Multimedia Emre.
***
Hâlâ olduğumuz yerde dururken Azmi Abi'yi 'babamı arama' diye ikna etmeye çalışıyordum.
"Abi ne olur söyleme. Yok birşeyim sonuçta. Endişelenmesin şimdi durduk yere. " Dedim sevimli olmaya çalışarak.
"Meriç zaten öğrenecek doktora gidince. Şimdi söylesem ne olur ?" Dedi beni azarlayarak ve sesini biraz yükselterek.
Bana bu zamana kadar babam bile sesini yükseltmedi lan. Bu bana nasıl sesini yükseltebilir. Abi de bir yere kadar... Anıl beyin yanında şöförümden azar yiyorum. O sinirle Azmi abiye yaklaşıp yumruğumu suratının ortasına yapıştırdım. Önceleri bir yıl kadar kickboks ile ilgilendiğim doğrudur. Hâlâ ara ara bazen dövüşüyorum. Azmi abi arkaya doğru sendeleyince dudağının kenarının kanadığını gördüm. Vay canına bu yumruk işinde gerçekten iyiyim.
"Bir daha bana sakın sesini yükseltme. Neler yapacağımı biliyorsun ve inan ki bir dahaki sefere bir yumrukla kurtulamazsın. Bu sadece bir uyarıydı."
Diye bağırdım.Azmi abiye bağırdıktan sonra birden içim acıdı. Yaptığımdan o kadar pişmanım ki... Bu sırada gözüm Anıl beye takıldı ve gördüğüm manzara beni şaşırttı.
Dudağının bir kenarı yukarı kıvrılmış ve benim Azmi abiye attığım yumrukla yüzünde anlam veremediğim bir ifade oluşmuştu.
"Afedersin abi. Ben sana vurmak istemezdim ama biliyorsun bana sesini yükseltmeyecektin. " Dedim bir çırpıda ve yanına giderek ona sarıldım. Oda bana dostça sarılarak ;
"Önemli değil abicim. Sayende çok artistik bir yaram oldu. " Dedi dalgaya vurarak.
Bu dediğine tebessüm ederek başımı sağa sola salladım.
"Tamam o zaman hadi beni önce babamın yanına bırak herşeyi anlatalım sonra Levent abinin yanına bırak beni , hastaneye kontrol için. "
Tam arabaya binmek için kapıyı açmıştım ki Anıl beyin aklıma gelmesiyle arkamı döndüm.
"Ah! Sizide unuttum. Tekrar teşekkür ederim. "
"Önemli değil Meriç. Belki bir gün bir daha karşılaşırız. " Dedi ama Meriç'i o kadar içten söylemiştiki bir an karşımda babam var sandım çünkü ancak bir baba bu kadar içten çocuğunun ismini söyleyebilir.
"Karşılaşıcağımızı hiç sanmıyorum. Karşılaşmamak ümidiyle. Hoşçakalın. " Dedim ve önceden açtığım arabanın kapısından bindim ve ön yolcu koltuğuna oturdum.
Yolda giderken biraz önce yaşadığım olayları düşünüyorum. Önce bana yardım etmesi , sonra diğer olaylar sonra adının ve yüz simasının bana bir yerden tanıdık gelmesi , ismimi öyle içten bir şekilde söylemesi ne biliyim biraz kafa karıştırıcı.
Bir dakika yoksa...
"Azmi abi" dedi sesimi sakin çıkarmaya çalışarak.
"Efendim" dedi gözünü yoldan ayırmayarak.
"O adamı tanıyormuydun. "
"Hayır. Nereden çıktı bu şimdi. " Dedi bana bakarak.
"Şey adı ve yüzü bana bir yerden tanıdık geldi de , bide sen öyle adama senin ne işin var burada der gibi bakınca tanıyorsun sandım. "
"Yok ya ! Nereden tanıyacağım. "
"Bilmem. Belki eski bir iş ortağıdır diye şey ettim. "
"Geldik. " Dedi beni umursamayarak.
Şirketten içeri girerken herkes bana bakıyordu. Benden korktukları kadar babamdan korkmuyorlar bunlar da...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Fısıltı
Ficção Adolescente17 yaşındaki bir genç kız hayatında değer verdiği insanları teker teker kaybedecek ne yapmış olabilirdi ki... Tabikide hiçbir şey yapmamıştı. Yoksa yapmış mıydı? Peki hayat neden onu hep en sevdikleriyle sınamaya başlamıştı? Hayat o doğarken bile on...