𝑭𝒂𝒏𝒎𝒆𝒆𝒕𝒊𝒏𝒈 • 𝑺𝒖𝒏𝑲𝒊 ✓

~

Bu bölümü skzxanimemylife 'e mutluluğunu tekrardan elde edebilmesi için yazıyorum. Seni üzen her kimse onun da başına aynısı gelir de belki az buçuk anlar seni canım :) 🌹Başka türlü insanların düzeleceği yok maalesef..

.....

İçeriden çıkan doktora doğru ilerlemişti herkes. Mutluluk muydu bu hissin adı? Yoksa umutsuzluk mu ? Yoksa umutsuz olmanın verdiği mutluluk muydu? Doktorun yüz ifadesi çoğu kişiyi meraka düşürürken doktor maskesini çıkarmış ve güler yüzü ile bütün üyelere o bekledikleri iyi haberi vermişti.

"Çocuklar Sunoo, gayet iyi. Sadece derinin altındaki tabaka biraz zedelenmiş orasını da hallettik. Arkadaşınız şu an uyanık hatta isimlerinizi sayıkladı bir an."

Herkes derin bir oh çektiğinde Ni-ki en öne gelip ne zaman görebileceklerini sormuştu.
Hemşire ise gülerek "yan taraftaki odaya alacağımız zaman görebilirsiniz" demişti. Herkes birbirine sarılırken aralarında sadece Jake yoktu. Üyeler onu dikkatlice süzdüklerinde gözlerinden yaş yerine başka bir sıvı geldiğini fark ettiklerinde fazla geç olmuştu. Üyelere belli etmeden o kadar çok ağlamıştı ki artık gözünden kan akmaya başlamıştı. Sunghoon yanına gidip gözünü selpakla sildiğinde daha da ağlamaya başlamıştı.

"Şşşt, sakin ol bak ağlama artık o da iyi tamam mı?"

"Nasıl ağlamayayım ha? Benim yüzümden oldu herşey? Zaten Ni-ki ve Sunoo'nun olayı verken bir de benim iğrenç tavırlarımla hepinizin daha da kafası karıştı. O gün Sunoo'ya sarıldığında o kadar çok kıskandım ki seni bir an ikinizi de ayırasım vardı. Sen her Sunoo'ya yakın olduğunda onu boğazlayasım vardı. Neden biliyor musun ? Çünkü ben sürekli kendini süşünen bir şerefsizim! Bencil, aptal herşeyde bir bok çıkartan biriyim. Ve biliyor musunuz? Gruptan ayrılmam hepiniz için çok iyi olacak." dediğinde durmuştu bütün hayat üyeler için. Rüyadalar mıydı? Yoksa başka bir evdende mi?

"Ne? Ne demek gruptan ayrılıyorum?"

Jake, Heesung'a döndüğünde sahte bir gülümseme ile yanıtlamıştı.

"Sence, bu kazadan sonra benim grupta kalıp yaranıza tus basmam ne kadar mantıklı hyung?"
Bütün herkes sessizleşmişti. Edecek tek bir kelime bile bulamıyolardı. Enhypen'dan 1 kişinin eksilmesi bütün grubun sonunu getirecek bir şeydi.

"Jake, kazaya sen sebep olmadı-"

"Yalana gerek yok Jay Hyung, kazaya sebep olan kişi benim bu yüzden ayrılıyorum zaten."
Jake herkesin önünde son kez eğildiğinde Sunghoon koşar adımlarla kolundan tuttuğu gibi kendine çevirmiş ve dudağını kendi dudakları arasında esir almıştı. Jake'in elleri Sunghoon'un omuzlarındayken Sunghoon'un elleri Jake'in etradındaydı kaçamaması için.
Üyelerden bazıları telefonundan fotoğraflarını çekerken bazıları ise gülme krizine girmişti bile. Ayrılmalarına sebep olan şey Jake'in gözündeki damlayan son kan damlası olmuştu.

Ayrılmalarına rağmen alınları birbirlerine dayanmış bir şekilde duruyolardı çünkü Sunghoon Jake'in kaçmaması için ona bir çit kurmuş gibiydi.

"Şimdi, ayrılacak mısın gruptan?"
Sunghoon'un söyledikleri üzerine bütün bakışlar Jake'e dönmüştü.

"Ben...Sunoo'nun yüzüne nasıl bakacağım? O..beni hiçbir zaman affetmeyecek."

"Ni-ki..."
Aralarında duydukları yabancı ses ile herkes arkalarında onları dinleyen sedyede kendilerine bakan Sunoo'ya odaklanmıştı.

"Sunoo'm!"
Ni-ki, Sunoo'nun yanına geldiğinde yanaklarına sayısız öpücük kondurmuştu ve bu da Sunoo'nun gıdıklanmasına neden olmuştu.

"Tamam...dur...gıdıklandım..."
Ni-ki geri çekildiğinde bakışlar hemşireye döndü.

"O gayet iyi, yandaki odada sırayla konuşabilirsiniz."
Herkes hemşireyi onayladığında odaya sırasıyla Heesung, Jungwon, Jay, Sunghoon girmişti. Sıra Jake ve Ni-ki'deydi. Ancak ilk hangisi girecekti?

"Eee, hadi ikinizden biri girsin."
Jake kafasını eğmiş hiçkimsenin yüzüne bakamazken Ni-ki Jake'in yanına gitmiş ve girmesi için iteklemişti.

"Ben giremem."

"Nedenmiş o?"

"O yüz yok bende. Ayrıca bence şu an benden nefret ediyor."
Ni-ki Jake'in yüzünü kaldırdığında kıkırdamıştı.

"Yüzüne bir yumruk daha indirmeden koş şimdi."
İkisi de bu sefer güldüğünde Jake Sunoo'nun olduğu odaya girmiş ve utangaç adımlarla yanına oturmuştu.

"Jake.."

Jake kafasını kaldırmamamıştı. Korkuyordu. Yüzüne karşı bütün nefret kelimelerini söyleyeceğini düşündüğü için yüzüne bakamıyordu.

"Bana bakar mısın?"

"Bakamam Sunoo, şu an buraya hangi yüzle geldim onu bile bilmiyorum."

Jake, eline değen ten ile bakışlarını Sunoo'ya çıkarmış ve tekrar gözleri dolmuştu.

"Biliyor musun Jake, çok ağlaksın ya."
Sunoo gülünce Jake Sunoo'nun canını acıtmadan da olsa sarılmıştı. Vanilya kokusunu içine çekerken Sunoo'da yavaşça sarılmıştı Jake'e. Ayrıldıklarında Sunoo, Jake'in gözündeki kırmızılığı fark etmişti.

"Gözlerin...kan çanağı gibi olmuş. Sen...ne kadar süredir ağladın?"

"Seni o yolda o şekilde gördüğümden beri..."

"Kan ağlamışsın, çok fazla. Neden! İyi olacağımı üyeler söylemedi mi?! Neden bu kadar yıprattın kendini?!"

"Çünkü hak ettim! Seni bu hale düşüren benim! Seni mahveden, seni kıskanan, seni koruyamayan benim! Hakettim..hem de fazlasıyla."

Sunoo, Jake'i tekrar kendini çekip sarıldığında Jake de sarılmıştı.

"Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim..."

"Dileme, eğer ki dileyeceksen de seni bir şansla affederim."

Jake hemen ayrılıp Sunoo'ya gözlerini diktiğinde kıkırdamıştı Sunoo.

"Bir daha asla bu denli ağlamayacaksın. Duydun mu beni?!"
Jake mutluluktan sandalyeden kalkıp çocuklar gibi sevindiğinde Sunoo'nun yüzüne sayısız öpücük kondurmuştu.

"Söz*muck*söz*muck*söz*muck"

"Tamam tamam yeter !"

İkisi de güler yüzle birbirlerine bakarken ve gülerken kapının pat diye açılmasıyla ikisi de kapıya bakmıştı.

Jungwon, Ni-ki'yi sabit tutmaya çalışırken Ni-ki çırpınıyordu Sunoo'nun yanına gidebilmek için.

"Jake, gözünü seveyim şu et görmüş köpek gibi saldırıyo herkese çık da bi rahatlayalım artık."
İkisi de gülünce Jake son kez Sunoo'nun elini tutmuş ve çıkmıştı. Bu esnada da Junwon Ni-ki'yi bırakmış ve kapıdan girmesine izin vermişti.
Herkes Jake'in yüzünün güldüğünü fark edince Sunghoon aralarından çıkıp sarılmıştı Jake'e.

"Lütfen gidelim evimize..."

"Yurt değil miyd-"

"Hayır Jungwon, evimize gidelim. Hepimiz..."

.....

Coğrafyanın amk