Eline aldığı sopayla karşısındaki çocuğa vurmuştu.
Çocuk ensesini tutup olduğu yere eğilmişti.
Changbin arkasından gelip çocuğu kaldırmıştı."İyi misin? "
"Hıhı bırak beni "
"İyi değilsin hadi gel gidelim"
Changbin zor çabalar sayesinde ikna etmişti.
Önce onu koltuğa oturtmuş ardından ise acı bir kahve yapmıştı.
Kafasının altına ise bir buz torbası koymuştu.Bir kişinin ölmesini kaldıramazdı.
Ölmeyi hak etmeyen insanlar ölmek istiyordu.Changbin oturma odasında koltukta uyuyan çocuğun karşısındaki koltuğa oturup hikâye yazmaya başladı...
...
Saat 04.36
Çocuk acıyla inlemişti elini ensesine götürmüştü.
Gözlerini yavaş yavaş araladığın da karşısındaki beden ile irkilmişti."İyi misin? "
"Sen kimsin? "
"Parkı hatırladın mı konuşmuştuk dün gece"
"Benim burada ne işim var ve bana ne yaptın? "
"En son ölmeye gidiyordun tabi ondan önce bana nefretini kustun sonra bende dayanamayıp sen ölme diye bir sopayla ensene geçirdim sonra seni evime getirdim."
"Nesin sen iyilik meleğimi her ölmek isteyeni engelliyorsun ayrıca ölümüm ellerinden olacakmış çok iyi vurmuşsun"
"Yani galiba meleğim bilmiyorum ve gayet hafif vurdum."
Çocuk gözlerini kapatıp başını elleri arasına aldı.
Karşısındaki bedene saldıracaktı..."Teşekkür ederim ölmemi engellemeye çalışırken öldürdüğün için sağol neyse ben artık gideyim."
Çocuk ayağa kalktığı anda geri oturmuştu. Başını tutuyordu.
"İyi misin? "
"Mükemmelim"
"Sen böyle herkesi tersliyor musun yoksa banamı özel? "
"Sence? "
"Bana özel en başta anladım sevmedin sen beni"
"Yok ya bayıldım ben sana ölücem şurada. "
"Ah herkes böyle der galiba fazla yakışıklıyım"
Changbin ısrarla çocuğun üsttüne gidiyor deli ediyordu.
"Evet şuan sana bakarken gözlerim kamaşıyor güneşsin mübarek"
"Utandım bak"
Changbin pis pis sırıtmıştı.
Çocuk gözlerini kapatmıştı."Tanrım lütfen şuracıkta canımı al "
"O dua kabul olmuyor boşuna deneme"