3

274 30 82
                                    

Ayağa kalkıp odama gittim. Seonghwa'ya hiçbir cevap vermeden yanından geçtim. Ve odama geldim

~
~

Yatağıma oturduğumda bir süre sadece etrafa baktım. Yatağımda yatan peluş oyuncağım Pofuyu alıp ona sarıldım.

"Sence yapmalı mıyım Pofu?" İçimdeki şeyleri birine anlatmayalı ve yazmayalı yıllar olmuştu. Ben genelde bu kötü düşüncelerden uyuyarak ya da sürekli kendime bi iş bularak uzaklaşmaya çalışırdım. Şimdi birisinin bunu demesiyle yıllardır yaptığım şeyi bırakmak... Emin değildim.
Ama böylede devam edemem sanırım.

Sandalyemi çekip masanın önüne oturdum. Yan çekmecemdeki siyah deri defteri çıkartıp önüme koydum. Boş bir sayfa ararken düşüncelerim yine beni ele geçirmişti. Gözlerim bir yere kilitlenmiş öylece bakıyordu. Yan odada Seonghwa'nın Nex'e seslenmesiyle kendime gelmiştim.

Önümdeki boş sayfaya bir süre baktım ve istemsizce elim tükenmez kaleme gitmişti.

"Ne kadar düşüncen varsa hepsini yazacaksın Hongjoong" dedim kendime.

2. sayfa bittiğinde akan gözyaşlarımı fark etmiştim. 3. sayfayı çevirdim ve yazmaya devam ettim. Bu yazıları çocuk Hongjoong içinde yazıyordum. Çocukluğumdan beri beynimde yer etmiş ne kadar olay ve düşünce varsa hepsini yazdım.

Yazacaklarım bittiğinde yatağıma uzandım. Yanı başımdaki masada peçeteler olurdu her zaman ama şimdi yoktu. İçeriye gittiğimde salon koltuğunda uyuyakalmış olan Seonghwa'yı gördüm. Nex'te onun üzerine çıkmaya çalışıyordu. Nex'i kucağıma alıp başka bir odaya götürdüm.

Odamdaki örtülerden birisinide salona götürüp Seonghwa'nın üzerini örttüm. Peçete alıp odama geri döndüm.

Kurumuş gözyaşlarımı silip yatağıma uzandım. Camdan dışarıya bakarken yatağıma zıplayan Nex yüzünden yerimden zıplamıştım. Korktuğum için o da korkmuştu.

Hemen kucağıma alıp başını sevdim. Birden patilerini boynuma doğru atmaya çalıştı ama o kadar yukarıya yetişemiyordu. Biraz alttan destekleyip yapmak istediği şeyi yapmasına izin verdim. Bana sarılmıştı. Kuruyan gözyaşlarım tekrar akmaya başladı. Bana sarılırken bi yandan mırlıyordu. Daha sonra tekrar kucağıma inip uyuyakalmıştı. Bir kez daha kedilerin hislerine hayran kalmıştım. Yatakta uzanır pozisyona geçip bende uyudum.

Sabah yine Nex'in üzerime zıplamasıyla uyanmıştım. Gözlerimi açtığımda kapıda dikilip beni izleyen Seonghwa'yı gördüğümde hemen yatakta doğrulmuştum.

-Bir sorun mu var?

+Hayır ama kahvaltı hazır.

-Ah tamam geliyorum.

Onlar odamdan çıktığında elim telefonuma gitmişti. "Baş Belasından 18 cevapsız arama"

-Siktir

+Bana mı dedin?

-Ah hayır.

Yunhoyu hemen geri aradım.

-Yunho ne var sabah sabah 18 kere aramışsın?

+Ahmak kafa bugün ne?

-Ne biliyim ben gözümü açalı 2,5 dakika oldu.

+İletişim sunumu diyip susuyorum.

-Siktir. Bugün ne? Çarşamba. Ah tabi ya. Saat kaç?

+9.30

-Yarım saatim var. Tamam sakiniz halledicem ben. Sen nerdesin okulda mı?

+Kantinde oturuyorum.

Can I Touch You -|SeongjoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin