fear

179 8 1
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.













eren:
ölebiliriz,
yaşayabiliriz
yanımda olduğun sürece
yaşamayı ya da ölmeyi umursamıyorum.

siz:
ama ben umursuyorum?
o yüzden ölmesen iyi edersin aptal çocuk
hem nereden çıktı bunlar?

eren:
bilmem
seni kaybetmiş gibi hissettim bi anlığına
belki de kendim kaybolmuş hissettim..
bilmiyorum gerçekten
sen de diyorsundur
bu çocuğun kafasına taş mı düştü?
aşka mı geldi?
ne bu söyledikleri?
haklısın tabi
özür dilerim

siz:
hopp
orada dur bakiyim yakışıklı
şaşırmış olabilirim
kafana taş mı düştü diye düşünmüş de olabilirim
ama bu demek değil ki
özür dilemen lazım.
neden özür diliyorsun?
bir şey mi oldu eren?

eren:
:)
ne olabilir meleğim?
bilmiyor değilsin sen de,
hani insanın içine bir sıkıntı düşer ya bazen.
kalbi sıkışır, ölüyormuş gibi hisseder
ama duyduğu ruhsal acı fiziksel acıyı çoktan yok etmiştir

siz:
bak eren
delirtme beni
kendine bir bok yaparsan
ağzına tükürürüm
çok ciddiyim
lütfen
neden böyle hissediyorsun..

eren:
bilsem,
ah bi bilsem..
sana söylemez miyim sanıyorsun?

siz:
söylersin
söylersin tabi ya..
bekle
evine geliyorum

eren:
güzelim
gerek yok
senin de kafanı bulandırmayayım

siz:
şşşş
sus bakalım koca bebek
az sonra yanında olacağım ve
sana sarılacağım.
kocaman, sımsıkı.
söz veriyorum <3

eren:
yn..
gelmesen mi?
içimde kötü bir his var
seni özledim ama
dikkatli ol lütfen
çok dikkatli ol, tamam mı?
dışarı çıkınca telefonunu açıp bakmıyorsun
her zaman böyle yapıyorsun
beni endişelendiriyorsun
iyi olacaksın değil mi?
Tanrı aşkına, bugün neden böyleyim.
tabiki iyi olacaksın,
bana söz verdin sen.

Telefonunu koltuğun yanındaki sehpaya bıraktı ve gözlerini kapattı. Bir yandan da derin nefesler alıp veriyordu, içinde büyük bir sıkıntı vardı ama bunun temelinde ne yatıyordu? Korkuyordu.

Eren Yeager, temelde korkusuz bir adamdı. Neden korkacakmış ki? Kendini koruyabilecek güce sahip, korkması için hiçbir sebep yok. Ama seni koruyabilecek güce de sahip mi? Senin korkmanı engelleyebilir mi?

Kendini sakinleştirmeye çalışsa da, göğüs kafesinden fırlayacakmış gibi atan kalbi buna engel oluyordu. En sonunda dayanamadı ve gözlerini açtı.

Mutfağa doğru ilerledi. Önce bir bardak su içecekti, sonra da seninle birlikte yemek için bir şeyler hazırlayacaktı. Sen, sen onu sakinleştirirdin nasıl olsa. Bundan şüphesi yoktu.

Aldığı su bardağını doldurduktan sonra bir kolunu tezgâha yaslayarak yudumladı. Ama boğazından geçen her su damlası birer zehirdi sanki.

Henüz bardağındaki suyu tamamen bitirmemişken ellerini gevşetti, ve duyduğu tek şey kırılan cam parçaları oldu. Bilerek yapmamıştı, hayır.

Yere düşüp kırılan senmişsin gibi doldu yeşil ve güzel gözleri. Ağlamasını bastırmak için alt dudağını ısırıyordu. Ama hayır, ona iyi gelebilecek tek şey sendin. Bir bardak dolusu su değil, kırılmış camlar değil.

Bardağın kırılmasına sebep olan güç, bu kez onun evden dışarı çıkmasına sebep oldu. Sanki buradaymışsın gibi çevresine bakıyordu.

Uzaklardan gelen seni gördüğünde cılız bir gülümseme oluştu kurumuş dudaklarında. Az önce su içmişti halbuki, neden kuruydu dudakları?

Yolunu şaşıran bir araç, sarhoş bir sürücü, sinirlenmiş bir şoför..

Bunlardan hangisiydi bilmiyordu ama geçmek üzere olduğun yolda tuhaf bir hareketlilik vardı.

Yayalar için yeşil ışık yandı. Geçmek için hareketlendin ama yolda bu ışığı umursamayan, belki de fark etmeyen bir araç vardı.

Korku.

Korku, Eren'in damarlarında dolaştı. Korku, kalbine ulaştı. Sana seslendi sonra.

"[Y/N]! Karşıya geçme!"

Onun sesini duymanla şaşırmıştın ve geriye doğru bir adım attın. Başını kaldırıp Eren'e baktın. Korkmuş gözüküyordu.

Arabanın rüzgârı sana çarpıp giderken sen hâlâ ona bakıyordun. Yolda kimsenin olmadığını fark edince karşıya geçmek istedin ama Eren senden erken davranmış ve sana doğru gelmeye başlamıştı.

O yaklaştıkça yüzünde sadece korkuyu değil, gözyaşlarını da gördün. Şaşkındın. Senin açından sıradan bir olay olmuştu, kurallara uymayan arabalar. Her gün geçip gittiğin yollarda benzer şeyleri yaşıyordun. Ama Eren için sıradan değildi.

Yanına gelip seni kollarının arasına aldığında anladın bunu. Küçük bir çocuk gibi hıçkırarak ağlıyordu, omuzları inip kalkıyordu. Ellerini onun sırtına çıkarıp okşadığında konuştu. Ancak tek söylediği "korktum, çok korktum" oldu.

"Sakin ol, iyiyim. Ne demiştim sana? Yanına geleceğim, sana sarılacağım. Söz vermiştim Eren, buradayım bak."

Hıçkırıkları kesilse de, ağlamaya devam ediyordu. Koca bir bebek değildi de, neydi? Titreyen sesinle konuştun.

"Sen koca bir bebeksin, benim koca bebeğim."

Parmak uçlarına çıkara onun saçlarını okşadın ve minik bir öpücük bıraktın.

"Beni bırakma."

"Asla bırakmayacağım. Bebeğimi bırakıp nereye gidiyorum?"

Sarılmayı bıraktığınızda kızarmış gözleri ile sana baktı, onun bu sevimli ama yürek burkan hâline gülümsedin.

Sen hâlâ ona bakarken o gözlerini kaçırarak özür diledi.

"Ha? Neden?"

"Elimdeki kan kıyafetlerine bulaşmış olabilir."

Yine küçülme bir çocuk gibi kanayan elini gösterdiğinde kaşlarını çattın.

"Eline ne yaptın Eren? Bu hâlinle dışarı mı çıkıyorsun bi de? İnanamıyorum cidden. Benimle gel, eve gidiyoruz."

"Bardak kırıldı, elimi fark etmemiştim. Ama elimi temizleyerek çıksam seni daha çok kanla görürdüm.."

Elini onun yanağına koydun ve okşadın hafifçe.

"Eren.. Kendini daha fazla yıpratma lütfen, çok ağladın. Gözlerine yazık bebeğim, bak, ben buradayım, iyiyim. Sen de iyi ol. Hem günlük hayatta böyle şeyleri çokça yaşıyoruz. Her seferinde böyle ağlamana dayanamam, lütfen.."

Onun yanağına yasladığın elini tuttu ve avuç içini öptü.

"Her zaman dikkatli olmalısın. Ama bu seferki başkaydı, biliyorum. Elimden kayıp gidecektin, hissettim."

Hafifçe gülümsedin ve onun hâlâ dolu olan gözlerine baktın. Küçük bir çocuk gibiydi. Dışarıdan bakıldığında hiçbir korkusu olmayan, sert biri gibi gözüküyordu. Fakat onun minik kalbini biliyordun sen. Onun kalbini görüyordun.

"Söz veriyorum, daha dikkatli olacağım ve senden gitmeyeceğim Eren."

Hâlâ yanağında olan elini daha sıkı tuttu ve başını salladı. Tabiki daha dikkatli olacaktın, daha dikkatli olacaktı. Sana bir şey olmasına izin verir miydi hiç?




























aslında angst bitecekti ama kıyamadım..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 08, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

𝒐𝒏𝒆𝒔𝒉𝒐𝒕𝒔, 𝒆𝒓𝒆𝒏 𝒚𝒆𝒂𝒈𝒆𝒓.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin