Bu kitap tamamen kurgudur benzerlikler tamamen tesadüftür!
Şarkılar: Olivia Rodrigo-Brutal, MaNga-Yine yeni yeniden.
☀️
Penceremden içeri sızıp yüzüme acımasızca vuran güneş yüzünden uyandım. Bugün çok güzel bir gün olacaktı. Öyle hissediyordum. Sonunda 18. Yaşıma girmiştim ve bugün taç giyme törenim olacaktı. Artık ülkenin yönetilmesine katkıda bulunacaktım. Tabii ikizim tacı giymezse.
Küçüklüğümden beri onu sevmezdim. İkizim olabilirdi ama onun hakkında sevmediğim şeyler vardı. Ona ısınamıyordum. Ona genellikle kötü davranmama rağmen sürekli iyi numarası yapıp ailemin gözüne girmeyi başarıyordu. Ben ondan daha büyüktüm. Tabii dakika farkıyla. Ondan üç dakika ondokuz saniye daha büyüktüm. Büyük olan tacı giyerdi. Tabii bunun yanında olgunluk, iyi davranışlar gibi etkenlerde vardı.
Son zamanlarda onunla fazla uğraşmıyordum. Yoksa kötü davranışlarım yüzünden tacı giymem daha da zorlaşırdı. Hatta şu son zamanlarda ona iyi bile davranıyordum. Hem büyük olmam hem de son zamanlarda olan iyi davranışlarım beni onun önüne geçirmeliydi. Eğer bugün tacı ikizim giyerse ona bunun bedelini en ağır şekilde ödettirecektim. İkimizde aynı anda taç giyemezdik. En olgun olan taç giyerdi diğeri kral ve kraliçe tarafından olgunlaşana kadar bekletilirdi. En sonunda kral, kraliçe ve prenses olarak oy kullanıp diğerinin olgunlaşıp olgunlaşmadığını ve tacı hak edip hak etmediğine karar verirlerdi. Eğer bu olay benim başıma gelirse utançtan ve öfkeden yerle bir olurdum. Ama öyle olmayacaktı bugün o tacı ben giyecek, ben prenses seçilecektim. İkizim ise sadece bakacak ve bana boyun eğecekti. Ve taç giymesine karar verileceği her toplantıda onun aleyhine oy kullanacaktım. Tabii sadece benim oyum değil kral ve kraliçenin yani annem ve babamın da oylarıyla karar verilecekti ama olsun onun kötülüğü için elimden geleni yapacaktım.
Yataktan kalktım ve odamın içinde bulunan banyoya girdim. Bugün çok önemli bir gündü bu yüzden daha güzel ve dinç görünmem gerekiyordu. Hemen duşa girdim. Fazla oyalanmadım. Duştan çıktıktan sonra giysi odama girip en sevdiğim elbiseyi aradım.
Bulduğumda onu telekinezi gücümle kendime çektim.Dünyada herkesin farklı farklı süper güçleri vardı. Kimisi uçuyor, kimisi ışınlanıyor, kimisi zihin okuyordu. İkizimde en nefret ettiğim bir özellik daha vardı. Onun iki gücü vardı ve ikiside benimkinden çok daha iyiydi. Kocaman ve bembeyaz kanatları vardı. Onu gören melek sanıyordu. Ama bu bembeyaz kanatlarının yanında onu kötü gösteren ateş gücü vardı. Ellerinden çok güçlü alevler çıkartırdı. En son dört yıl önce ondört yaşındayken kendisine 'aptal' diyip tokatlayan hocasının kendisini tokatlayan elini yakmıştı. Ateşi çok güçlüydü. İstese birini eritecek kadar güçlüydü onun ateşi. Fakat sadece küçük bir yanık bırakmıştı hocasının eline. Fakat çok korkmuştu ve çok pişman olmuştu. Çok nadiren sinirlenirdi ve sinirlendiğinde ateşini kontrol edemezdi. Dokuz yaşındayken Celland'ın kraliyet ailesi bizim krallığımıza dostça bir ziyafet için gelmişti. Olayın nasıl gerçekleştiğini bilmiyorum fakat ikizim Celland'ın tek varisi olan prensin kolunu fena yakmıştı. Ama çocuk gözyaşı dökmemişti. Sadece ikizimin önünde diz çökmüş ondan af diliyordu. Çocuğun ailesi çok kızmıştı. Hemen çocuğu doktora götürmüşlerdi. Bir daha asla gelmediler. Celland krallığıyla Tenya krallığı arasındaki gerginlik böyle başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayrı Dünyalar
FantasyDaha çocukken birini hiç yaktınız mı? Ben yaktım ve cezamı halkımın yarısının ölümüyle ödedim.