Can I Touch You -|Seongjoong

9

-O zaman şu an itibariyle seninle flörtleşiyorum Kim Hongjoong...

**

**

Heyecandan ne yapacağımı şaşırıp kolunun altındaki boşluktan geçerek kaçtım ve odamda soluklandım. Kapıyı kilitlemiştim. Az önce yaşanan şeye bir mana getiremiyordum. Bunu Hwa'dan beklemiyordum. Yani en azından şu an böyle bir şey olabileceğini düşünmemiştim.

-Hong? Hong iyi misin?

Hwa'nın seslenmesiyle tavana bakan gözlerim kapıya yönelmişti.

Yataktan kalkıp yavaşça kapıyı açtım ve açtığım aralıktan Hwa'ya baktım.

-Seni rahatsız mı ettim? Neden gelmedin kaç saattir yanıma? Özür dilerim Hong. Ben sadece... şa- evet şaka yapmıştım. Hemen alındın sen de.

Bunu söyledikten sonra zoraki bir şekilde gülmüştü.

+Sorun değil Hwa. Bir anda öyle bir cümle duymayı beklememiştim sadece.

-Özür dilerim gerçekten.

+Dileme, gerek yok gerçekten.

-Acıktın mı?

+Hıhı

Gülümsedi.

-Hadi gel ben hazırladım bir şeyler.

+Üzerimi değiştirip geliyorum.

Hwa arkasını dönüp mutfağa yöneldiğinde ben de kapıyı kapatıp üzerimi değiştirdim. Temizlik yaparken epey terlemiştim. Dizimin üstünde biten bir şort ve kolsuz bir tişört giydim. Odamdan çıkıp Hwa'nın yanına yardım etmek için gitmiştim ama o zaten her şeyi hazırlamıştı.

-Oh- Geldin mi? Yemeğin soğumuştu ısıttım hemen umarım beğenirsin.

Her zaman o masanın baş köşesinde ben ise onun yanında otururdum ama şimdi karşı koltuğuma oturmuştu. Muhtemelen beni rahatsız etmemek için böyle düşünmüştü. Sandalyeme oturdum.

+Neden burada oturmuyorsun?

Her zaman oturduğu sandalyeyi gösterdim.

-Değişiklik olsun diye.

Daha fazla üstelemedim. Yemeğimiz yedik ve her zamanki gibi masayı birlikte topladık. Bulaşıkları da birlikte yıkardık.

-Sen salona geçebilirsin ben yıkarım.

+İstemiyorum. Her zamanki gibi birlikte yıkamak istiyorum.

-O zaman bu seferlik sen yıkar mısın? Duşa girmem gerek sonra da okula gideceğim.

+Hwa saat akşam 7'ye geliyor ne okulu?

-Sınavım var ona çalışacağım gece.

+Hwa kaçma.

-Ne? Ne kaçması?

+Yemeğe oturduğumuzdan beri yüzüme bile bakmıyorsun.

-Aa fark etmemişim kusura bakma.

Başını kaldırdı.

-Şimdi gitmeliyim.

Kaçıyordu. Yaptığı şeyden utandığı için şimdi benden kaçmaya çalışıyordu.

O duş ve hazırlanmak için yanımdan gittikten bir süre sonra yıkadığım bardaklardan biri yere düştü ve kırıldı.

-HONG!