BU HİKAYE TAMAMEN KURGUDUR BENZERLİKLER TAMAMEN TESADÜF ESERİDİR!!!
Şarkılar: Unstoppable-Sia
👸
Eva
En son ne zaman içten güldünüz? Gerçekten gözlerinizin içi güldü? En yüksekte olduğunuzu, kimsenin sizin olduğunuz yere erişemeyeceğini ve zirvede olduğunuzu ne zaman hissettiniz? Dokunulmaz olduğunuzu, kimsenin sizin üstünüze söz söyleyemediğini en son ne zaman hissettiniz? Ben bugün hissettim. Kimse bana dokunamazmış gibi hissediyordum. Sanki herşeyden çok daha güçlüydüm. Herkesten çok daha üstündüm.
Annemin ağzından dökülen tek bir kelime ile olmuştu bütün bunlar. Tek bir kelime. Benim adım. Benim kendi adım. 'Lilith Eva Glory.' Bu isim benim zaferimdi. Herkesten üstün olduğumun kanıtıydı bu isim.
Krallığın sonraki varisi bendim. Artık yönetimde olabilirdim. Kendi krallığımı yönetebilirdim. Tabii belirli ölçüde.
Annem ve babam aralarında konuşup yeni varis olarak beni seçmişti. Hem de şu kelimelerle: "Varisi seçerken kalbi ile değil beyni ile düşünen yani duygularıyla değil aklıyla hareket edeni düşündük." Heather'a döndü annem. "Üzgünüm Heather ama varis Eva olacak." Bana döndü. "Ve mutluyum Eva. Senin adına mutluyum bunu hak ettin." Dedi. Bu sefer kalabalığa dönerek konuştu. "Krallığımızın yeni varisi Lilith Eva Glory." Bendim prenses. Ülkede söz sahibi olacak kişi bendim.
Çenemi havaya kaldırdım ve gururla gülümsedim. Kürsüye doğru ilk adımımı atmıştım ki Heather önüme geçti. Kıskançlık yapacağını düşünmüştüm fakat o benim önümde reverans yaptı ve kısık bir sesle "hak ettin kardeşim." Dedi gülümseyerek. Önümden çekildiğinde kürsüye çıktım ve babam mavi renkte taşları olan tacı kafama taktı. Babam çekildikten sonra kafamı kaldırıp salona baktım. Annem konuşmaya başladı. "Tenya krallığının yeni resmi varisi Lilith Eva Glory." Dedi yüksek sesle ve herkes önümde reverans yapmaya başladı. Herkes reverans yaparken annem bana sarıldı. "Bunu gerçekten hak ettin kızım. Seninle gurur duyuyorum." Gülümsedim ve tekrar bana reverans yapmakta olan insanlara döndüm.
Reverans yapmayı bitiren ilk kişi Felix'ti. Sonrasında herkes yavaş yavaş kafalarını kaldırdığında benden birşey bekliyorlarmış gibi bana bakıyorlardı. Anneme anlamaz gözlerle baktım. Annem kulağıma fısıldayarak "Bir konuşma yapman gerekiyor." Dedi. Konuşma mı? İyi de ne diyecektim? Bir konuşma hazırlamamıştım. Ya yanlış birşey söylersem? Rezil olurdum. Herkes bana bakıyordu ve ben gittikçe geriliyordum. Heather'a doğru baktım. Güven verici şekilde kafasını salladı ve dudaklarını oynatarak 'yaparsın' dedi.
Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım. "Öncelikle beni buna layık gören annem ve babama sonsuz teşekkürlerimi ve saygımı sunuyorum. Bu görevi layıkıyla yerine getireceğine ve elimden geleni yapacağıma söz veriyorum." Dedim. Muhtemelen daha uzun bir konuşma bekliyorlardı fakat şuan birşeyler uydurup söyleyemezdim bu yüzden sessiz kaldım. Annem daha fazla konuş(a)mayacağımı anladığında araya girdi. "Hadi bu güzel günü güzel bir ziyafetle kutlayalım." Dedi ve ardından büyük salonun kapısı açıldı. İçeri çeşit çeşit yemeklerle aşçılar girdi servis yapmak için. Herkes masaya oturdu.
Aşçılar yemekleri servis ettikten sonra büyük salondan çıktılar ve insanlar yemeklerini yemeye başladılar.
Sağımda Felix solumda ise Heather oturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayrı Dünyalar
FantasyDaha çocukken birini hiç yaktınız mı? Ben yaktım ve cezamı halkımın yarısının ölümüyle ödedim.