jake Sunoo'nun bir şeyler söylemek istediğini anlamış ve kaşığı tekrardan yemeğin içine bırakmıştı.

"Seni dinliyorum Sunoo."

"Belki diğer üyeler söylemiştir? Ama ben içinin rahat etmesi için tekrar söyleyeyim. Jake, Sunghoon ile aramda hiçbir şey olmadı ve olmayacakta yani o benim için bir kardeş anlatabilitor muyum? Ve o kadardan da fazlası olmayacak."

"Biliyorum Sunoo, Ni-ki bunu bana uygulamalı olarak da olsa anlattı zaten."

"Bi dk nasıl?"

"Ehem, boşver şimdi bunları hadi YEMEK SOĞUDU BE!"
Jake tekrardan yemeği uzattığında Sunoo gülerek yemeği yemişti. Jake bir süre sonra yemek yerken kendi küçüklük anılarını anlatarak Sunoo'yu güldürmeye çalışmış ve başarılı da olmuştu.

"İşte o günden sonra asla lise son sınıflı bir abiden dayak yememek için kimseyle konuşmamıştım."

"Ya sen saf mısın peki müdüre de mi söylemedin?"

"Sunoo bizim müdür müdür değildi bak derste durduk yere anons yapıyodu adam, ya da mikrofonu açık unutuyodu. Garip garip sesler geliyodu ya mikrofondan."
dediğinde ikisi birlikte kahkaha atmaya başlamıştı. Yaklaşık birkaç dakika sonra içeriye üyeler de girdiğinde ikisi de bakışlarını üyelere çevirmişti. Ancak yüzlerinde pek mutlu bir hal yoktu.

"Jay Hyung, bir sorun mu var?"
Jay cevaplamamak yerine elindeki telefonu Jake'e doğru uzattığında gördüğü haber ile bütün gülümsemesi  solmuştu. Sunoo'nun başına gelen olayın tamamen Jake'in suçu olduğu ve bununla alakalı zibilyon tane nefret yorumu vardı Jake'e karşı.
Her yorumda ya ölüm tehditleri ya da aşırı derecede kaba ve iğrenç konuşmalar yazmışlardı.
Jake derin bir nefes aldı ve zoraki gülümseyerek gözlerini üyelerde gezdirmişti.

"Bunu kaldırabilirim, sorun yok."

.............

2 hafta sonraki konser günü

"Herkes hazır mı?"
diye sormuştu Jungwon, bütün üyeler onayladıklarında hepsi birbirlerine destek verirmiş gibi sırtlarını patpatlamış ve sahneye çıkmışlardı.
Sunoo, geçirdiği kazadan dolayı dans edemeyecek ancak hemen üyelerin yanında sandalyede oturuyor olacaktı. Şarkı başladığı anda bütün üyeler kusursuz bir şekilde şarkılarını söyleyip danslarını etmişlerdi. Şimdi ise herkes farklı bir yere dağılmıştı. Bazıları ortalarda bazıları kenarlarda gezinirken Jake de tam ortadaydı. Hayranları Jake'i orada gördüğünde bazıları elindeki pankartları havaya tutmuş ve yazıyı görmesini sağlamıştı.
Pankartta kendisi ile alakalı aşırı çirkin sözler bulundururken yüzündeki ifadeyi silmemeye çalıştı Jake. Ancak aralarından birisi elinde tuttuğu şişeyi kafasına fırlattığında tam gözüne gelmiş ve Jake'in geri sendelemesine neden olmuştu.

İşin kötü kısmı şişenin kapağının üzerine yapıştırdıkları sivri iğnelerdi. İğnenin ucu yukarıdan bakıldığında neredeyse gözükmüyordu ancak yandan bakıldığında yaklaşık 10-15 tane iğnenin şişenin kapağını delip batırdıkları bariz belli oluyordu ve bu da tam olarak Jake'in gözüne gelmişti.
Şişe yere düştüğünde onunla birlikte Jake elini gözüne tutarak akan kanı saklamaya çalışmış ve koşarak sahneden çıkmıştı. Üyelerden bazıları ne olduğunu anlamasa da Sunghoon sahneye atılan şişeyi eline aldığında anlamıştı bütün olayı.

"Siktir, bu iğnelerde ne böyle." diye içinden geçirmişti Sunghoon. Herkesi sağneden indirmeden önce Jungwon elindeki mikrofonu ağzına tutmuş ve 'Üyelerimize verdiğiniz hasardan dolayı bugünki konseri devam ettiremeyeceğimizi söylemek istiyorum' diyip o da koşarak sahneden çıkmıştı.

Çoğu menajer Jake'in yüzüne pansuman yapmaya çalışsa da iğne o kadar ince batmıştı ki yüzünü hareket ettirdiği anda tekrar kanıyordu. Üyeler koşarak yanına geldiğinde gözünün etrafının ince ince delinmiş olduğunu fark edince oldukları yerde kalmışlardı. Sunghoon şişeyi menajerlere gösterdiğinde Jake bütün herkesin ilgisinin şişeye odaklandığını fark ettiğinde koşarak oradan ayrılmış ve direkt olarak BigHit binasına doğru yola çıkmıştı araca atlayarak. Binanın oraya geldiğinde en üs kata yani CEO'nun yanına çıkmıştı. Kapıyı tıklattığında hala elinde tuttuğu mendili çekmemekle beraber içeriye girmiş ve tam karşısında durmuştu.

"Enhypen'da devam edemem...Gruptan ayrılmak istiyorum."

𝑭𝒂𝒏𝒎𝒆𝒆𝒕𝒊𝒏𝒈 • 𝑺𝒖𝒏𝑲𝒊 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin