7 - maybe i'll regret later but you'll be mine still

15 4 18
                                    

On yedi yaşındaki Beomgyu kaykayın ucunda oturuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

On yedi yaşındaki Beomgyu kaykayın ucunda oturuyordu. Elindeki telefona bakarak bir şeyler yapıyordu. Kulağında kulaklığı vardı. Belli ki bir şey dinliyordu. Dalgındı.

Bu görüntünün tanıdık gelmesini bekleyene dek beni görmemesi için yanına gitmedim.

Üzerinde krem renk bir hoodie vardı. Başının yarısını kapatan kapüşonu altından siyah kakülleri gözlerine uzanıyordu. Bu aklımda kalan ve onu sevdiğimi bildiğim son haliydi.

Hava neredeyse kararmak üzere olduğundan bahçeye kızıl bir ışık doluyordu. Hafif bir meltem aramızda dolanmaya başlayınca minik kuş ortaya çıktı. Anıların içinde dolanıyordu. Şikayetçi değildim. Belki ne yapmam gerektiğini fısıldardı bana.
Süzülerek uçtu ve Beomgyu'nun tepesine uzanan ağaç dalına kondu.
Bana dikkatli olmamı söylüyordu sanki küçük gözleri.

Belki de önemli nokta buydu. Neden anılara döndüğümü anlayacağım noktadaydım.
Ve evet sonunda hatırlamıştım.
Ona böyle bakmaya devam etmem gerekiyordu. Çok vakit geçmeden beni fark edecekti zaten. Şimdi anıyı net hatırlıyordum.

Bekledim, bekledim.

Birkaç dakika boyunca hiç benden yana bakmadı. Dudakları bir şeyler mırıldanıyordu. Düşüncelerle dolu zihni sayesinde baksa bile görmüyordu. Sonunda vakti geldiğini hissettim ve gözleri beni yakaladı.

Bir an için şaşırdı.

Ona gülümsedim. İfadesi ışıldadı.

" Ayame! Ne zaman geldin?"

Ona el salladım ve parka yürüdüm. Elimdeki market poşetini yere bırakıp kaykayın çaprazındaki salıncağa oturdum.
Bir şey söyleyecekti. Biliyordum. Sessizce onu bekledim.

Eğer olaylar ilk anı yolculuğumdaki gibi değişmeyecekse bile içimdeki pişmanlık gideceği için içimden ne geliyorsa, geçmiş Ayame neleri kaçırdıysa onu yapmalı ve kendime bir şans vermeliydim. İsteğim şey sanırım tam da buydu.

Hayıflanır gibi çınkladı ve poşetime uzandı.

"Neler aldın? İnsan arkadaşını da çağırır."

Ben de uzandım ve onun için aldığımı hatırladığım yerfıstıklı çikolatayı içinden çıkarıp ona uzattım.

"Gelmene gerek yok ki ne isteyeceğini biliyorum."

Bana şebek bir bakış attı. Yüzü gülüyordu şimdi. Keyfi yerine gelerek çikolatayı aldı. Büyük bir hararetle paketini açıp bir ısırık kopardı. Şapur şupur çiğnerken şebek hareketlerini abartarak teşekkürünü sundu.

Tatlılığına gülerek "Afiyet olsun." dedikten sonra ben de bir kraker paketi açıp atıştırmaya başladım.
Bir konu açmam gerektiğini hatırlayarak konuşmaya başladım.

"Bugün lise sonların koridorunda olanları duydun mu Beom?"

"Duymaz mıyım? O çocuk sürekli başına iş açıyor. Bence sonunda bir dayağı hak etti."

The Time Bird ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin