~

533 55 31
                                    

Herkes çok heyecanlıydı, uzun zamandır üzerlerinde çalıştıkları 'Bite Me'nin ilk performanslarını sergileyeceklerdi. Kendilerinden önce bir grup vardı. Şuan onlar performanslarını gayet başarılı bir şekilde sergilerken herkes son hazırlıklarını yapıyordu. Jay ve Jungwon birbirlerine yaslanarak telefondan oyun oynarken, Heesung, Jake ve Sunghoon sözleri tekrarlıyorlardı. Sunoo ve Ni-ki ise makyajlarını tazeletiyorlardı.

"Ya Jay Hyung, özür dilerim ama gerizekalı mısın? Adam sana doğru geliyo sen hala sağ taraftakilerle ilgileniyorsun." diyerek sitem etmişti Jungwon.

"Ya bak diyorum oyun sürekli donuyo oynayamıyorum." dediğinde Jungwon göz devirmişti. Her oyun oynayışlarında Jay sayesinde sürekli kaybetmeleri Jungwon'un küçük sevimli hallerini kaybetmesine neden oluyordu.

"Eğer seninki donsaydı benimki de donardı canım?" demiş ve vücudunu Jay'e doğru döndürmüştü.
"Bir dahakine yeneriz söz güzelim" demesiyle Jungwon'a göz kırpmış ve yanından ayrılıp Heeung, Jake ve Sunghoon'a katılmıştı. "Ben az önce ne yaşadım ?" demişti Jungwon içinden. Hyung'u resmen kendisine güzelim demişti. Kafasını sağa sola sallayarak gerçek dünyaya döndüğünde o da diğerlerine katılmıştı.

"Sarı saç sana çok yakıştı" demişti Sunoo elindeki telefona bakmaya devam ederken. Uzun süredir söylemek istiyordu aslında.

"Teşekkür ederim" diyerek cevaplamıştı Ni-ki, Sunoo'yu. Bu kadar sade cevaplar vermek onu üzse de şuanda çalışanların yanındayken bunları demeleri pek de doğru olmazdı. "Ne izliyorsun?" diyerek bu sefer de kendisi soru yöneltmişti Sunoo'ya.
Sunoo ise hala kafasını kaldırmadan "Bay Kim'in bize verdiği performansı izliyorum." dediğinde Ni-ki de kafasını çevirmişti sola doğru. "Cidden bu dansı mı yapacağız şimdi?" demişti Sunoo. "Ben bu dansı yapamam ki elim ayağıma dolaşır benim. Zaten sakarım." dediğinde Ni-ki sırıtmıştı. Dansta fazla temas vardı, fazla yakınlaşma vardı hatta en sonda kırmızı gömlekli ile siyah gömleklinin arasındaki mesafe görünmeyecek kadar azalıyordu.

"Bence dans gayet güzel." dediğinde Sunoo göz devirmişti. "Sana göre." dediğinde Ni-ki kendi makyözünün biraz uzağa gittiğini fark ettiğinde Sunoo'nun kulağına yanaşmış ve "Senin için de sorun olacağını zannetmem, önceden yaptığımız birşey sonuçta" dediğinde Sunoo kafasını aniden sağa çevirmiş ve dirseğiyle Ni-ki'nin omzuna vurmuştu.
"Kapa çeneni Nishimura." dediğinde Ni-ki kıkırdamış ve tekrardan düzgün bir şekilde oturmuştu. Eli ile bir süre omzunu ovuşturduğunda Sunoo zafer kazanmış gibi gülümsemiş ve alaycı gibi görünen tavrıyla izlemeye devam etmişti.

.....

"Hadi arkadaşlar şimdi bizim sıramız!" diyerek bağırmıştı Jungwon.
Bütün üyeler kendini hazır hissettiğinde bir arada toplanmış ve ekranın hemen arkasında durmuş sahnedeki grubun inmesini bekliyorlardı.
En önde Jungwon arkasında Heesung, Jay, Sunoo, Ni-ki, Jake ve Sunghoon hizalanmıştı. Jake'in mikrofonu tutan eli titrediğinde arkasında duran Sunghoon kendi elini üzerine koymuş ve sakinleşmesine yardımcı olmaya çalışmıştı. Ancak şimdi de Jake'in kalbi maratonda koşarcasına atıyordu resmen.

"Sakin ol, en iyisini yapacağız..hep birlikte.." dediğinde Jake kafasını sallamış ve grup sahneden indiğinde bir süre ışıklar kapanmış ve üyeler sahnede yerini aldığında ışıklar tekrardan açılmıştı. Fanları onları gördükleri anda delirircesine bağırırken konserleri başlamıştı.
Herşey sorunsuz ilerliyordu, herkes birbirlerine senkronize olmuş ve adeta gökyüzünde süzülürcesine dansını yaparken tıpkı birer meleği anımsatıyorlardı. Jake kendi kısmını söylerken önceden aldığı hasardan dolayı önde olma korkusu yaşarken partının kısa olmasına şükretmişti içinden. (O sırada şarkıyı dinlemeyen ben : 👀 sallıyorum bu arada)

Konserin bitiminde de aynı başlangıçta olduğu gibi herkes çok beğendiğini belli eder gibi delirmişçesine bağırırken herkes çok yorgun ama aynı zamanda mutlu gözüküyordu. Bu onları da fanlarını da mutlu ederken şuanda bütün üyelerin düşündüğü tek şey yarınki fan meetingin nasıl geçeceğiydi.
Herkes kulise giderken fanlarını unutmamış ve onlara kalpler yaparak sahneden ayrılmışlardı. Bütün menajerler, makyözler onları tebrik ederken Jay ve Heesung kendini koltuğa atmış ve kafalarını arkaya yaslamıştı. Ni-ki ve Sunghoon da aynı şekilde kendilerini duvara yaslamış derin nefesler alıp verirken Jake kendini direkt olarak yere atmıştı. Aynı anda yorgunluk, halsizlik ve endişe hissettiğinden bütün gücünün bittiğini anlamıştı ve daha da ileriye gidemeden yere atmıştı kendini.

"Kalk yerden....hasta olcan.." diyen Sunoo'ya karşılık Jake kafasını yavaşça sağa sola sallamış ve gerek olmadığını vurgulamıştı. Jungwon "Ya inat etme işte kalk" diyerek üzerine gittiğinde Sunghoon göz devirmiş ve "O böyle kalkar mı sizce?" diyerek yanlarına geldiğinde yere eğilmiş ve Jake'i kucağına alarak koltuğa oturtmuştu. Sunoo ve Jungwon kıkırdamış ve onlar da koltuğa oturmuşlardı. Sunoo "Biz onu yapamıyoruz üzgünüm." dediğinde Sunghoon kafasını ikiliye çevirmiş ve "Neden?" diye sormuştu. Telefonuyla ilgilenmeye başlayan Jungwon ise "Onu söyleyemiyoruz maalesef." demiş ve ikisi birden gülmeye başlamıştı. Bunu duyan Sunghoon ise 'Siz gerizekalı mısınız?' bakışı atarken gideceklerini duyduklarında herkes ayaklanmış gitmeye hazırlanırken Jake baygın gibi duruyordu. Menajer Jake'i dürterken Sunghoon kendisinin taşıyabileceğini söylediğinde menajer biraz üstelese de Sunghoon çoktan Jake ile birlikte arabalara doğru gitmişlerdi. Şoför arabayı açtığında ikisi binmiş ve arkalarından diğer üyeler gelmişti.

Herkes çok yorgun olmasına rağmen hala enerjik duran Ni-ki ve Heesung
onların da biraz da olsa enerji kazanmasına yardımcı olmuştu. Sunoo ve Jake cam kenarında. Sunoo'nun yanında Ni-ki ve Jay, Jake'in yanında ise Sunghoon ve Heesung vardı. Jungwon ise en öne oturmuştu. Sunoo dinlenmek için gözlerini kapatırken uyuyakalmış ve kafası Ni-ki'nin omzuna düşmüştü.

Ni-ki de bunu fırsat bilerek kendi kafasını da onun kafasının üzerine koyarak vanilya kokusuyla kendisi de uykuya dalmıştı. Jungwon ve Heesung'da uyurken Jay yine kaybettiği oyunları oynuyordu. Jake ve Sunghoon ise...tarif edilemezdi belki de..
"Su.." diyerek isteğini belli ettiğinde arkalarında oturan menajerlerden biri su uzatmış ve Sunghoon da içmesine yardımcı olmuştu.
"Al bakalım.." dediğinde Jake ağzını açmış ve suyun boğazından akmasına izin vermişti. İçtikten sonra rahatladığını hissetmiş ve "Teşekkür ederim.." demişti. Sunghoon ise Jake'in bu tatlı görüntüsüne karşılık menajerlerle aralarındaki siyah perdeyi çektiklerinde emin olmak için son kez etrafına bakmış ve kimsenin kendilerine bakmadığından emin olmuştu.

"Daha iyi misin?" diye soruyu soran Sunghoon'a cevap olarak Jake kafasını sallamış ve gözlerini zorla da olsa açıp kendi deniziyle onun gözlerindeki toprağı yeşertmişti..
"Çok iyi iş çıkarttık bugün, hepbirlikte." demiş ve gülümsemişti.
"Senin kadar yapamasam da..denedim birşeyler" demiş ve tekrardan gözlerini kapatıp kafasını cama yaslamıştı. Bir süre böyle giderken kasisten geçmişlerdi ve hâliyle Jake'in kafası cama çarpmış ve uyanmasına neden olmuştu. Eliyle kafasındaki sızıyı hapsederken Sunghoon bir eliyle Jake'i kendine çekmiş ve cama yapışmamasını sağlamıştı. "Çok acıdı mı canın?" diye sorunca Jake "Eh işte biraz" demiş ve bunun sonucunda da Sunghoon kafasında çarptığı yere minik bir buse kondurmuştu.

Yaptığı hareket Jake'in kalbini hızlandırsa da biraz daha itiraz etmişti. Tanımasaydınız büyük ihtimal 'sarhoş' diyerek damgayı basardınız. "Sanırım dudağımı da cama vurmuş olmalıyım orası da çok sızlıyor." dediğinde Sunghoon gülümsemiş ve sanki bunu demesini beklermiş gibi ani bir hareketle dudağına uzun bir öpücük bırakmıştı. Ancak hemen sonra ayrılmış ve kulağına yaklaşarak "Şuanda bulunduğumuz ortam pek rahat değil yurda gidelim ben sana orada veririm hediyeni." dediğinde bu sefer ikisi de gülümsemiş ve yurda varana kadar uyuyaklamışlardı.

.....

JakeHoon >>>>

𝑭𝒂𝒏𝒎𝒆𝒆𝒕𝒊𝒏𝒈 • 𝑺𝒖𝒏𝑲𝒊 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin