Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
eren yeager ile güneşin ışıklarının pencereden yüzünüze vurduğu bir güne uyanmanız imkansızdır. çünkü uykusu oldukça derin olan bu adam (hiç adam diyesim de gelmiyor aslında. o benim gözümde hâlâ bir çocuk🤧), sabah erken saatlerde kalkmaz.
işe gittiği zamanlarda bile erken kalkmakta oldukça zorlanan birinden söz ediyoruz. tatil günlerinde ise uyanmak bilmiyor. seslenmeniz, üzerindeki yorganı çekiştirmeniz, bağırmanız, gıdıklamanız onu uyandırmak için etkili olmaz.
bunları yaptığınızda kıçını öbür tarafa döndürerek uyumaya devam eder, ancak o uyku meraklısı kıçına tekme atacak olursanız uykusu açılabilir.
hissettiği acıyla yüzünü buruştururken sizin olduğunuz tarafa doğru döner ve sinirli yüz ifadenizle karşılaşır. uyanmazsa götüne bir şeyler sokacağınızı anlayarak yorganı üstünden atar.
o banyoya gidip elini yüzünü yıkarken siz yatakları toplarsınız. geri geldiğinde arkanızdan size sarılarak elinizdeki yorganı bırakmanızı sağlar.
belinizi sıkıca tutarken aslında sinirinizin geçip geçmediğini anlamaya çalışıyordur.
eğer siniriniz geçmişse başını boynunuza gömer ve birkaç öpücük bırakır. bu hareketi sizi huylandırdığı için başınızı hafifçe yana çevirirsiniz ve bu da onun işine gelir!
öpmeyi bıraksa da boynunuzdaki nefesi içinizi titretir ve gıdıklanmanıza sebep olur. bu gıdıklanma sebebiyle güldüğünüzde içindeki kelebeklerin kanat çırpmasına engel olamaz.
eğer siniriniz geçmemişse eren'in çözümü sizinle uğraşmaya devam etmektir. çivi çiviyi söker tarzı bir şey deniyor sanırım. sizi yatağa itekler ve gıdıklamaya başlar.
bazen sinirle onun karnına tekme atarsınız ve odayı terk edersiniz. bu durumda gönlünüzü başka şekilde almaya çalışır. bu da kahvaltıda yaptığı leziz tostlarla olur sanırım. bi tost ne kadar lezzetli olabilir demeyin, ben yedim, çok lezzetli oluyor.
tabiki siz de bu lezzete karşı koyamazsınız ve onu affedersiniz. yine de bu geç kalktığı için onu azarlamanıza engel değil. sizin haklı olduğunuzu bildiği için azarlamalarınızı dinliyor, hem de hafif bir suçluluk duygusuyla birlikte.
uyandırılması oldukça zor olan bu adam, bazı günler şaşırtıcı bir şekilde erken kalkıyor. siz daha kalkmamışken onun kıyafetlerini giydiğini görüyorsunuz.
siz uykulu uykulu onu izlerken bakışlarınızı fark ediyor ve tişörtünü henüz giymemiş olduğu hâlde yanınıza geliyor.
her zaman onu uyandıran siz oluyorsunuz fakat arada sizi şaşırtmayı seviyor.
gözleriniz açık olduğu hâlde sizi uyandırma bahanesiyle yüzünüzün her tarafını öpücüklerle dolduruyor.
gülerek onu uzaklaştırmaya çalıştığınızda elleriniz onun çıplak göğsünü buluyor. istediği şeye ulaşmanın verdiği mutlulukla size gülümsüyor ve kocaman gövdesiyle size sarılıyor.
eren yeager, uykusuna düşkün bir adam olsa da, en çok düşkün olduğu şey sizsiniz.
ilk defa headcanon yazdim, nasil oldu bilmiyorum..
